Boğaziçi üzerinden ideolojik hesaplaşma

Boğaziçi üzerinden ideolojik hesaplaşma

Boğaziçi öğrencileri, demokratik hakları için yeni atanan rektöre tepki gösterdiler. Aslında, üniversite rektörlerinin, atama ile değil de üniversite mensupları tarafından seçilmesi, tüm üniversiteler için makul bir istekti.
Demokratik haklar için “demokratik üniversite”
Üniversite rektörü olarak, eski iktidar milletvekillerinin atanması, üniversite dünyasında, kabul edilebilir bir şey değildir. Bilimin siyasileştirilmesi, elbet kabul gören bir husus olamaz.
Tepkilerin ilk olarak, Boğaziçi Üniversitesinde olmasının, haklı ve tarihi gerekçeleri vardı.
Elbette, lise dengi oluşturulmuş, üniversitelerden, demokratik tepkilerin gelmesini bekleyemezdik. 12 Eylül, Amerikan darbesinden önce de tarihi geçmişi olan, üniversitelerden demokratik tepkiler gelirdi. Sonra YÖK diye bir ucube oluşturuldu ve üniversitelerin sesi yok oldu.
Tepkileri kullanan çevreleri, iki ana sınıfa ayırmak mümkün.
Öğrencilerin demokratik üniversite taleplerini destekleyenler ve öğrencilerin eylemlerini terörize eden ve terörizm ile eşdeğer gösterenler.
İktidar ve yandaşları, eylemleri düşmanlaştırmak, şetanlaştırmak, ötekileştirmek ve kendi ideolojisini, egemen kılma yönünde yaklaşmaktadır. Ve üniversite öğrencilerine Amerikan ajanı muamelesi yapmaktadır. İktidarın bu yaklaşımını haklı çıkaracak, ABD’den bazı açıklamaların gelmesi, öğrencilerin haklı eylemelerini, haksız konuma düşmesinde, iktidar çevrelerince, kullanılmasına sebep olmaktadır.
Üniversite öğrencilerinin haklı tepkileri, ideolojik hesaplaşmaların zemini olmamalıdır. İktidar çevrelerinden yapılan tehditlerin birisinde, İlahiyat Profesörü, bir zat, “gelir oraya, tüm varlığınızı ortadan kaldırırız” diyebilmiştir.
Öncelikle şunu ifade etmek gerekir; bizim iç işlerimize kimse dışarıdan müdahale etmemelidir. Üniversite öğrencilerinin masum ve makul eylemlerine, gölge düşürmemelidirler. İç gericiliğe malzeme çıkartılmamalıdır. Ve iç ırkçılığa gerekçe oluşturulmamalıdır.
12 Mil öteden, olayı kavramadan, Amerikalı yetkililerin, öğrencilerin yanındaymış gibi açıklamaları, katiyet kabul edilemez. Bu tür müdahaleler, Türkiye’nin iç barışına destek değil köstektir.
Demokratik öğrenci eylemlerinin, öğrencilerin kendilerini ifade etmeleri için, dış desteğe ihtiyaçları yoktur. Ülke insanı ve onların çocukları, bunu kavrayacak ve sorumlu davranacaklardır.
Üniversite öğrencilerinin, demokratik hak taleplerine, hiçbir güç odağı, kendi ideolojini zerk edecek davranışta bulunmamalıdır. Bu zaten içinde yaşadığımız koşullar itibariyle, mümkün de değildir.

Bülent Esinoğlu <bulentesinoglu@gmail.com> 09.02.2021
This entry was posted in BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI, EĞİTİM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *