Arslan BULUT / 03 Eylül 2019
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
Yine aynı proje mi!
İç siyasette HDP’lilerden Tayyip Erdoğan’a kadar hemen herkes demokrasiden bahsediyor! Erdoğan, Saray’da yapılan yüksek yargı toplantısında kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı üzerinde bile durdu. Kimsenin aklına “Bunlar varsa, neden yargı reformuna ihtiyaç duyuyorsunuz?” diye sormak gelmedi!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise görevlerinden alınıp yerlerine kayyum atanan belediye başkanlarından Selçuk Mızraklı ve Ahmet Türk ile Diyarbakır-Kayapınar Belediye Başkanı Keziban Yılmaz’ın makam odasında bir araya geldi.
Mızraklı, İmamoğlu’nu kapıda karşılarken “Hepimizin talebi, yerel anlamda gelişkin bir demokrasi” dedi. Böylece “Yerel yönetimlere özerklik” talebini ifade etmiş oldu.
İmamoğlu da demokrasiden, hukuk devletinden ve 30 Ağustos’tan, “ortak değerler”den bahsederek “Sloganımız, ‘Hepimizin Zaferi’ydi. Bugün o zafer, bize başka bir zaferi işaret ediyor. Nedir o? Hukukun üstünlüğünü, barışı, huzuru sağlamak” diye konuştu.
Ahmet Türk ise “demokrasi”den ve “ortak değerler”den ne anladığını şöyle ifade etti.
“Sayın Başkan, demokratik değerler etrafında buluşmanın zamanıdır. Eğer bizler, insan hakları ve hukuki değerlerin etrafında buluşamazsak maalesef vahim bir noktaya geleceğimizi ifade etmek isterim. Kürt halkıyla Türk halkı, iradesini bütünleştirmiştir ve birlikte yaşama kararını vermiştir. Ama birileri demokrasinin bütün olanaklarını ortadan kaldırmaya yönelik farklı bir çalışma içerisindedir. Bu sadece Türkiye’de değil, ırkçı ve milliyetçiler, dünyanın her yerinde düşmanlar yaratarak, toplumu bölerek, birilerini hain ilan ederek kendi iktidarlarını sürdürmeye çalışırlar. Bugün Türkiye’de gördüğümüz tablo maalesef bu.”
Toplumu bölerek, birilerini hain ilan etmek ve bu sayede iktidarlarını sürdürmekle milliyetçilerin ne ilgisi var? Milliyetçilik, Atatürk’ten sonra ne zaman iktidar olmuş ki bu düşünceyi taşıyanlar suçlanabilsin… Bugün kendisine siyasi destek verenleri “ümmet” olarak görenlerin ve onlara payanda olanların milliyetçilikle ne ilgisi vardır?
Irkçılık ise etnik köken davası güderek, toplumun geneline aidiyet duygusunu kaybetmek değil midir?
İmamoğlu, Kayapınar Belediye Başkanı Keziban Yılmaz’a, kendi makam odasında asılı bulunan Atatürk’ün vatandaşın sorununu dinlerken resmedildiği tabloyu hediye etti ama Ahmet Türk ve Mızraklı, fotoğrafa katılmadı! Bunun yerine fotoğraf çekilirken koltuklarda oturmayı tercih ettiler!
Bütün vatandaşların birbirine sarılması elbette güzel olur ama Türkiye’den bir devlet daha çıkarmaya çalışan bir terör örgütünün siyasi kanadını temsil edenlerin Atatürk ve 30 Ağustos gibi ortak değerlere saygı duyması beklenemez!
Üstelik bu yönelim, çözüm süreci ile Güneydoğu’da kurtarılmış şehirler oluşmasına sebep olan Tayyip Erdoğan’a bile “Bölücü terör örgütleriyle ilişkileri yüzünden görevden alınan belediye başkanlarının yanına koşup, onlara destek veriyorlar.” diyebilme fırsatı veriyor!
Çünkü Suay Karaman’ın belirttiği gibi “HDP gibi bir parti ile buluşma, yeni bir projenin başlangıcı olabilir. HDP gibi terörün yanında olan bir partiyi parlatmak, emperyalizmin ekmeğine yağ sürmektir. Eşlerin buluşması gibi toplantılar, CHP’yi, HDP’lileştirme projesidir. Cumhuriyeti kuran partiye, cumhuriyeti böldürme operasyonudur.
Güneydoğu’nun sorunu anadilde eğitim değildir, CHP Genel Başkanı’nın dediği gibi ‘Kürtçe kursları’ açılması da değildir. Güneydoğu’nun en büyük sorunu ağalık düzeninin, feodal düzenin yıkılmasıdır. HDP’den ve benzerlerinden bu konu hakkında açıklama duydunuz mu?”
Gerçekten de CHP, ABD dayatması olan çözüm süreci projesine sahip çıkarak kendi varlık sebebine aykırı hareket etmiyor mu? İstanbul İl Başkanı da “Türkiye halkları” demeye başladı!
Demokrasi, herkesin eşit haklara sahip olmasını gerektirir, etnik ayrıcalıklar verilmesini değil.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yine-ayni-proje-mi-53120yy.htm