İTİNA İLE İSLAMİ KONFEDERASYON KURULUR, TERÖR VE GLADYO EĞİTİMİ VERİLİR * SADAT

private Sicherheitsfirma SADAT in der Türkei

Ulusal güvenlikte bir kapalı kutu: SADAT

Türkiye’deki özel güvenlik şirketi SADAT’la ilgili iddialar artıyor. Cumhurbaşkanı’nın “paramiliter gücü” olduğu iddialarından Suriye’deki rolüne kadar Almanya’da da soru önergelerine giren şirketi mercek altına aldık.

Kendisini “Uluslararası savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek şirket” olarak tanımlayan SADAT A. Ş. hakkında kurulduğu 2012 yılından bu yana farklı iddialar ortaya atılıyor. Şirket bugüne kadar 15 Temmuz darbe girişimi sırasında askerle çatıştığı ve SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’den daha nüfuzlu olduğu gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, iki yıl önce SADAT’ın Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları olduğu iddiasını ortaya attı. Son olarak Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mehmet AliGüller, 6 Şubat’ta yayınlanan köşe yazısında, “İdlib’deki gözlem noktalarının kurulmasını SADAT istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da TSK’nın karşı çıkmasına rağmen kabul etti” iddiasını öne sürdü.
SADAT’ın kurucusu olan ve yakın döneme kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenlik danışmanı olan Adnan Tanrıverdi, tüm iddiaları kesin bir dille reddediyor. Dönem dönem şirketin resmi internet sitesi üzerinden ya da medyaya verdiği röportajlarda SADAT’ın Türkiye’de ve yurt dışında hiçbir sivile veya gruba silahlı eğitim vermediğini belirten Tanrıverdi, “Hizmetlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin dost ve müttefik ülkelerinin orduları ve polis teşkilatlarına yönelik programlar içermektedir. Bunun dışında bir çalışmamız olmamıştır” diyor.
Bugüne kadar söz konusu iddialara yönelik herhangi bir hukuki soruşturma açılmadı. Şirket hakkında son yedi yılda meclise verilen soru önergelerine ise hükümet tarafından yanıt verilmedi. Son dönemde Suriye’deki faaliyetleri de merak konusu olan SADAT hakkındaki iddiaları ve bilinenleri altı soruda derledik.
SADAT ne zaman, kimler tarafından kuruldu? Faaliyet amacı ne?
Tam adıyla “SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi”, 28 Şubat dönemindeirtica suçlamasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) atılan 23 subay ve astsubay tarafından 28 Şubat 2012 tarihinde kuruldu. SADAT’ı kuran ekibin başında emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi bulunuyor. Arapça “Seyitler” anlamına gelen SADAT’ın askeri alanda eğitim, donatım ve danışmanlık faaliyeti göstereceği ülkeler, Türkiye’nin dış politikasına uygun şekilde seçiliyor. Şirketin son yıllarda savunma sanayisinde önemli adımlar atan Türkiye’nin silah ihracatı konusunda da ‘pazarlamacı’ olarak görev yaptığı öne sürülüyor. İnternet sitesinde şirket merkezi olarak İstanbul-Beylikdüzü gösteriliyor. SADAT bünyesinde kaç kişinin çalıştığı, bu kişilerden kaçının asker kökenli olduğu ise bilinmiyor.
SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi kimdir?
SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, 30 yıl boyunca Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nda görev yapmış eski bir asker. Kara Harp Akademisi’nde dersler de veren Tanrıverdi’nin öğrencisi olan isimler arasında 15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı olan şimdiki Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da var.
1992 yılında tuğgeneralliğe yükseltilen Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde “kadrosuzluk” gerekçesiyle emekli edildi. Emekliye ayrıldıktan sonra kendisi gibi ordudan uzaklaştırılan bin 632 asker tarafından kurulan Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) girdi ve 2004-2009 yılları arasında Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) genel başkanlığını yürüttü. ASDER, bünyesindeki Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK’nın yeniden yapılandırılmasına yönelik fikirler ortaya koyarak adını duyurdu. ABD’deki benzer şirketlerden  etkilenen Tanrıverdi, aynı şekilde faaliyet gösterecek bir Türk şirketi kurma kararı aldı.
DW Türkçe’ye konuşan İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı ve İzmir milletvekili Aytun Çıray, bugüne kadar SADAT’ın hangi faaliyetlerde bulunduğu hakkında üç soru önergesi verdiğini, ancak hiçbirine yanıt alamadığını belirtti.
SADAT’ın yaptığı işlere dair Türkiye kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çıray, “Büyük devletlerin de resmi olmayan orduları olduğunu biliyoruz. Ama bu şirketler dışarıdan devlet yönetir şekilde davranamaz. SADAT hakkındaki vahim iddiaların doyurucu biçimde yanıtlanması gerekiyor” diyor.
Tanrıverdi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında nasıl bir ilişki var?
Adnan Tanrıverdi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanışıklığı 1994 yılına dayanıyor. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olduğu dönemde, Tanrıverdi de İstanbul Maltepe’de Tugay Komutanı olarak görev yapıyordu. Bu sırada, ortak bir tanıdıkları vasıtasıyla tanışan Erdoğan ve Tanrıverdi’nin ilişkisi zamanla dostluğa dönüştü. İkili, 28 Şubat döneminden sonra giderek yakınlaştı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında ise Erdoğan ve Tanrıverdi’nin ilişkisi yeni bir boyut kazandı.
Tanrıverdi, Erdoğan’ın isteği ile güvenlik konularında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak görev yapmaya başladı. Devletin en tepesindeki güvenlik zirvelerine katılmaya başladı. Aralık 2019’da İstanbul’da düzenlenen 3. Uluslararası İslam BirliğiKongresi’ne katılan Tanrıverdi’nin burada yaptığı “Mehdi’nin gelişine hazırlanmamız gerekiyor” şeklindeki açıklaması, kamuoyunda büyük tepki uyandırdı. Tanrıverdi, tepkiler üzerine 8 Ocak 2020’de hem başdanışmanlık hem de Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinden istifa etti.
SADAT ekipleri hangi ülkelerde faaliyet gösteriyor?
Şirketin faaliyet alanı başta Türkiye’nin yakın coğrafyası olmak üzere, tüm İslam ülkeleri ve Müslüman nüfusun yüksek olduğu ülkeler olarak gösteriliyor. SADAT’ın bugüne kadar Yemen, Libya ve Suriye’de bazı görüşmeler yürüttüğü iddia ediliyor. Ancak bu görüşmelerin içeriği ve operasyonel faaliyetlere dönüşüp dönüşmediği bilinmiyor. Şirket 2013 yılında Libya ordusu ile askeri spor tesisi ve zırhlı araç bakım-onarım merkezi kurmak için iki adet İyi Niyet Protokolü imzalamıştı. Ancak Ağustos 2013’de eski Tümgeneral Halife Hafter’in başlattığı isyan sonrasında, bu anlaşmalar hayata geçirilemedi. O tarihten beri SADAT’ın Libya’da Hafter’e karşı savaşan güçlere destek verdiği iddiaları öne sürülüyor. Son olarak TSK güçlerinin Libya’ya gitmesini sağlayacak tezkerenin Meclis’ten geçmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalif güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak” açıklamasını yapmıştı.
SADAT, şu anda Suriye’de nasıl bir rol üstleniyor?
Şirket, bugüne kadar Suriye’nin içerisinde veya dışarısında herhangi bir eğitim veya örgütlenme faaliyetinde bulunduğuna dair iddiaları yalanlıyor. Ancak son olarak kısa süre önce Putin yönetimine yakınlığıyla bilinen Federal Haber Ajansı, Özgür Suriye Ordusu militanlarının SADAT ekipleri tarafından Libya’ya götürüldüğü iddia edilmişti.
DW Türkçe olarak şirketin Suriye’deki faaliyetlerine yönelik iddiaları sormak için SADAT’ın merkezinetelefonla ulaştık. Ancak Adnan Tanrıverdi ile görüşme talebimiz kabul edilmedi. DW Türkçe’nin ulaştığı güvenlik kaynaklarına göre, SADAT’ın Suriye politikasında belirleyici olması pek mümkün değil. Kaynaklara göre bunun en önemli nedeni ise Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ordu içindeki etkinliği. Özellikle Türkiye’nin askeri varlığının yoğun olduğu Irak ve Suriye’de, SADAT’ın TSK’dan bağımsız hareket edemeyeceği dile getirildi.
SADAT Almanya’da nasıl gündeme geldi?
Alman Sol Parti’den Ulla Jelpke, Andre Hahn, Gökay Akbulut başta olmak üzere bazı vekiller, hükümete SADAT’a dair bir soru önergesi yöneltti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30 Eylül 2018’de Köln’deki cami açılışını yapmak üzere yaptığı Almanya ziyareti sırasında koruma olarak görev alan kişilere yönelik soru önergesinde, SADAT da soruldu.
Erdoğan’ın ziyaret sırasında Türkiye resmi heyeti içinde ya da koruma olarak görev alan kişiler arasında SADAT A.Ş.’den kişilerin olup olmadığı sorusuna hükümetten verilen yanıtta, “Bu konuda bilgi sahibi” olunmadığı belirtildi. Yine SADAT kurucusu Tanrıverdi’nin de yine aynı şekilde söz konusu heyet ya da koruma ekibinde olup olmadığı ve Alman hükümeti ile yürütülen görüşmelere katılıp katılmadığı soruldu. Hükümetin yanıtında, “SADAT kurucusu Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmi ziyareti kapsamında gelen heyet içinde bulunmadı” denildi.
Soru önergesinde, Alman hükümetinin bugüne kadar ne SADAT ne de Tanrıverdi ile herhangi bir iletişimdebulunduğu ifade edildi. Yine soru önergesinde yöneltilen, “Alman hükümetinin SADAT’ın Almanya’daki olası faaliyetlerine ilişkin bilgisi var mı?” ve “SADAT’ın Kuzey Suriye, Irak ve doğu vilayetlerindeki faaliyetlerine ilişkin bilgisi var mı? sorularına “Alman hükümetinin bu yönde bilgi sahibi olmadığı” yanıtları verildi. [1]
Aram Ekin Duran / © Deutsche Welle Türkçe
https://www.dw.com/tr/ulusal-güvenlikte-bir-kapalı-kutu-sadat/a-52357400

SADAT başında Cumhurbaşkanı bulunan İslami konfederasyon kurdu

SADAT başında Cumhurbaşkanı bulunan İslami konfederasyon kurdu

Yeniçağ: 11.01.2021
Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi’nin (SADAT) kurucusu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı emekli General Adnan Tanrıverdi’nin düzenlediği İslam Birliği Kongresi’nde, başında cumhurbaşkanı bulunan, İslam inancına dayalı bir konfederasyon kurulması kararlaştırıldı.
Cumhuriyet’ten Işık Kansu’nun haberine göre, suikast eğitimi verdiği iddia edilen SADAT’ın kurucusu, eski Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, İslam Birliği Kongresi düzenledi. Kongrede, başında cumhurbaşkanı bulunan İslama dayalı konfederasyon kurulması kararlaştırıldı. Konfederasyonun iç güvenliği, dış politikası ve adalet sistemi tek merkezden yönetilecek.
Tanrıverdi’nin başkanı olduğu Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği’nin (ASSAM), Üsküdar Üniversitesi yetkilileri ile devlete ait Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal’ın da katıldığı 4. Uluslararası İslam Kongresi, geçen aralık ayında sanal ortamda gerçekleştirildi. Kongrenin sonuç bildirgesi geçen günlerde açıklandı.
İslam dünyasının “süper güç” olarak tarih sahnesine yeniden çıkabilmesi için Asya-Afrika (Asrika; 28’i Asya, 27’si Afrika, 4’ü Avrupa, 2’si Güney Amerika ülkesi) coğrafyasında 9 bölgesel federasyondan oluşan bir İslam birliği konfederasyonu oluşturulması önerilen bildirgeye göre; her İslam ülkesinde birer “İslam birliği bakanlığı” kurulacak, bir de İslam ülkeleri parlamentosu oluşturulacak. İslam ekonomisine dayalı bir ekonomik işbirliği sistemi ve ortak savunma sistemi kurulacak, iç güvenlik ve dış politika tek merkezden yönetilecek, ortak adalet sistemi kurgulanacak. Kurulacak İslam birliğinin; resmi dili, bayrağı, başkenti, yasama ve yürütme yetkisi olacak. Gümrük birliği sağlanacak, ortak pazar kurulacak, para birliğine gidilecek.
ANAYASASI OLACAKİslam ülkeleri konfederasyonunun bir anayasası olacak, başta bir konfederal cumhuriyet başkanı bulunacak. Onun altında konfederal cumhuriyet başkan yardımcıları görev yapacak. Bölgesel federal cumhuriyet başkanları, adalet, milli savunma, içişleri, dışişleri bakanları, genelkurmay başkanı, kara, deniz, hava ve müşterek kuvvet komutanlarının katıldığı “konfederal cumhuriyet güvenlik konseyi” oluşturulacak. Ayrıca, konfederasyon merkezinde genelkurmay başkanı, kara, deniz, hava vb. komutanlıklar bulunacak.
SADAT başında Cumhurbaşkanı bulunan İslami konfederasyon kurdu

Eski Saray Başdanışmanı Tanrıverdi’nin şirketi,
suikast tekniği hizmeti veriyor: SADAT’tan gladyo eğitimi

Işık Kansu / 10 Ocak 2021 / Pazar

Eski Saray Başdanışmanı Tanrıverdi’nin şirketi, suikast tekniği ve gayri nizami harp hizmeti veriyor. SADAT şirketi, verdiği hizmetleri AKP döneminde aldığı özel güvenlik yetkisi ile yürütüyor…
AKP yönetiminin son günlerde çeşitli olayları bahane ederek “darbe senaryoları” üretmesine karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı, emekli general Adnan Tanrıverdi’nin Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi (SADAT), resmi sitesinden “suikast tekniği” ve “gayri nizami harp” hizmetleri verdiğini duyurdu. Adnan Tanrıverdi, şirketin kurulduğu dönemde, SADAT’ı, AKP hükümetinde yer alan yetkililerin isteği üzerine kurduklarını açıklamıştı.
2012 yılında TSK’den emekli olmuş 23 subay ve astsubayın kurduğu ve savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren SADAT şirketi, AKP’nin iktidarda olduğu 2012’de İstanbul Valiliği’nden özel güvenlik yetki belgesi aldı. Şirketin kendi belgelerine göre, silahlı kuvvetlerin ve iç güvenlik güçlerinin organizasyonu, stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım alanlarında hizmet vererek İslam dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olmasını amaçlıyor.
“İslam Birliği olacak mı, olacak. Nasıl olacak, Mehdi Hz. geldiği zaman. Peki, Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki, bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor”  diyen Tanrıverdi, tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştükten sonra başdanışmanlık görevinden istifa etmişti.
BASKIN VE SABOTAJ KURSU
SADAT’ın resmi sitesinde yer alan bilgilere göre, askeri eğitim hizmetleri veriyor. Örneğin; kara harekâtı eğitim programında, yetişmiş eğitimciler tarafından, her kursiyer için tahsis edilen özel teçhizat ile arazi ortamında pusu, istihbarat, baskın ve sabotaj, uçak-helikopter yönlendirme eğitimleri veriliyor. Kurs sonunda elde edilecek kabiliyetler arasında “ordu organizasyon şemasında bulunan kademelerin en alttan en üst seviyeye kadar olan birimlerinde uyumlu bir şekilde görev yapabilme” yetisi de bulunuyor.
Keskin nişancılık eğitim paketini alanların, tabanca ve piyade tüfeği atışlarında yüzde 60 başarı sağlaması öngörülüyor.
SUİKAST TEKNİKLERİ 
Koruma eğitim paketindeki kursiyerlerden de tabanca ve tüfek atışlarında yüzde 60 başarı sağlanıyor ve kurs sonucunda, temel koruma teknikleri ve “suikast teknikleri” konusunda “imkân ve kabiliyetler” pekiştiriliyor. Kurs sonu yapılacak test ve değerlendirmelerde başarılı olan kursiyerlere, kursu takip ettiğini ve başarı durumunu belirten bir “koruma uzmanlığı” sertifikası veriliyor.
GLADYO PAKET PROGRAMI 
“Bomba imali”nin de öğretildiği belirtilen tahrip eğitim paketinin yer aldığı programda, ayrıca Gladyo’nun kullandığı teknik olan “gayri nizami harp” eğitimi paketi de bulunuyor. Gayri nizami harp kursunun eğitim içeriği, SADAT’ın programında özetle şöyle yer alıyor: “İstihbarat, mukavemet harekâtı, gerilla harekâtı, kurtarma-kaçırma harekâtı, özel kuvvetler harekâtı, psikolojik harp harekâtı, gayri nizami harp liderliği.”
Gayri nizami harp kursunu kazananlar programa göre şu yetenekleri kazanıyorlar: “Sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, tedhiş, sokak hareketleri türü eylemlerde ve gizli etkinliklerden oluşan harekât teknikleri.”
İSLAM DEVLETİ İSTEMİ
SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı yaptığı dönemde, İstanbul’un başkent, resmi dilin Arapça olduğu bir İslam devleti oluşumu önermişti. Geçmişte Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı Lojistik ve Harekât Şube Müdürlüğü görevinde bulunmuş olan Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği yöneticileri arasında Akit gazetesi yazarı ve eski AKP Sarıgazi Belde Başkanı Sabri Balaman, geçmişte irticai faaliyetler gerekçesiyle TSK’den uzaklaştırılmış olan Ersan Ergür, Reşat Fidan gibi isimler de yer alıyor.
Yakın geçmişte, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, SADAT’ın “Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları kurduğu”nu gündeme getirmiş, şirket bu savlara karşı çıkmıştı.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/eski-saray-basdanismani-tanriverdinin-sirketi-suikast-teknigi-hizmeti-veriyor-sadattan-gladyo-egitimi-1804869

Emekli askerlerden ‘suikast teknikleri’ eğitimi veren SADAT için çağrı

Emekli askerlerden ‘suikast teknikleri’ eğitimi veren SADAT için çağrı

cumhuriyet.com.tr / 13 Ocak 2021 Çarşamba
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu SADAT’ın “suikast tekniği” ve “gayri nizami harp” eğitimleri vermesini “mahzurlu” olarak nitelendirerek, “Bu şirket soruşturulmalı, hatta kovuşturulmalıdır. Cumhuriyet hukukunun buna tedbir getirmesi gerekmektedir” dedi. Emekli Kurmay Albay Murat Tulga ise İçişleri ile Milli Savunma bakanlıklarının bu konuda açıklama yapması ve takipçisi olması gerektiğine işaret etti.
Cumhuriyet; Erdoğan’ın eski başdanışmanı olan Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu ve dönemin AKP hükümetinde yer alan yetkililerin isteği üzerine kurduğunu açıkladığı SADAT’ın “suikast tekniği” ve “gayri nizami harp” hizmetleri verdiğini ve İslama dayalı konfederasyon kurulması öngörülen konferans düzenlediğini duyurmuştu. SADAT’ın bu “hizmet ve kararlarına” yönelik açıklama yapılmazken, SADAT’a ilişkin geçmişte verilen soru önergelerinin de yanıtsız kaldığı ortaya çıkmıştı.
Cumhuriyet’e konuşan Yavuz, TSK dışında bir kuruluşun bu tarz eğitimler vermesinin “mahzurlu” olduğunu vurgulayarak, “Her şey devletin kontrolü altında olmalı. Bu tür şirketlerin hangi istikamete nasıl meyledebileceği konusu belirsizdir ve hukuk devletinin kurallarının zorlanmasıdır” dedi. Türkiye’nin bir hukuk devleti olarak kalmak durumunda olduğuna işaret eden Yavuz, “Tanrıverdi’nin Cumhuriyet’e karşı olduğunu ve dikkatle takip edilmesi gerektiğini” söyledi.
Yavuz, SADAT’ın “soruşturulması, hatta kovuşturulması” gerektiğine de dikkat çekerek şunları kaydetti: “İktidarın gidişatına bakarsanız, SADAT’ın düşünceleriyle paralellik içinde olduğunu görürsünüz. İktidarın mecburiyetlerine bakarsanız, SADAT’ın görüşlerine aykırı bir tutum takındığını görürsünüz. SADAT, geçmişte ülkenin eyaletlere bölünmesini istedi. Türkiye bugün, merkezi bir yönetimin daha çok hissedildiği bir strateji yürütüyor. Bu ikircikli yapı sürdüğü sürece Türkiye’de önemli bir rejim sorunu olduğu anlamına gelir. Tehlikeli bir durumdur. Cumhuriyet hukukunun buna tedbir getirmesi gerekmektedir.”
‘ABESLE İŞTİGAL’
Emekli Kurmay Albay Murat Tulga ise “gayri nizami harp” konusunun, tamamen silahlı kuvvetlerin kafa yorduğu ve kafa yorması gereken bir konu olduğunu vurgulayarak, “bu durumun sivil bir organizasyon tarafından ele alınmasının ve görüş dahi bildirilmesinin abesle iştigal olduğunu” söyledi.
Kozmik Oda davası ile FETÖ’cü hâkim ve savcılar tarafından Türkiye’nin gizli bilgi ve belgelerine sahip olunduğuna dikkat çeken Tulga, “İslami ideolojiyi yönlendiren siyasi iktidarın bu konudaki ilgisi ilginç. Kozmik Oda açılıp bilgiler elde edilmeye çalışıyor, diğer yandan hâlâ sivil kuruluşlar tarafından bu konu gündemde tutulmaya çalışıyor. Bu önemli bir ilişki” dedi.
Silahlı kuvvetlerin geldiği konum itibarıyla siyasallaştığını, askeri birliklerde siyasi konuşmalar dahi yapıldığını vurgulayan Tulga, “SADAT kim oluyor? Bunu muhakkak sormak gerekiyor. Bu organizasyonun, Genelkurmay’ın MSB’ye bağlanması gibi daha önce beyin fırtınalarında tartıştığı ve ‘silahlı kuvvetler ilişkileri böyle olmalı’ dediklerinin yüzde 90-95’i şu anda olmuş vaziyette. İçişleri ile Milli Savunma bakanlıklarının açıklama yapması ve takipçisi olması lazım. Gayri nizami harp ve suikast teknikleri hizmetleri, haddi ve boyutu aşmak demek. Bu konuda mutlaka soruşturma ve Meclis araştırması yapılması gerekir. Eski Genelkurmay olsa, 50 kere suç duyurusunda bulunurdu. Muhalefetin gündeme getirmesi lazım” ifadelerini kullandı.

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/emekli-askerlerden-suikast-teknikleri-egitimi-veren-sadat-icin-cagri-1805596
This entry was posted in FAŞİZM, İrtica, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *