POLİTİKA ÜZERİNE

POLİTİKA ÜZERİNE

Naci Kaptan / 21.02.2021

Küçük çocuk babasına sorar;
“Baba, politika nedir?”
Baba düşünmüş taşınmış ve oğluna bir örnekle anlatmak istemiş politikayı:
“Oğlum…” Demiş. “Sana bir örnekle anlatayım. Bu ailenin geçimini sağlayan, para kazanan kişi benim. Benim adım KAPİTALİZM olsun. Annen, ailemizi ve para durumumuzu idare eden kişidir. Onun adı da DEVLET olsun. Annen ve baban olarak bizim görevimiz senin her ihtiyacını karşılamaktır. Senin adın HALK olsun. ana ve kardeşine bakan dadıya da İŞÇİ SINIFI adını verelim. Kardeşin ise daha bebek olduğu için GELECEK diyelim.
Şimdi bu örneği düşünerek politikanın ne olduğunu düşün bakalım. Nasıl bir anlam çıkaracaksın.”
Küçük çocuk akşam olunca bu örneği düşünerek yatmış. Gecenin ilerleyen bir saatinde kardeşinin ağladığını duymuş ve ne olduğuna bakmak için odasına gitmiş. Bir bakmış ki kardeşi feci şekilde altını doldurmuş. Haber vermek için annesinin odasına gitmiş ama annesi derin derin uyuyormuş.
Annesini uyandırmak istemediği için bu kez dadının odasına gitmiş. Ama kapı aralığından bir bakmış ki babası ile dadı mercimeği fırına vermişler. Bunun üzerine vazgeçmiş ve yatağa geri dönmüş. Ertesi sabah babasına: “Babacığım, sanırım politikanın ne olduğunu çok iyi anladım.” diye müjde vermiş.
Babası: “Anlat bakalım!” demiş.
Bunun üzerine küçük çocuk yanıt vermiş:
KAPİTALİZM, gizli gizli İŞÇİ SINIFI ile mercimeği fırına verirken, DEVLET hiçbir şeyden haberi olmadan mışıl mışıl uyuyordu. HALK,kimsenin umurunda değil ve GELECEK de boğazına kadar pisliğe batmış durumda… Politika bu işlerin tamamını görüp ne yapacağını düşünmek galiba…”
Politikanın fıkrası böyle…
Politika, siyasa ve siyaset ile eş anlamlı olan bir kelimedir. Herhangi bir amaca ulaşmak için kullanılan yöntem, devlet işlerini düzenleyip yürütmek için izlenen yol gibi anlamlara gelmektedir. Ama bunların yanı sıra hepimizin bildiği mecazi anlamı da vardır.
Yunanca ‘poli’ çok, ‘tika’ yüz anlamına gelen eski yunanca köklerden oluşur. Politika bilimi (politoloji) politik hareketler ve güç edinilmesi ve kullanımı konusunu inceler. Belirlenen bir hedefe gidilirken izlenmesi gereken davranislari sistemli bir siraya sokan ve geregince ileri ya da geri adim atma surecine verilen isim.
İtalyanca kökenli olan kelime yöntem ve bir amaca ulaşmak için kişinin karşısındakinin duygularını okşaması, nabza göre şerbet vermesi, zaaflarını kullanması biçiminde de ifade edilmektedir.
Şimdi gelelim POLİTİKA’ya

Politika Etiği / Yrd. Doç. Dr. Meral Elçi

Politika, yönetme sanatı

Politikanın hepimizin kafasında farklı anlamları vardır, Politika nedir?
Hükümet icraatlarını etkileme, değiştirme veya yönlendirme işidir. Devlet yönetimini veya kontrolü ele geçirme ve elde tutma bilgisi veya sanatıdır. Birey ve gruplar arasında güç ve liderlikle ilgili olan rekabettir.
Birtakım hünerlerle, çoğu kez dürüst veya ahlaki olmayan şekilde uygulamalarla karakterize edilen etkinliklerdir. Politika, yönetme sanatı veya bilimidir.
Politikanın en temel özelliklerinden biri, çıkar çatışmaları ile dolu olmasıdır. Politikacılar, insanların yaşamsal çıkarları hakkında karar verirler. Bireylerin yaşamsal çıkarları ile böylesine doğrudan karar alırken, işin sonunda, çatışmaya dönmesini önlemenin tek yolu, bu kararların çok sağlam bir haklılık zeminine oturtulmasıdır.
Politikacıların sergileyebildiği etik dışı davranışlar;
Açık anayasa ihlalleri – Kişisel çıkarlar için parti değiştirilmesi – Partizanca yapılan atamalar – Seçim kaybeden milletvekillerinin Kamu İktisadi Teşebbüsleri yönetim kurullarında görevlendirilmeleri – Nakiller, terfiler, kayırmalar, Kariyer vaadleri – Banka kredilerinin yakınlara tashihi – Parti üyelerinden gelen kartlarla iş takibi – Milletvekillerinin iş bulma ya da hasta muayene ettirme ajansları haline dönüşmesi.
Siyasetin yeni bir mecraya doğru kaydığı gözlemlenmektedir. Bundan önceki seçimlerde genel olarak siyasiler Lâiklik ve Cumhuriyet gibi devletin temel nitelikleri üzerinde tartışırlarken bu seçimlerde “siyasetin etik değerleri” denen ahlâkî yönü ve siyasilerin vaatleri üzerinde cereyan etmektedir. Bu siyasetin yavaş yavaş doğru bir mecraya kaydığının göstergesi olarak anlamlandırılabilir.
Kamusal kaynakların kişisel kullanım için harcanması – Siyasal partilerin iktidara geldikten sonra kendilerini destekleyen seçmen gruplarına ayrıcalıklı işlem yapmaları. Bir gerçeği de söylemek gerekiyor. Bizler, kendi siyasi görüşümüzden olanların hırsızlıklarını, rüşvete bulaşmışlıklarını, ahlak dışı davranışlarını görmezden gelme eğilimindeyiz. Kısacası, siyasi particilik söz konusu olunca dürüst davranmıyoruz. Durum böyle olunca milletvekilleri de etik dışı davranışlarında bir sakınca görmüyorlar.
Siyasal iktidarın gelecek seçimlerde yeniden iktidarda kalabilmek için bütçeyi oylarını arttıracak şekilde seçim bölgelerine tahsis ederek bütçe kaynaklarının yağmalanması – Lobicilik yaparak alınacak kararları etkilemeleri – Politik karar alma sürecinde çıkar gruplarının, lobicilik yaparak alınacak kararları etkilemeleri.
Hizmet Kayırmacılığı: Özellikle seçim önceleri iktidarı elinde bulunduran siyasi partilerin, seçimlerde başarılı olmak amacıyla kamu kaynaklarını sonuna kadar kullanması, hatta bu amaçla kaynak olmadan borçlanma suretiyle göstermelik yatırımların temellerinin atılması, yolların tekrar asfaltlanması,
Lobicilik: Siyasal karar alma sürecinde baskı ve çıkar grupları ile Sivil Toplum Kuruluşlarının toplumsal çıkarların aleyhine kendi çıkarları doğrultusunda iktidarları etkileyip doğru karar almalarını etkilemeleridir. Büyük şirketlerin, İşçi, işveren kuruluşları, sendikalar, basın, derneklerin lobi yapması sonucu ülkemizde de çok sayıda örnekler yaşanmıştır. Ülkemiz siyasetinde TOBB ve TÜSİAD gibi kuruluşlar ile basın kartellerinin her zaman etkileri olmuştur.
Seçmenleri oy karşılığı yanıltmaları, aşırı vaatlerde bulunmaları, devletteki işleyişin gizli kapaklı olması, vatandaşların bilgilendirilmemesi. Alınması düşünülen kararların, kimi üst düzey bürokratlarca bazı fırsatçılara çıkar karşılığı sunulması.
Özellikle seçim öncesi “oy ver hizmet al” mantığı çerçevesinde verilen vaatler, il veya ilçe yapma, imar ve vergi afları, sübvansiyonlar, fazla açıklanan ürün taban fiyatları gibi davranışlar kamu kaynaklarında haksız transferlere yol açmak suretiyle gelir dağılımını da bozmaktadır.
Yolsuzluğun özü kişisel çıkar gözetmektir.
Kişisel Çıkar. Yasal müeyyideler de gereklidir ancak, şeffaflık ve süreklilik için “etik kültür” esastır. YOLSUZLUK KAVRAMI: KAMU GÜCÜNÜN ÖZEL ÇIKARLAR AMACIYLA KÖTÜYE KULLANILMASIDIR. YOLSUZLUK, KAMU SEKTÖRÜNDE OLDUĞU GİBİ ÖZEL SEKTÖRDE DE OLMASI MÜMKÜNDÜR
Yolsuzluk Ekonomisi; Küresel Yolsuzluk Raporu’na göre gelişmekte olan veya geçiş ekonomilerinde politikacılar ve bürokratların yılda aldığı rüşvet milyar dolar seviyelerine ulaşmıştır. Yolsuzluk toplumsal düzeyde önemli bir ekonomik büyüklük oluşturmaktadır. Rapora göre, her üç şirketten birinde zimmet, 10 kuruluştan birinde de muhasebe dolandırıcılığı var. Bu olayların yarısında sorumlu üst ve orta düzey yöneticiler.
This entry was posted in Politika ve Gundem, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *