ADI AK, KENDİ KARANLIK
Zahide UÇAR(28.06.2021)
Seçimle geldiler, seçimle gitmeyi düşünmüyorlar. Gelirken karanlık güçleri arkalarına aldılar. İktidarlarını borçlu oldukları “üst akla” diyeti Türk Milletinin varlıklarını yağmalatarak ödediler.
Meşru, yasalara uygun iş yapmayacakları en başından belli oldu. İlk işleri “nereden buldun?” yasasını kaldırmak oldu. Belli ki buldukları meşru ve yasal olmayacaktı. Hesap vermemek için önlemini aldılar. Bütün kurumların;
Denetleme, teftiş kurulları lağvedildi. Belli ki denetlenmesini istemeyecekleri işler yapacaklardı. YAPTILAR DA….
Yargı engelini önce F-CİA ile ortadan kaldırdılar. Sonra AKP F-CİA’dan kurtulup AK Yargı kurdu. AKP’nin hırsızları, arsızları, yağmacıları, yasaları paspas yapanları, tecavüzcüleri, uyuşturucu patronları yargı dışına çıkarıldı. Yargı AKP’ye dokunmayan konular ile muhalif avında kullanılan bir aparat haline getirildi.
Karanlık çete ülkeyi sıfırlayıp yıkıma götürürken merkezden başlayarak karanlık çeperini paraya boğarken, muhalifler gittikçe fakirleşti. Bir liralık işi on liraya ihale ettiler. Bir kişiye 11, 3-5… Belki daha çok yerden maaş verdiler. Alınan duyumlar ihale gelirlerinin ve çok yerden verilen maaşların paylaşıldığıydı…
Hiçbir işleri açık değildi. Oysa gizli kapaklı her iş içinde bir suç barındırır. Gerçek olan budur!.
Ülkeyi 20 yıldır kaos ve algı yönetimiyle bloke ederek yönettiler. Bu yöntem yasa kaçkınlarının yapabileceği iş değildir. Ne böyle bir alt yapıları, ne de böyle bir donanımları var. Bunlar merdiven altlarında, cahil tarikat şeylerinin efsunlamasıyla gerçeklerden kopmuş, bilgiye yabancı varlıklar. Bunlara Goebbels PROPAGANDA YÖNTEMLERİNİ KİM ÖĞRETTİ? ABD’nin Wisconsin Eyaleti Cumhuriyetçi Parti Senatörü McCarthy(1908-1957)’nin o ahlaksız ve zalim yöntemlerini kim öğretti?
Sahi, bunlar Ergenekon ve Balyoz kumpasları başlangıcında 35 CİA ajanını ülkeye almışlardı değil mi? Şimdi onlar acaba neredeler? Bilen, soran muhalefet var mı? Zaten o kumpasların yapılma yöntemini öğrensinler diye seçilmiş savcılarını ABD’ye göndermişlerdi değil mi? Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığında bir yasayla yabancıların çalışmasını sağladılar. Müsteşarlık 2018 yılında kapatılarak her türlü hak ve yükümlülükleri İçişleri Bakanlığına devredildi. Sahi o yabancı çalışanlar ne oldu?
Her işleri kaçak göçek… Devlet Planlama Teşkilatı gibi köklü bir kurumu yok ettiler. Neden? Çünkü bunların devletle, planlamayla işleri yok. Çünkü bunların bütün planları cüzdanla bağlantılı… Devlet Planlama işin içine girince, disiplin gelir. Cüzdana çalışmak zor olur.
Din pazarladılar, dinen küfür sayılan ne kadar ahlaksız ve pis iş varsa yaptılar. Vicdanı olmayan, ahlaksız bir kitle yarattılar. Sedat Peker üzerinden lağım patladı ama lağımdan beslenenler çıkarlarını korumak adına çemberin içinde kalmaya devam ediyor. İçinde rüşvet, cinayet ve tecavüzden, uyuşturucu, silah kaçakçılığına kadar her türlü suçlama var ama tek bir savcı bile soruşturma açamıyor. Siyasiler, sistemin kıl kurdu gaz-teciler, sözde iş adamları… Arsızca, sırıtarak, her şey normalmiş gibi yaşamlarına devam ediyor. Korkunç bir ahlak çöküşü… İçinde insanlığın olmadığı, vicdansız amorf yapıların insan görünümüyle ortalıkta dolaştığı bir bataklık… İşte asıl öldürücü virüs budur! Asıl hastalık budur! Bu ahlaksızlık, bu çirkef tepeden aşağı bütün topluma sirayet eder. Bütün kötülükler zamanla normalleşir.
Elinizde düzgün bir insan malzemesi varsa o ülkeyi ayağa kaldırabilirsiniz. Bu kokuşmuşluk, bu çürüme ile elinizi attığınız her iş elinizde kalır.
Bunları umutsuzluk aşılamak için yazmıyorum. Elimizdeki malzemeye göre çözüm üretilmelidir diye yazıyorum.
Ülkenin üzerine çöreklenen bu asalak ve karanlık yapıyı ülkenin sırtından acilen atmak gerekir.
AKP’nin Genel Başkanı Başbakan olduğu zamandan itibaren yabancı ülke başkan ve başbakanlarıyla yapılan görüşmesini devlet kayıtlarından kaçırıyor. AKP gelene kadar yabancı ülkelerle görüşme yapan bütün hükümet yetkililerinin görüşmeleri kayıt altındadır. AKP Genel Başkanı bu geleneği bozdu. Neden? Devletten, milletten ne saklanıyor?
AKP Genel Başkanı 06 Kasım 2002 tarihinde Yunana Başbakanı Simitis ile 2 saat baş başa görüştü. Yanına Türk tarafından kimse alınmadı. Devlet arşivinde hiçbir kayıt yok. Şimdi biz haklı olarak soruyoruz;
“Ege Denizinde bulunan Türk Adaları o görüşmede mi verildi? Yoksa ABD Başkanları ile yapılan özel(!) görüşmelerde mi verildi? Aksi olsaydı Yunanistan bu işgale asla cesaret edemezdi. İşgal edilen adalarda ABD araçları bu gizli anlaşmalar nedeniyle mi cirit atıyor?”
AKP Genel Başkanı ABD Başkanları ile görüşürken resmi hiçbir vasfı olmayan Egemen Bağış tercümanlık yaptı. … Sonra Egemen Bağış AKP’den vekil ve bakan oldu. Rüşvet ve yolsuzluk nedeniyle, zorunlu olarak bakanlıktan alındı. Belli bir süre geçince Egemen Bağış’ın eşi; “biz de konuşmaya başlarsak…” diye birilerini tehdit etti. O söz üzerine Bağış Prag’a Büyükelçi atandı(!).. Çünkü Bağış ABD Başkanları ile yapılan sır görüşmelerin sır ortağıydı… Saklı-gizli iş yaparsanız, o sırra ortak olana mahkum olursunuz. Ayetle dalga geçer. Duymayıp, kolunuzun altına alarak balkon konuşması yaparsınız.
AKP Genel Başkanı Brüksel’de ABD Başkanı Joe Biden ile görüştü. İkili görüşme gene kayıt dışı yapıldı… Görüşmede tercüman olarak ABD Vatandaşı Merve Kavakçı’nın ABD vatandaşı olan kızı Fatma Gülham Abushanap bulundu… ABD Başkanı Joe Biden sır görüşme için;
“ Ne konuştuğumuzu ben açıklamam, onu Türklere sorun.” Diyor.
Afganistan Kabil Havaalanı’nı Mehmetçik bekleyecekmiş… Sır görüşmenin bu kısmını öğrendik. Kanal İstanbul ısrarı da sır görüşmenin zorlaması olabilir. ABD Karadeniz’i ateş gölüne çevirmeye kararlı. Montrö Antlaşması acilen delinmeli değil mi?
Suriye’nin kuzeyinde 2. Kürt Devletini oluşturan PYD’ye göz yumulacak mı? Kıbrıs ve Akdeniz’deki haklarımız feda edildi mi?
AKP Genel Başkanı Diyarbakır’da Kürt sorunu dediğinde;
“Yahudi Kürt Devleti’ni Erdoğan’a kurduracaklar” demiştim. Nil’den Fırat’a, Büyük İsrail Devleti veya BOP…
Barzanistan’ı imar eden AKP, Türkmenleri Barzani’ye feda etmişti. Suriye’nin Kuzeyini Yahudi Kürdistanı için boşalttı. Boşalan yere PYD yerleşti. 10 Milyon Suriyeliyi AYRICALIKLI HAKLARLA sırtımıza yükledi.
Geçmiş tecrübelerimizden dolayı ciddi endişe içindeyim. AKP Genel Başkanı;
Halkbank Davası, Malvarlığı üzerinden ABD’nin şantajına KARŞILIK taviz verdi mi? Yarınlarda başımıza neler gelecek? BİLMİYORUZ!