ESRA ALUS / 10 Mayıs 2019
İstanbulkart’tan market kayırma çıktı
Belediyelerdeki büyük vurgunun kayıtları gün yüzüne çıkıyor. Üstü kapatılmaya çalışılan Sayıştay raporlarını gazeteci Murat Ağırel ilk kez Şaki kitabında açıkladı.
Murat Ağırel’in kaleme aldığı ve Sayıştay raporlarında yer alan yolsuzluklar “Şaki” kitabıyla kamuoyuna duyuruldu.İnkılap Kitabevi’nden çıkan ‘Şaki’de yer alan dikkat çeken başlıklardan biri “Her sabah kullandığımız toplu taşıma bakın kimlere bedava yapılmış”
İşte dikkat çeken o bölüm:
Peki ya “İstanbulkart” incelemesinden neler çıktı dersiniz… Muhtar ve azalar! İstanbul’da toplu taşıma kullanıldığı zaman ortak ödeme yöntemi “İstanbulkart”tır. Belirli yaşın üstünde olanlar ve öğrenciler ücretsiz ya da indirimli kartları kullanıyor.
Fakat İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin belirlediği kişilerin toplu taşımalardan ücretsiz olarak yararlanmasını sağladığı yine Sayıştay incelemesiyle ortaya çıkıyor. Muhtar ve azalar, denetçiler gibi kişiler bu ücretsiz uygulamadan yararlanıyor.
Raporda belirtilen diğer bir husus elektrik dağıtım şirketlerine belediyenin taşınmazlarının ücretsiz olarak tahsis edilmesi. Hepimiz elektrik faturalarındaki dağıtım giderlerinin, kayıp kaçak giderlerinin haksız şekilde yansıtılmasına tepki gösteriyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yetmez demiş ve bizlerin vergileri ile yapılan kamu binalarını bu özel kurumlara ücretsiz olarak tahsis etmiş.
Sayıştay raporunda; TEDAŞ, BEDAŞ, AYEDAŞ gibi kurumların görevlerinin özelleştirmeler sonrasında bittiğine vurgu yapıyor. Bu nedenle raporda da kamu yararı adına kullanılması gereken tahsise ilişkin şu ifadeler kullanılıyor:
“TEDAŞ’ın bir kamu kuruluşu olarak değerlendirilip taşınmazları fiilen kullanan BEDAŞ ve AYEDAŞ’ın yerine tahsisin TEDAŞ adına yapılması Kanunun 75’inci maddesine uyarlık göstermemektedir. Zira yukarıda da ifade edildiği üzere elektrik dağıtım hizmetleri artık özel şirketler tarafından yerine getirilmektedir. Bu itibarla; ne tahsis talebinde bulunan BEDAŞ ve AYEDAŞ ne de adına tahsis yapılan TEDAŞ, tahsis yapılabilecek kamu kurum ve kuruluşu olduğundan adı geçen kuruluşlara yapılan taşınmaz tahsisi mevzuata aykırıdır.”
Yani kamuyu zarara uğratmak için illa bir yolsuzluk ve milyonlarca liralık yok edişler olmasına gerek yok. Bürokrasi öyle bir bataklık hâline gelmiş ki her sabah kullandığımız otobüs ve İstanbulkart sisteminden bile bir kişisel fayda çıkarabiliyor.
Bakın bir tane daha…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 2017 yılında sosyal yardımlar kapsamında “İstanbulkart kullanan aile sayısı” 140 bin 179. Bu ailelere, 75 TL ila 225 TL’lik tutarda aylık harcama fırsatı tanınıyor. Düşününce güzel bir uygulama. Ama peki ya bu aileler Türk vatandaşı mı? Belirtilmemiş…
2017 yılı için “Sosyal Yardım İstanbulkart” bütçesi 125 milyon lira olarak belirlenmiş ama 2017 yılı sonunda toplam tutarı 147.6 milyon lira olarak gerçekleşmiş. “Olabilir. Devlet ihtiyacı olan daha çok kişiye yardım etmiştir” diyebilirsiniz. Haklısınız.
Ama bakın Sayıştay ne düşünüyor:
“İstanbulkart ile yapılan sosyal yardımlarda hatalı uygulamaların bulunması Büyükşehir Belediyesi’nin 2017 yılı denetimleri esnasında, İstanbulkart ile yapılan sosyal yardımlara ilişkin firmaların belirlenmesinde hatalı uygulamaların yapıldığı ve sözleşme imzalanan zincir marketlerin Büyükşehir Belediyesi’ne herhangi bir bedel ödemeksizin ve/veya sosyal yardım İstanbulkart kullanılarak alışveriş yapanlara bir indirim uygulamaksızın, alışverişlerin yalnızca bu marketlerde yapılacak olmasından dolayı ayrıcalıklı hale getirilerek gelir elde ettikleri tespit edilmiştir.” Yani bahsedilen 9 farklı market zincirine sosyal yardım adı altında imtiyaz tanınıyor. Birincisi yardımların kimlere yapıldığı takip edilmiyor. Yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşıp ulaşmadığı bile belirlenmiyor. İkincisi söz konusu milyonlarca liralık ayrıcalık para babası market zincirleri sahiplerine akıtılıyor. Usulsüzlük konusunda sineğin yağını bile çıkartıyorlar sayın okuyucular.