AKSOY’LAR, MUMCULAR, OKKAN’LAR … ATATÜRKÇÜ OLDUKLARI İÇİN ÖLDÜRTÜLDÜLER! HESAPLARI DA ATATÜRKÇÜ BİR YÖNETİMDE SORULABİLİR!

AKSOY’LAR, MUMCULAR, OKKAN’LAR …
ATATÜRKÇÜ OLDUKLARI İÇİN ÖLDÜRTÜLDÜLER!
HESAPLARI DA ATATÜRKÇÜ BİR YÖNETİMDE SORULABİLİR!


Prof. Dr. Özer Ozankaya
Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucu Üyesi, 4. Gnl. Bşk.

Özgürlük ve demokrasi mücadelesinin saygın isimleri değerli gazeteci-yazar Dr. Uğur Mumcu ile Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucu Genel Başkanı, seçkin hukuk bilgini Prof. Dr. Muammer Aksoy’un, Cumhuriyet’in Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın alçakça pusular kurdurularak öldürtülüşlerinin yıl dönümü günleri olan 24 – 31 Ocak arasını ÖZGÜRLÜK VE ADALET HAFTASI olarak anıyoruz.

Atatürk Türkiyesi’ni yılmadan, canlarıyla savunan Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy’ların, Bahriye Üçok, Cavit Orhan Tütengil, Hablemitoğulları ve Gaffar Okkan’ların anıları önünde saygı ile eğilirken, onları öldürenleri değil, asıl katil olan öldürtenleri ortaya çıkarıp, bir daha böyle cinayetlerin de, Atatürk Cumhuriyetinin hizmetinde olanlara kumpaslar kurulmasının da ancak “TBMM’nin en üstün siyasal erk odağı olması”, “bağımsız yargı,” “etkin, güçlü ve dürüst bir kamu yönetimi,” “özgür basın” ve “özerk ünivesite” ile önlenebileceğini tüm ulusumuz önünde vurgulamak gerekir.

Bu amaçla, Türk Devrimi’nin bütün aşamalarının ve bütün atılımlarının, DOĞRU ANLAMI VE DÜRÜST UYGULAMASI İLE ULUSAL EGEMENLİK İLKESİ üzerine dayalı olduğu vurgulanmalı ve anma etkinliklerinde ulusal egemenlik ilkesi bu gerçek özüyle anlatılmalı, Mumcu’ları, Aksoy’ları, Okkan’ları … öldürtenlerin ise, Cumhuriyet tarihi boyunca açıkça ulusal egemenlik düşmanlığı yapan, fırsat bulduğunda TBMM’ni bile bombalayarak özgürlük düşmanlığını sergilemekten çekinmeyen iç ve dış, açık-örtülü sömürgenler olduğu anlatılmalıdır.

Uğur Mumcu’ların, Muammer Aksoy’ların, Gaffar Okkan’ların kişiliğinde, tüm Türk Demokrasi şehitlerini saygıyla anarken, iç ve dış sömürgeciliği tepelemenin ve bir daha hortlamamasını sağlamanın yolunu gösteren Atatürkçü Düşüncenin, Türkiye Cumhuriyeti’ni devlet, ulus ve ülke olarak, aile, eğitim, ekonomi ve üstün değerler kurumlarıyla saldırılardan korumanın; bayrağımızdan, Misak-ı Milli ile belirli yurdumuza, ulusal birliğimizden özgürlük ve hukukun üstünlüğüne değin tüm bu ulusal kurum ve değerlerimize (bir türlü tükenmeyen FETÖcü ve parallelerinin doğrudan-dolaylı saldırıları örneğindeki gibi) suikast ve kumpaslar kurulmasını önlemenin de güvencesi demek olduğunu kavramak ve kavratmak gerekir, kanısındayım.

Bu yolda en değerli kaynağın da, her söylediğini belgelere dayandırmış olan NUTUK (SÖYLEV) olduğu, en tepedekinden en uç noktasındakine varıncaya değin tüm siyasetçi, kamu yöneticisi, basın görevlisi, bilim, düşün ve sanat insanlarının NUTUK’u en büyük dikkatle incelemeleri gerektiği kanısındayım.

This entry was posted in ATATURK, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *