Uyanın, Uyanın, TEHLİKE çok daha yakın, değerli Z.Engin Uçar’ın attığı işaret fişeğini görün, okuyun, duyurun; İTİLAF DEVLETLERİ İNTİKAMINI ALIYOR

Fransız tankları talimane ve Taksim’de, 1920
engin uçar / 25.07.2020
z_eucar@yahoo.com.tr

İTİLAF DEVLETLERİ İNTİKAMINI ALIYOR

Ayasofya Camii’nin tamamının ibadete açılması 24 Temmuz Lozan Antlaşması’nın 97. Yılına denk getirildi. Lozan Antlaşması’nın kutlaması engellendi. Yasaklandı. 20 yıldır Lozan Antlaşmasına önce sinsi, sonra açıktan saldırmaya başladılar.
Merdiven altı fısıltı ile yıllardır Lozan Antlaşmasının 100 yıllığına yapıldığı yalanını yaydılar. Neden? Çünkü T.C. Devletini yıkmak için bir gerekçe üretmeleri gerekiyordu. Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti Devletinin TAPU SENEDİDİR. O TAPU SENEDİNİ YIRTMAK İSTİYORLAR. Kimin için? Kimlere hizmet ediyorlar?
Atatürk’e en aşağılık biçimde saldırıyorlar.
Atatürk Türk demektir. Atatürk son Türk Kağanıdır. Atatürk üzerinden TÜRK DÜŞMANLIĞI YAPIYORLAR. Tıpkı Osmanlı devşirmeleri gibi.. O zaman soralım; Bunlar hangi etnik bakiyenin çocukları? Kimlik bunalımı üzerinden din maskesiyle Atatürk ve kurduğu Türk Devletine neden saldırıyorlar.
Türk Milletini Anadolu’dan kim kazımak istedi?
İtilaf Devletleri..
Peki, Yunan Kazansaydı diyen Atatürk düşmanı haini en yüksek düzeyde kim ve kimler ziyaret etti?
Ziyaret etmek, üstat demek kişinin fikirlerine sahip çıkmak demek olduğuna göre, bu haini ziyaret eden herkes, ama herkes Yunan Kazansın diyen tarafta değil mi? Akdeniz adalarımız Yunan kazansın diye mi Yunan’a hediye ettiler?
Yunanistan İngilizler adına Osmanlı topraklarına girdiğinde yaptığı zulüm korkunçtur. Amcam o savaşta olanlara anlatırken gözyaşlarını tutamazdı. Esir alınan Yunan askerlerinin cebinden Türk kadınlarının memelerinden kestikleri meme uçları çıkıyormuş. Tecavüz ettiler, yaktılar, yağmaladılar. Yunan kazansaydı diyeni el üstünde tutanlar bütün bu tecavüzleri, yağmayı, talanı, yakılan şehirlerimizi de onaylıyor, hatta sahip çıkıyor demektir. Kısacası;
DÜŞMANDIR! DÜŞMAN İÇİMİZDE ve biz hala aval aval bakıyoruz.

Ali Erbaş adında bir Diyanet İşleri Başkanı var. Cumhuriyeti yıkma projesinde önemli bir rol almış görünüyor. Ayasofya’da Atatürk’e lanet okuyacak kadar kendine güveniyor. Bu utanç da bu millete yetip artar!..
Ali Erbaş uzun süredir verdiği fetvalarla Kuran dinine saldırıyor. Papazlar gibi cennetten yer tahsis ediyor. Kendi lüks bir yaşam sürerken millete fakirliği övüyor. Yani diyor ki, zenginlere, senin sofrandan çalanlara itiraz etme. Mutlu ol. Zengine, haramzadeye köle ol!
Kur’an dinini emperyalizme uyumlu, kullanışlı hale getiriyor.

İki gün önce televizyonda bir haber ile sarsıldım. İstanbul Kadıköy’de gece yarısı bir anne bağırarak çocukları için bir tabak yemek istiyordu. Bu çığlık bu milletin parasını çalan hırsızlar ile bu hırsızlığa göz yuman bütün suç ortaklarını ilelebet mahkum etmiştir. Bu çığlığa kulağını kapatan Ali Erbaş’ın arkasında namaz kılanlar, namazınızı kaza edin! Bir annenin aç kalan çocukları için attığı çığlığa kulağını kapatan her kim olursa olsun artık İNSAN DEĞİLDİR!

Bu millete özgürce yaşayabileceği bir ülke kuran Atatürk için kimler ne demiş bir bir de buna bakalım:
-2000 yılında ABD Siyasi İşler Müsteşarı John Kuntadter,  Bekaroğlu’na;
“Kemalizm, Türk halkının da dünyanın da önünde engeldir; artık güçlenmesine izin verilmemeli.” Diyor.
Huntington, “Türkiye İslam’ın lideri olmalıdır. Bunun için Atatürk’ün mirasını reddetmelidir.” Diyor.
– Püsküllü Kadir Mısıroğlu:
“BOP Türkiye için nimettir. ABD kendine bağlı halife ve taşeron istiyor. O ülke Türkiye’dir. ” Demiştir.
Bir başka konuşmasında; “Allah ABD’den razı olsun. BOP hilafeti ihya projesidir.” Demiştir.
–CIA ajanı Graham Fuller: “Türkiye Müslüman dünyaya liderlik etmeli ama bunun olması için, önce Atatürk’le hesaplaşmalı.” Demiştir.
K.Ziemke; “Yapılması gereken Atatürk’ün hem din hem de Kürt düşmanı olduğu fikrini yaymaktır.”
-S.Huntington; ”Türkiye Atatürk’ün mirasını reddetmelidir.”
-P. Henze; ”Atatürkçülük öldü nurcular ileri.”
G. Fuller; ”Kemalizme son verin Osmanlıyla övünün.”
Lozan antlaşmasına gelince;
Sevr Anlaşmasının tatbikçisi İngiltere Başbakanı David Lloyd George 28 Temmuz 1923 günü Daily Telegraph gazetesinde yazdığı makalesinde;
Lozan’da Türkiye’nin başarısı, medeniyetin yenilgisidir.”Demiştir.

Şimdi sormak hakkımızdır!
Atatürk düşmanlığını politika haline getirenler, Atatürk’e lanet okuyanlar, SİZ, EVET SİZE SORUYORUM!
İtilaf devletlerinin yenilgisinin intikamını almak için taşeronluğunu siz mi aldınız?
Kurtuluş Savaşında Kuva-yi Milliye’ye karşı savaşan ve yenilen İngiliz+saray ortak yapımı Kuva-yı İnzibatiye ile akrabalık bağınız var mı? Soruyorum, çünkü Kurtuluş Savaşı’nda İngiliz ve Yunan ile işbirliği yapan kim varsa sahip çıkıyorsunuz. Kiminin heykelini diktiniz, kiminin adını okullara verdiniz.
Atatürk’e saldırma görevini kimden aldınız? G. Fullerden mi? P. Henze’den mi? S.Huntington’dan mı? K. Ziemke, Huntington, John Kuntadter’den mi?

Lozan’a saldırdığınıza göre, “Lozan’da Türkiye’nin başarısı, medeniyetin yenilgisidir.”
Diyen İngiltere Başbakanı Lloyd George’un duyduğu acının intikamını mı alıyorsunuz?

Değerli okur,
AKP 2023 YILINA HAZIRLANIYORDU. Rejim değişikliğini 100. Yılında Cumhuriyeti yıkarak ilan edecekti. Bütün kurumlar bu hedef için çökertildi. Silahlı özel yapılar oluşturuldu. Millet fert fert fişlendi. Bütün kurumlar bu hedefe göre şekillendirildi. Bu hedefe kilitlenen yargı, Cumhuriyet ve kurumlarına, Atatürk’e yapılan en aşağılık saldırılara sessiz kalarak, suçun faillerini cezasız bırakarak destek verdi. Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları Ordunun paramparça edilmesine göz yumarak destek verdi. Muhalefet ılımlı muhalefet yaparak cesaret verdi. Halk susarak, küçük çıkarları uğruna cahile yatarak destek verdi.
Şimdi;
Yağmalanan ve sıfırı tüketen ülkemizde AKP’nin 2023’ü görmesi mümkün görünmüyor. 2023’ü beklemek risklidir. O yüzden 2023 tarihinin öne çekildiği anlaşılıyor. DİB Ali Erbaş ön saflarda görev almış görünüyor. O kadar kendilerine güveniyorlar ki, aleni T.C. Devletini kuran lidere aşağılık bir biçimde hakaret ediliyor.
Püsküllünün dediği gibi;
“BOP Türkiye için nimettir. ABD kendine bağlı halife ve taşeron istiyor. O ülke Türkiye’dir.” İtirafı işleme konmuş görünüyor.
Bu süreçte bazı FETÖ elemanları yeniden görev aldı. AKP Genel Başkanı FETÖ ile mücadele ediyor diyen bazı saflarla, korunmak için safa yatanların ağzını bıçak açmıyor.
Ben size nedenini izah edeyim;
FETÖ’CÜLERE GÖREV VERMEK BİR POLİTİKADIR. Her an içeri atılabilecek, mal varlığına el konabilecek birilerine görev verirseniz, o kişi her dediğinizi yapan bir köle olur. Kraldan çok kralcı olur. Artık yasası da, devleti de, dini de görev veren kişidir. Tıpkı MAN ADASI davası gibi. FETÖ’nün Abant toplantılarının müdavimi Ali Erbaş gibi… Ve diğerleri… FETÖ’cü memurlar, bakanlar, valiler, kaymakamlar, bürokratlar artık AKP’nin hem yük, hem mayın eşeğidir. Söylenecekleri onlara söyletip mayınlı alanlara sürecekler. Yasadışı ne varsa onlara yaptıracaklar. HEPSİ BUDUR!
Zahide UÇAR(25.07.2020)
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, İrtica, YANDAŞ - ÇIKARCI - YAĞCILAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK, Zahide Uçar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *