Prof. Dr. Cem Say
Odatv.com / 12.05.2019
AKP’nin yalan kampanyasına hap gibi cevaplar
Bakın, burası çok önemli! YSK “oy hırsızlığı tespit ettik” demiyor. “Kurulması bizim işimiz olan sandık kurullarını yanlış kurmuşuz, üye olarak özel banka memurları görevlendirmemeliydik, devlet memuru olmaları lazımdı, o yüzden iptal ettik” diyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin Binali Yıldırım’ın kazanamaması üzerine iptal edilmesinin demokrasi tarihimizin en karanlık sayfası olduğu kuşkusuz. YSK’nin ak yürekli üyeleri (herhalde yasada belirtilen yedi kişilik ekibin böylesi büyük bir “iş”i yapması uygun görülmediğinden), yedekleri de yanlarına alıp sahaya çıkarak verdikleri kararla seçimin 23 Haziran’da yenileneceğini duyurdu. Karar aynı kurulun benzer durumlarda bir-iki ay önce verdiği kendi kararlarıyla bile çelişmekle kalmıyor.
Habertürk gazetesinden Muharrem Sarıkaya’nın ortaya çıkardığı gibi YSK Maltepe İlçe Seçim Kurulu’na “şöyle kur” diye yazı yazdığı bazı sandıkları da aynen öyle kuruldukları için iptal gerekçesi yaptığından, YSK üyelerinin kendi kendileri haklarında yazdıkları bir tür iddianame niteliği de taşıyor. Sayın üyeler gelecekte bunun hesabını yargı önünde verirler mi, yoksa Mansur Yavaş’ın hakkının yenildiği 2014 kararını veren üyelerden Hakkı Manav gibi emekliliklerini ak bir belediyenin Halk Ekmek şirketinde yönetim kurulu üyeliği yaparak geçirmeyi mi planlıyorlar bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var: Hukuksuzluk tarihine geçen bu kararlarında bile YSK “oylar çalındı, o yüzden seçimi iptal ettik” demiyor.
Bakın, burası çok önemli! YSK “oy hırsızlığı tespit ettik” demiyor. “Kurulması bizim işimiz olan sandık kurullarını yanlış kurmuşuz, üye olarak özel banka memurları görevlendirmemeliydik, devlet memuru olmaları lazımdı, o yüzden iptal ettik” diyor. Aslında bu yaptıkları yasadışı, çünkü kanun, üyeliklerin kamu görevlileriyle doldurulması mümkün olmazsa eksiklerin ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, “o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimselerden” doldurulmasını emrediyor, ama bu yazıda konumuz o değil. Konumuz, YSK’nin bile “oylar çalındı” dememesine rağmen birilerinin 23 Haziran propaganda kampanyalarını bu iddianın üzerine inşa etmesi.
Evet, bulunabilen mağduriyet bu! Bu tez mantıksal tutarlılıktan yoksun olmak bir yana, yaşadığımız gerçeğe de taban tabana zıt olduğu için sosyal medyada ilk gördüğümde “bunu söyleyenler birkaç troldür, kurumsal pozisyon değildir” demiştim ama yanılmışım. Plan “CHP seçimi çaldı, YSK o yüzden iptal etti” yalanını binlerce kez tekrarlayarak beyinlere kazımak.
Ve bunu başarabilirler, çünkü insan beyni buna müsait. “İsmet Paşa asker kaçağıydı!” tipi iddialarla kazanılan seçim kampanyaları var tarihimizde.
Konuyla ilgili sosyal medya videolarını izledim. Yetmedi, beynimin pelteye dönmesini göze alarak A Haber denilen şeyde bu iddiaların sözüm ona delillendirildiği bir şeyi de izlemiş bulundum. Yalan ne kadar uzun, ayrıntılı ve sıkıcı olursa onu doğrularla düzeltmeye çalışan kişi de tüm maddeleri birer birer çürütmek isteğine kapılacağından cevap da o kadar uzun oluyor, izleyen sıradan vatandaş sıkılıp çıkıyor, zihninde bir kuşku kalıyor, zaten istenen de bu. İşte bu nedenle bu yalan kampanyasına kısa, kolay akılda kalan, hap gibi cevaplarla karşı çıkılmalı. Benim önerilerim şunlar:
YALAN: “YSK SEÇİMİ İPTAL ETTİ ÇÜNKÜ, CHP OYLARI ÇALDI.”
Doğrusu: “YSK kararının hiçbir yerinde oy hırsızlığından bahsetmiyor, kurulları yanlış kurmuşuz, diyor. CHP bu sefer tüm tutanakların birer kopyasını almayı becererek Anadolu Ajansı’nı gece yarısı suçüstü yakaladı, planı bozdu, oyları çaldırmadı. Seçim iptal edildi, çünkü Binali Bey’den daha çok oy alıp kazanan yeni başkan bazı önemli hortumları kesip oralara akıtılan kaynakları halka aktaracaktı.”
YALAN: “KAMU GÖREVLİSİ OLMAYAN SANDIK KURULU BAŞKANLARI, BİR ŞEKİLDE OYLARI ÇALDI.”
Doğrusu: “Sürecin başından sonuna her aşamada, diğer tüm partilerin görevlilerinden çok daha fazla sayıda AKP’li görevli yer aldı. AKP’li müşahitler her yerdeydi. Başkanlar hiçbir şeyi kendi başlarına yapmazlar, dolayısıyla da oy filan çalamazlar. Başkan ne yapmış? Nasıl yapmış? O sırada AKP’li görevliler ne yapıyormuş? Neden oracıkta itiraz kaydı düşmemişler? Hırsızlığın nasıl yapıldığını kimse açıklayamıyor, çünkü hırsızlık mırsızlık yok.”
YALAN: “AYNI ZARFTAKİ DÖRT OYDAN SADECE BİRİ İPTAL EDİLDİ, ÇÜNKÜ OY HIRSIZLARININ TEK HEDEFİ İBB İDİ!”
Doğrusu: “Elbette ki sistematik olarak oy hırsızlığı yapabilen bir güç aynı zarftaki öteki oyları da çalabilirdi. Çalmaması için geri zekâlı olması gerekirdi. Öteki oylar çalınmadığına göre İBB oyları da çalınmamış.”
YALAN: “YSK’NİN KURULUNU BEĞENMEYİP İPTAL ETTİĞİ SANDIKLARDAKİ TOPLAM OY SAYILARI, İBB BAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE OLUŞAN FARKI KAPATACAK BOYUTTA, BUYURUN İŞTE HIRSIZLIK!”
Doğrusu: “YSK’nin kendi görevlendirttiği banka memurlarını beğenmeyip iptal ettiği sandıkların sonuçlarında kim önde biliyor musunuz? Binali Yıldırım! Evet, uyduruk usulsüzlük iddiasına konu olan sandıklarda Yıldırım’ın oy oranı, YSK’nin usulsüzlük yok dediği diğer sandıklardakinden çok daha fazla. Bu nasıl oy hırsızlığı? Oy çalınmışsa kim çalmış sizce?”
YALAN: “YSK’NİN KURULUNU BEĞENMEYİP İPTAL ETTİĞİ SANDIKLARDAKİ OY SAYILARI, İBB BAŞKANLIĞI SEÇİMİ DIŞINDAKİ SEÇİMLERİN SONUÇLARINI ETKİLEMEYE YETMİYOR.”
Doğrusu: “Belediye meclis üyeliklerinin hangi partiye gittiği küçük oy farklarıyla değişebilir. Oy hırsızlığı gerçek olsaydı belli sayıda AKP’li meclis üyesi adayının da hakkı yenmiş olurdu. Neden meclis üyeliği seçimlerine de itiraz edilmedi? Hırsızlık mırsızlık olmadığı için.”
YALAN: “OYLARIN SADECE %10’U SAYILINCA FARK ŞU KADAR BİNE DÜŞTÜ, HEPSİ SAYILSAYDI FARK KAPANIP BİNALİ BEY KAZANIRDI.”
Doğrusu: “Oyların hepsi sayıldı zaten! 31 Mart akşamı hepsinde AKP’li görevlilerin bulunduğu sandık kurulları oyların hepsini saydı. AKP’nin kaybettiği anlaşılınca geçersiz oyların TÜMÜ (birazı değil) yine sayıldı, devlet-AKP-MHP kökenli üyelerin çoğunlukta olduğu yeniden sayım kurulları “ampule vurulup” ilk akşam AKP’li müşahitlerin de gözlerinden kaçan mühürleri de sayınca fark 13 binlere geldi. Yetmedi, bazı ilçelerde geçerli oylar da yine sayıldı. Geçerli oylarda zaten ampul sorunu olmadığından onların sayımında fark sadece birkaç yüzler mertebesinde oynadı, yani onların da tümü yeniden sayılsaydı fark yine kapanmayacak, sadece süreç çok uzadığıyla kalacaktı.”
YALAN: “OYLARIN TÜMÜNÜN YENİDEN SAYILMASINA CHP İTİRAZ ETTİ, O YÜZDEN SAYILAMADILAR.”
Doğrusu: “CHP’nin böyle bir etkisi ve yetkisi olsaydı bunlar olur muydu yahu? Bu kararların hiçbirinde CHP’nin tek oyluk bile etkisi yok. Geçerli oyların tümünün yeniden sayılmamasına karar verenler YSK’nin üyeleri. Geçerlilerin yeniden sayıldığı ilçelerde önemli bir değişiklik olmadığını, yani öteki ilçelerde de yine sayılırlarsa İmamoğlu’nun bir kez daha kazanacağını gördükleri için böyle yapmış olabilirler.”
YALAN: “BAKIN, FİLANCA SANDIKTA YILDIRIM’A 1 OY, VATAN PARTİSİ ADAYINA YÜZBİLMEM KAÇ OY YAZILMIŞ. KİM BİLİR DAHA NE HIRSIZLIKLAR YAPILMIŞTIR.”
Doğrusu: “Bunlar her seçim gecesi tutanakların bir sürü kopyası yazılırken bazen oluşan sıra kaydırma hataları. Zaten bu gibi hatalar engellensin ve fark edilsin diye her sandıkta her partiden müşahit var ve AKP’li müşahitler kendi kopyalarını aldıkları için bu hatalar fark edilip usulüne göre düzeltilmiş. Bu giderilmiş hataları gösterip ‘daha kim bilir neler neler vardır’ demek enteresan bir iftira tekniği.”
SONUÇ
Ülkemizin 31 Mart öncesinde aniden ortaya çıkan “beka” sorununun bir anda unutulması, çarşı-pazardaki yangının da sakıncalı bir konu olması nedeniyle şimdi dayatılmaya çalışılan gündem; hayali bir oy hırsızlığı.
Hak yemek günahtır, hakkını yediğin insanları hak yemekle suçlamak daha büyük günahtır. Anlaşılan 23 Haziran’a dek her gün pes dedirten yalanlar duyacağız, daha başka kim bilir neler olacak. İnşallah bir gün her şey güzel olacak, diyerek bitireyim yine de.
https://odatv.com/akpnin-yalan-kampanyasina-hap-gibi-cevaplar-12051946.html