Pandora Belgeleri ve vergi cennetleri
Türkiye’den 220’den fazla isim var
Belgeler, Pandora’nın kutusuyla ilgili Yunan efsanesinin adını taşıyor. Mitolojide Pandora, bir kez serbest bırakıldıklarında kontrol altına alınamayan kötülük ve ıstırap güçlerini içeren mühürlü bir kutu açar. ICIJ Direktörü Gerard Ryle, bu sızıntının adının ”Birçok şey hakkında bir kutu açtığı” için bu adın verildiğini söyledi.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) paylaştığı ve 117 ülkeden 600’den fazla gazetecinin incelediği yaklaşık 12 milyon belge, vergi cennetleri sisteminin nasıl çalıştığını açık şekilde gözler önüne serdi. Pandora Papers’ta Türkiye’den de 220’den fazla isim yer alıyor. Bu isimler arasında Türkiye’nin yeni zenginlerinden köklü holding sahiplerine iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin yanı sıra sanat ve spor dünyasından kamuya mal olmuş kişiler de bulunuyor.
Deutsche Welle Türkçe, The Washington Post, Süddeutsche Zeitung, BBC, Istories, El Pais, Le Monde ve The Guardian’ın da aralarında olduğu 150 medya ortağı yaklaşık iki yıl boyunca 2,94 terabayt boyutundaki verileri inceledi. Türkçe basından DW Türkçe’nin katıldığı araştırma dünya basınında büyük ses getirdi.
DW Türkçe’den Pelin Ülker ve Serdar Vardar’ın aktardığına göre, 31 ülkede faaliyet gösteren 14 ‘hukuk’ ve ‘finansal danışmanlık’ firmasından sızan yeni belgelerde, Panama Belgeleri’ne göre iki kat daha fazla politikacı var. Sızıntılar, dünyanın her yerinden 35 ülke liderinin ve 336 politikacı ve yüksek kamu görevlisinin vergi cennetlerinde şirketler açtığını gösteriyor.
Yine bir ICIJ projesi olan Panama Papers 2016’da sızdırıldığında büyük ses getirmiş, farklı ülkelerde offshore’a karşı yeni düzenlemelerin -yetersiz de olsa- yapılmasını sağlamış, İzlanda ve Pakistan başbakanlarının da istifasına neden olmuştu.
En az 11,3 trilyon dolar bu sistemde tutuluyor
Verginin daha yüksek olduğu ülkelerde kazanılıp vergi oranlarının çok daha düşük olduğu vergi cennetlerine aktarılan yıllık para miktarının kesin olarak ne kadar olduğu bilinmiyor. Fakat Paris merkezli Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2020 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, en az 11,3 trilyon ABD doları offshore sisteminde tutuluyor.
Berkeley Üniversitesi’nde “Vergi Kaçakçılığı ve Eşitsizlik” konusunda çalışan akademisyen Gabriel Zucman’a göِre ise dünya ekonomisinin yüzde 10’u offshore sisteminde bulunuyor.
Offshore sisteminin karmaşıklığı ve gizliliği nedeniyle, bu servetin ne kadarının vergi kaçakçılığı ve diğer suçlarla bağlantılı olduğunu veya ne kadarının yetkili makamlara rapor edildiğini bilmek ise mümkün değil.
Türkiye’den Rönesans Holding
İlk etapta yayımlanan belgelerde Türkiye’den Rönesans Holding’in adı geçiyor. Araştırmaya Türkçe basından kabul edilen tek kuruluş olan DW Türkçe’ye göre Rönesans Holding, aldığı çok sayıda kamu ihalesinden elde ettiği kârların bir kısmını Britanya’nın Virjin Adaları’na aktararak vergiden kaçırıyor.
Rönesans Holding’in kurucusu, Erman Ilıcak’ın annesi Ayşe Ilıcak’ın da isminin geçtiği belgelere göre Ayşe Ilıcak, 17 Mart 2014’te Panama’da kurulu hukuk ve danışmanlık firması Alcogal aracılığıyla Dolmine International Ltd. ve Covar Trading Ltd. adlı iki şirket kurmuş. İsviçre’de faaliyet gösteren iki şirketin sermaye kaynağı da Rönesans Holding’in çalışma alanları olan ‘inşaat, gayrimenkul ve enerji üretimi sektörlerinde faaliyet gösteren aile şirketi’ olarak kayıtlara geçmiş.
Covar Trading Ltd.’nin hesaplarını yöneten İsviçreli Kendris Ltd. firmasının 30 Haziran 2017 tarihli mali raporuna göre Covar Trading Ltd.’nin hesaplarına 2015 yılında 105 milyon 524 bin 132 dolar girerken, aynı yıl 105 milyon 484 bin 952 bin dolar ‘bağış’ adı altında şirket hesabından çıkmış. Bağışın nereye gittiği bilinmiyor.
Dolmine International Ltd.’nin mali raporuna göre yine 2015 yılında 105 milyon 212 bin doları şirketin İsviçre’deki Banque Pictet & Cie hesabına yatmış. 2015 için nakit benzeri varlıkların faiz geliri olarak firmaya 491 bin 616 dolar girmiş.
‘Hazinenin kasasına yaklaşık 750 milyon Türk Lirası girecekti’
‘Ayşe Ilıcak’ın sadece bir yılda vergi cennetlerine aktardığı paranın 210 milyon 736 bin 132 dolar olduğunu, 30.09.2021 tarihinde bu miktarın 1 milyar 874 milyon 392 bin 529 Türk Lirası’na denk geldiğini’ hesaplayan DW Türkçe’nin haberine göre ‘Ayşe Ilıcak’ın vergi cennetine aktardığı 210,7 milyon doların yüzde 40’lık gelir vergisi ödenmiş olsa, hazinenin kasasına yaklaşık 750 milyon Türk Lirası girecekti’.
Türkiye vergi cennetleriyle mücadele ediyor mu?
Türkiye’de Ocak 2006’dan itibaren, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 7 no’lu bendi değiştirilerek, vergi cenneti ülkelerinde yapılan ticari işlemlerde yüzde 30 vergi uygulanması kararlaştırıldı. Ancak Bakanlar Kurulu hangi ülkelerin vergi cenneti olduğuna karar vermediği için 15 yıldır bu vergi uygulanamıyor. Bu yüzden Maliye Bakanlığı harekete geçemiyor. Hazine ise gelir kaybına uğruyor.
Türkiye’de vergi cennetleriyle mücadele, paranın kaçışını önlemekten ziyade halihazırda vergi cennetlerine aktarılmış kayıt dışı zenginliğin ülkeye dönmesi ve kayıt altına alınmasına yönelik. Kamuoyunda “varlık barışı” olarak bilinen ve periyodik olarak çıkarılan bu düzenlemeler, offshore ile mücadele yerine teşvik ettiği yönünde eleştiriliyor.
Yurtdışında tutulan varlıkların Türkiye’ye getirilmesi durumunda, ‘nereden buldun’ diye sormayan bu düzenlemeler, kara para aklamanın önünü açtığı için tartışma konusu. 2008’den bu yana uygulanan varlık barışı sayısı şimdiye dek yediyi buldu. Düzenleme, en son geçen haziran ayında yıl sonuna uzatıldı. Türkiye’de sisteme girerek yasal hale getirilen bu kaynakların daha sonra yurt dışına çıkarılmasında hiçbir engel de bulunmuyor.
Kaynağı belirsiz varlığını kayıt altına alanlara ise sıfır vergi avantajı uygulanıyor. Bu durum, kara paranın Türkiye’de aklanma riskinin yanı sıra vergi adaletsizliğine de yol açıyor.