İKİ YORUM BİR HABER
Sayın Poyraz aşağıdaki, seviyesiz, ahlaki değerlere sığmayan, ve pislik bir çanak yalayıcı tarafından yazılmış olan, CHP’yi ve oy verenlerini “İT” diye aşağılayan şerefsiz İT OĞLU İTİN yazısını paylaşmış. Poyraz’a akılcı ve uyaran yazısı için teşekkür ederim.
Madem ki bu asalak pisliğin yazısı savcılarca bir soruşturma konusu olmuyor o halde bu çanak yalayıcı pisliğe biz de içimizden geleni tam yazamasak da en azından onun seviyesinde yazalım.
Yan tarafta eskilerin deyişiyle “yüzünün rabbiyesiri silinmiş” bu müptezelin fotoğrafına bakarak sizler de dilediğiniz gibi saydırın. Bu sitenin küfür ve hakarete kapalı olmasına rağmen zaman zaman hak edenlere kendi dilinden yanıt vermek gerek.
Naci Kaptan
HABER
Bu itler milleti tanımıyor!
AKP’nin yayın organı Sabah‘ın her bir yazısında hakaret ve provokatif içerikli ifadeler kullanmasıyla bilinen yazarı Ersin Ramoğlu bu kez koronavirüs gündemi üzerinden “maharet”ini ortaya koydu. CHP’yi hedef alan Ramoğlu “Allah’ın izniyle bu badireyi de CHP’nin pis siyasetine rağmen birlik ve beraberlik içinde atlatacağız… Bu itler milleti tanımıyor!” ifadesini kullandı.
https://gazetemanifesto.com/2020/sabah-yazari-bu-badireyi-chpye-ragmen-atlatacagiz-bu-itler-milleti-tanimiyor-348267/
Sonra milli birlik sağlanacak haa.
Sonra İslamofobi neden ve nereden çıktı haaa.
Sen kalk toplumun kalanını düşman gör, bunu alenen bağıra bağıra ikrar et. Şeddeli hakaret et. Sonra milli birlik sağlanacakmış.
Ve hükumetin savcıları ise bu Or-Ço’ları yalnızca izliyor. Yasalar bu şerefsizleri için çalıştırılmıyor. Boyacı küpü gibi her ağzını açana yaftalanan o halkı kin ve nefrete sevk etmek suçu öylece duruyor.
Topluma basın yayın yoluyla hakaret etmek suçuda öylece kenarda bekliyor. Toplumun bir kesimini basın yoluyla aşağılamak suçu da öyle. Yasaların bu kadar rahat çiğnendiği bir dönem hiç yaşanmadı. Zannederim evrenin doğal akışı içinde bu dönemde Olağanüstü Mahkemelerde yargılanacak. Yargılama olsa iyi olur, çünkü bunun tersi diğer diktatörlere yapılan muameledir.
Şimdi gel de nefret etme.
Çok açık daha ilk zorlu sınavda halk birbirini kesecek derecede nefret etsin istiyorlar.
Nefret siyaseti yürütenler bunu bilerek, isteyerek bir plan dahilinde yapıyor. Halk cephelesin istiyorlar.
Öyle ki, kendi taraftarları partizan fanatikler, kan dökecek derecede gözü kara olsun istiyorlar. Kendi düşmanlıklarını karşıdan bekliyorlar. Karşı tarafında nefret etmesini istiyor ve ona çaba harcıyorlar.
Her işleri yalan, dolan, iftira.
Çünkü dinen diğerlerine karşı ahlaki yükümlülüklerinin olmadığını düşünüyorlar.
Ayetlerden, hadislerden ahlaksızlıkları için destek ve dayanak buluyorlar.
Türkiye açıkça iç savaşa hazırlanmaktadır.
Aklı başında olan herkesi uyarıyorum.
Doğrusu ben de bu heriflerden nefret ediyorum. Bana açıkça hakaret eden kişilerden, kesimlerden nefret etmem elbette doğal.
Avrupalı bunların içindeki insanlık dışı yapıyı henüz tam olarak görmedi. Bunlarla barış içinde yaşamanın mümkün olduğunu zannediyor. Demokrasinin çözüm olacağını zannediyor. Oysa onlar için demokrasi yalnızca bir tren.
Onları uyarmak gerek.
Onlara Tevbe Suresini, Enfal Suresini diğer arızalı ayetleri bir bir açıklamak gerek.
Avrupalı, ya da Müslüman olmayan karar vericilere, İslamın gerçek yüzünü, iç dünyasını anlatmak gerek. İslam hastalığının hiç değilse çağdaş, demokratik cumhuriyetlere bulaşmasını önlemek gerek.
İslamı tıpkı korona gibi yalıtılmış etmek gerek. Müslümanların Müslümanı olmayan ülkelere mülteci olmasının önlenmesi gerek. Müslümanların oturma izni almasını da önlemek gerek. Gerçekten Avrupa’da kaygı çekenler son derece haklıdır.
Birilerinin iş edinip bunları yazması lazım.
Yoksa sağlıksızlık bütün dünyayı saracak.
İnsanları birbirine düşman eden, nefret dini, fikir kanserini sınırlamak gerek.
Doğrusu bunu ciddi ciddi düşünüyorum. Türkiye’de yazmanın değeri sınırlı.
Hiç değilse geride kalanı korumak ve kurtarmak gerek.
Kendimi zombileşen bir toplumda esir hissediyorum.
Ve dünyanın kalanına karşı kendimi sorumlu hissediyorum.