ŞİİR MOLASI * BÜYÜKLERE MASALLAR ( İŞTE CENNET )

Bu dağlara gelince:
Rüzgarlara koşarım
Soğuk sulara yatarım
Ruhum tazelenir
Yüreğim çarpar
Zamanın pencereleri açılır
Sevinçle dolarım


BÜYÜKLERE MASALLAR ( İŞTE CENNET )

Zaman mekân yok idi
Enerji madde yok idi
Ateş, toprak yok idi
Ne tahta vardı ne taş
Hava, su yok idi
Elektrik yok idi
Uzay da Evren de
124 bin peygamber de
180 bin Alem de yok idi
Sonra iki insan geldiler
Biri uzun saçlı, biri sakallı
Başı boş dolaşıyorlardı
Başka insanlar yok idi
Ne gündüz vardı ne gece
Kutuplar yok idi
Ekvator yok idi
Enlem boylam yok idi
Ne serçe kuşu ne Zümrüdüanka
Nemrut’un ateşine koşmamıştı serçe
Söndürmek için ateşi
Ağzında bir damla su ile
Zaten ateş yok idi
Nemrut yok idi
İbrahim yok idi
Putlar da yok idi
Derken bir ses duyuldu:
Nasıl olurdu?
Hava yok, rüzgâr yok ses var
Sanki ayda dalgalanan Amerikan bayrağı
” Şunu yemeyin!”
Baktılar buğday
Uçsuz bucaksız tarlalar
Anlamadılar.
Akılları kıttı.
Olmadı
Hani her şeyin ismi öğretilmişti,
Hani Halifeydi
Şeytan da buna kızmıştı ya!
Onlar başıboş dolaşırken planlar yapıldı
Şeytan yakışıklı bir delikanlı oldu
Deve cennete gider gelirdi
Ne götürür kimse bilmezdi
Girdi devenin kıçından, çıktı ağzından
Gitti yanlarına
Bir avuç buğday aldı
” Yiyin ” dedi
” Yasak ” dediler
Şeytan; buğdayı un yaptı, unu hamur
Attı fırına
Nar gibi kızarmış ekmek
Mis gibi kokuyor
Biri dayanamadı yedi. Öbürüne de yedirdi.
Birden çıplak oldular
Görünmez yerleri görünür oldu
Baktılar şeytan ortalıkta yoktu.
Deve de nasibini almış kambur kumbur olmuştu.
Ah! Korkak şeytan ah!
Ah!
Zavallı insan.
Ve tuvaletleri geldi.
Şaşkındılar.
Gittiler elma ağacının altına mıçtılar
Sonra taşlara sildiler kıçlarını
Pis pis kokmuştu ortalık
Cennetin içine yapmışlardı.
O ses yeniden duyuldu.
” Bok ettiniz cenneti!”
” İnin aşağı.”
Ve halen cennetin içine ediyor insan.
Yok neymiş?
72 tane Huri imiş.
Her gün hepsiyle birleşilecekmiş,
Her sabah Huriler Bakire kalkacakmış
Yok neymiş?
Gılmanmış.
İnkâr eden olursa kitap dolusu ayet varmış
Bir de cennet taamı varmış
Kabakmış
O da kabak tadı verince cennetten kovulmuş.
Oh be ne güzel
İstediğini kov.
Ortalık böyle pis pis kokarken
İnsanoğlu cennetin içine sıçarken
Tanrı nerede.
İnsanların şerrinden saklanıyor mu yoksa…
Hani her yer kendinindi
İnsanları da kendi yaratmıştı.
Ne olur bilinmezdi de
Yine de:
” Elma ” dersem çık,
” Armut ” dersem gene çık
Çık da
Şu yobazları da kov artık
Kurtar cenneti!

Içimizden biri
asla umutsuzluğu değil
KAVGAYA DEVAM AŞKINA
Davut Arslantürk / Keldağ/ May/20
This entry was posted in DAVUT ARSLANTÜRK, EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *