İngiliz siyasi tabiriyle, Uzay Ajansı “ölü kedi” diyebileceğimiz bir şeydir.

Erdoğan’ın uzay programı bir ‘ölü kedi stratejisi’ mi? 

John Lubbock / Şub 13 2021

Türk rap sanatçısı Ezhel hit şarkılarından birinde, “Dedi ki götür beni Ay’a, dedi gidek uzaya” diyor. Çoğumuzun yaşamak zorunda kaldığı sıradan günlük gerçeklikleri gizlemek için büyüleyici bir kurgu olsa bile, kim sevdiklerinin mutlu olmasını sağlamak için bu kadar yol kat etmesini istemez ki?
Türkiye hükümeti için romantik fantezi yeterli değil. Hayallerinizi gerçekleştirecekler. Türkiye’yi yeniden harika yapacaklar ya da en azından kısa süre önce Mars’ı fotoğraflamak için bir uzay sondası gönderen Emirlikler kadar büyük olacaklar. Türkiye halihazırda askeri ihtiyaçlarını tedarik eden iyi düzeyde gelişmiş bir roket endüstrisine sahip, dolayısıyla uzaya gidecek bir roket yapmak ne kadar zor olabilir ki?
Bundan dolayı, Türkiye’nin barışçıl uzay araştırmaları için askeri sanayisini kullanma hırsıyla alay etmemeliyiz, ancak Türk Uzay Ajansı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ile bütçesi kıyaslandığında, hedef şu anda ulaşılamayacak gibi görünüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023’e kadar bir vatandaşı uzaya göndermek istediğini belirtti ve Rusya’nın uzay ajansı bu girişimde Türkiye’ye yardım teklifinde bulundu.
Tabii Türk kadınları için de güzel haberler var. OECD’nin 2008-2018 yılları arasında kadınların Türk işgücüne katılımında bir düşüş kaydetmesine rağmen, Yeni Türkiye’de bir “kadın bile” astronot olabilir.
Ama elbette, sıfır yer çekiminde ne tür bir kebap yemenin en kolay olacağını hayal ederek kendimizi eğlendirirken (tantuni tantunidir), Türk hükümetinin yapmamızı istemediği diğer şeylerden bahsetmiyoruz.
İngiliz siyasi tabiriyle, Uzay Ajansı “ölü kedi” diyebileceğimiz bir şeydir.
“Ölü kedi” stratejisi, Avustralya Halkla İlişkiler gurusu Lynton Crosby tarafından İngiliz Muhafazakar Partisi için icat edildi ve bu kavram artık kendi Wikipedia sayfasını hak edecek kadar tanıdık geliyor.
Boris Johnson stratejiyi şu şekilde tanımlıyor:
“Yemek masasının üzerine ölü bir kedi atmak konusunda kesin olan bir şey var – o da insanların öfkelenecekleri, telaşlanacakları, tiksinecekleridir. Bu doğru ama alakasız. Avustralyalı arkadaş diyor ki herkes, ‘Tanrım dostum, masada ölü bir kedi var!’ diye bağıracak. Başka bir deyişle senin konuşmalarını istediğin ölü kedi hakkında konuşacaklar ve sizi bu kadar üzen konu hakkında konuşmayacaklar.”
Öyleyse belki bu uzay tabanlı ölü kedi stratejisini ve bununla ilgili asteroit fantezilerini unutalım ve hükümetin bahsetmemeye çok istekli olduğu Türk siyasetinin korkunç durumuna dönelim.
Türkiye’nin İlerici Sendikalar Konfederasyonu’na göre 10 milyondan fazla kişi işsiz, yani işgücünün yüzde 28,8’i. Enflasyon neredeyse yüzde 15 seviyesinde. 2019’da 330 binden fazla kişi yurtdışında yaşamak için Türkiye’den ayrıldı. Türkiye şu anda Freedom House endeksinde ‘özgür değil’ listesinde yer alıyor. Türkiye’nin kişi başına GSYİH’ı 2013’te 12 bin 614 dolarlık zirvesinden 2019’da 9 bin doların biraz üzerine kadar düştü ve muhtemelen o zamandan bu yana daha da düştü.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Türkiye’nin basın özgürlüğü önemli ölçüde düştü. Sınır Tanımayan Gazeteciler, Türkiye’yi basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 154. sırada gösteriyor. Türkiye İnsan Hakları Derneği şu anda 67 gazetecinin içeride olduğunu belirtiyor ve Türkiye medyasının yüzde 96’sının hükümetin kontrolü altında olduğunu aktarıyor.
Türkiye’de geçen yıl 407 kadın cinayeti oldu. 15-60 yaşları arasındaki Türkiyeli kadınlarının yüzde 42’si eşlerinden fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor.
Türkiye’nin Kürt vatandaşlarını temsil eden siyasetçiler, demokratik olarak seçildikleri görevlerinden kısa bir süre sonra çıkarılıyorlar ve yerlerine hükümet tarafından belirlenenler atanıyor. Kürtçe oyunlar yasaklandı.
Türkiye şu anda Libya, Suriye ve Irak’ta aktif olarak savaşıyor. Dağlık Karabağ’daki savaşı için Azerbaycan’a ekipman sağladı ve halen Doğu Akdeniz’de doğalgaz kaynaklarına erişim arayışında agresif bir şekilde yayılmacı bir gündem peşinde koşuyor.
Türkiye’den gelen tüm kötü haberler göz önüne alındığında, belki de hükümet üyeleri kendilerini asteroid ve Mars’a gitme fantezileriyle avutmak istedikleri için affettirebilirler. Ne de olsa Mars üzerinde, Doğu Akdeniz’deki gaz kaynaklarından çok daha az hak talebinde bulunan var.

https://ahvalnews-com.cdn.ampproject.org/c/s/ahvalnews.com/tr/turkiye/erdoganin-uzay-programi-bir-olu-kedi-stratejisi-m
This entry was posted in Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *