KISSADAN HİSSE; Adli Tıbba cin mi girdi?

Adli Tıbba cin mi girdi?

Çok sevdiğim ve değer verdiğim bir dostumun evindeyiz; başka misafirler de var, içlerinden biri de, Türkiye’den ziyarete gelmiş,  adli tıp ihtisası olan bir doktor.  Sohbet esnasında misafirlerden bir bayan, bir arkadaşının kızıyla sorunları olduğunu anlattı. Yetişkin kız ani davranış bozuklukları gösteriyormuş; gittikleri psikolog ve doktorlar, tedavi önerisi şöyle dursun,  bir türlü teşhis bile koyamamışlar. Tabii gözler aramızdaki doktora gitti ve kendisinden bir öneri bekler gibi ona baktılar. Doktor da mesajı aldı ve söze karıştı: „Anlaşılan o kıza cin girmiş; cini çıkarmak lazım, çünkü o yaptırıyor.“ Şaka mı yapıyor diye baktım, hayır, doktorumuz gayet ciddi. Bir gün önce de, bu arkadaş ve ev sahibi ile sarayın parkını gezmiş ve öğle sıralarında oradaki açık bir kahveye oturup birşeyler içmiştik. Orada doktor gözlerini kapatıp bir süre susmuştu. Dudaklarının belli belirsiz hareketinden  anladığımız kadarıyla,oturduğu yerde öğle namazı kılıyordu.

Doktor sözlerine devam ederken, herkes can kulağıyla dinliyordu bu beklenmedik teşhisi ve doktorun tedavi önerilerini.  Doğrusu bir adli tıp uzmanına yakıştıramadığım izahatler bitince, uzman doktorumuza benim görüş açımı kibarca bildirmek için şu fıkrayı anlattım;


Genç evli bir çift, erkek golf oynamayı seviyor ve eşine de golf öğretmek için birlikte golf alanına gidiyorlar. Orada marifet topa sadece doğru yön vermek değil, aynı zamanda vuruş gücünü de iyi ayarlamak. Acemi bir oyuncunun bunları ilk vuruşlarda becerememesi de doğal. Kadın bir deneme vuruşunda topun hızını iyi ayarlayamıyor ve top, golf sahasının dışında, çok yakındaki bir evin camına isabet edip kırıyor. Beraberce eve gidip özür dileyerek, camın bedelini ödemek istiyorlar.

Kapıyı gençten bir adam açıyor ve çiftin özürünü kabul edip ekliyor:

„Siz sadece camı kırmadınız, camın önündeki şişeyi de düşürdünüz ve o da kırıldı. Bunun için ben size teşekkür borçluyum.“ ve çiftin şaşkın bakışları arasında açıklıyor: „Biliyor musunuz, ben bir cinim. Cinler şeyhine itaatsizlik ettiğim için o şişeye hapsedilip dünyaya atıldım ve birisi bu şişeyi kırıncaya kadar hapse mahkumdum. Birkaç saat içinde bir cin gelip beni cinler diyarına geri götürecek. Oradaki cinler dünyayı ve insanları görmedikleri için bana birçok şey soracaklar burası hakkında. Yüzlerce sene insanları şişenin içinden izledim, anlatacak çok şeyim var ama bir de çözemediğim şey var, onu da bana anlatırsanız çok sevinirim.“

Íyice şaşıran çift anlamadığı konuyu soruyor. „Bazen, özellikle şişem yatak odasındayken,  bir kadınla bir erkek gelip yatakta çok hararetli bir şeyler yapıyorlardı. O kadar ki, bunun onlar için çok önemli olduğu belliydi ama ben bir türlü ne yaptıklarını anlayamadım. Onu bana öğretirseniz, dünyanızdan çok mutlu gideceğim.“. Karı koca birbirlerine bakıyorlar ve konuşuyorlar, „Bu bir insan değil, cin, ve biraz sonra dünyayı da terk edecek.“ Ve kadının cine olayı öğretmesine karar veriyorlar. Cin kadını alıp yatak odasına götürüyor ve kadın ona, erkekle kadının orada ne yaptığını gösteriyor. Ders bittikten sonra cin bir sigara yakıyor ve kadına kocasının yaşını soruyor. Kadın: „40 yaşında, neden sordunuz?“ Cin yanıtlıyor: „ 40 yaşına gelip hala cinlere perilere inanlar var mı diye merak etmiştim de!“


Hikayem bittiğinde ortalıkta buz gibi bir hava esti ve doktor bir daha benimle konuşmadı.

Cin bu, her yere girer; depreme de, tıbba da, yıldızlara da, hatta adli tıbba da. Yazılarınızda adı geçen hocalardan gerçekten artık çok var, kafasına cin girenler. Ístanbul Üniversitesi hocalarından biri de, „gece ile gündüz ün, dünyanın dönmesi ile alakası yok diye televizyon kanallarına çıkmıyor mu? Ama korkacak bir şey yok, insana giren cinlerin nasıl çıkarılacağı, orta çağ „exorsizm“ kitaplarında yazılı. Bu hocalarımıza exorsizm uygularsak, hem onları, hem de henüz daha aklı başında olan vatandaşlarımızı kurtarma şansımız var.

Bu olay gerçekten ve aynen yaşanmıştır.

Yavuz Dedegil /  30.01.2020

This entry was posted in İrtica, KISSADAN HİSSELER, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *