Erdoğan’ın Kellesine Oynamak – Süleyman Soylu, DP Genel Başkanı iken, Erdoğan’a en ağır hakaretleri yapan kişidir. Tükürdüğünü yaladı. Kendini inkar edercesine, Erdoğan’a biat etti

engin uçar / 22.04.2019

Erdoğan’ın Kellesine Oynamak


Süleyman Soylu, DP Genel Başkanı iken, Erdoğan’a en ağır hakaretleri yapan kişidir. Tükürdüğünü yaladı. Kendini inkar edercesine, Erdoğan’a biat etti(mi?)..

Dün şehit cenazesinde Anamuhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu saldırıya uğradı. Linç edilmek istendi. Kılıçdaroğlu’nun sığınmak zorunda kaldığı evin önünde toplanan güruhun içinden bir kadın, ‘evi yakın’ diye bağırıyordu. Tıpkı Madımak Otelini yakanlar gibi.. Çorum, Maraş katliamlarını yönetenler gibi…

Anlaşılan; ‘Kininize ve dininize sahip çıkın’ öğüdünün ‘KİN’ kısmı zehirli meyvelerini vermiş. EYLEME GEÇMİŞ.

Yandaş medya diyoruz ya? Vaz geçelim. Onlara medya ve gazeteci demek gazetecilere hakarettir. Bunlar tetikçidir. Basın üzerinden örgütlenmiş bir çetedir. Halkı kin ve düşmanlığa sevk eden suç örgütüdür…

Hakkari’de 4 şehit verdik. Paçavranın biri manşet atmış; ‘Mutlu musun Ekrem?’
Bu başlığı atan aparat ve benzerleri; Habur’u, Oslo’yu, Dolmabahçe’yi alkışladı. Bebek katilinin odası Avrupa’dan getirilen kağıtla kaplandığında, Bebek katili için spor salonu yapıldığında, LC televizyon verildiğinde, canı sıkılmasın diye yanına biraz daha terörist verildiğinde alkışladı.

Güneydoğu’ya atanan Emniyet Müdürü ve Valilerin PKK onayından geçtikten sonra atamasının yapılmasını alkışladı(1) Öcalan ile birlikte AKP Anayasa değişikliği yapmaya kalkanları alkışladı.

PKK’lı bir terörist Garnizon’a girerek gönderden Türk Bayrağını indirdiğinde alkışladı. Öcalan’ın mektubu Diyarbakır meydanında okunduğunda, TBMM’de okunduğunda alkışladı.

Dün PKK’nın koynunda sabahlayanlar, henüz yatakları bile soğumadan,başkalarını PKK’lı olmakla suçluyor.Soros 2005 yılında, Türkiye’de basına 8 milyon dolar para dağıttım demişti. Kendi çıkarları adına ülkeyi karanlığa, iç çatışmaya sürüklemekten çekinmeyecek bu güruh, yabancı istihbaratların operasyonel elemanı mıdır?

Soylu CHP’li il Başkanlarını şehit cenazelerine almayın talimatı verdiğini açıklıyor. Korkunç!. Bu açıklaması bana; “Soylu Erdoğan’ın kellesine oynuyor” dedirtti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Linç girişiminde bulunanlara seslenişi de Soylunun ki kadar ürkütücüdür. Akar dedi ki; “Mesajınızı verdiniz, tepkinizi gösterdiniz…”

Yumruklu saldırı, linç girişimi, evi yakın çığlıkları mesajmış, tepkiymiş.. Parasız eğitim isteyen öğrenci terörist yaftasıyla içeri tıkılır, sendikal hakkını savunan coplanır, gaz sıkılır. Demokratik hakkını kullanan meslek örgütlerinin üzerine tank sürülür. Tekel satılmasın diyen Tekel işçileri, kış gününde su sıkılarak, havuzlara atılarak, coplanarak dağıtılır, Anamuhalefet liderine linç girişiminde bulunmak mesaj ve tepki koymak öyle mi?

Bir tek teşekkür etmesi eksik kalmış.Bu ortam, ülkemizde iç savaş çıkarmak isteyen yabancı istihbarat elemanları ve yerli iş birlikçileri için bulunmaz bir fırsattır. Dün FETÖ ile işlerini yürüten CİA ve ortakları, bugün hangi karanlık mahfilleri kullanıyor? FETÖ’nün deşifre olmamış aparatları hangi maskeyle görev yapıyor? BİLİYOR MUYUZ?

Bu resmin bizlere anlattığı gerçek şudur;
Soylu’nun İçişleri Bakanı, Akar’ın Milli Savunma Bakanı olduğu ülkede, muhalefet olarak hiç birimizin can ve mal güvenliği yoktur.Ve Erdoğan’ın da güvenliği yoktur. Soylu’nun beyanatı, Erdoğan’ın kellesi üzerine oynanan bir oyunun ayak sesleridir. Dünyaya bilinçli bir mesaj veriliyor. Türkiye’ye müdahalenin alt yapısı oluşturuluyor. Erdoğan’ın etrafında seven kimse yok anlaşılan. Milletin bağırsaklarına(varlıklarına) tenya gibi yapışan asalaklar, Erdoğan üzerinden ne kadar beslenirsek kar diyor.

Yıllar önce yazmıştım;
İnsanı mezara en yakınları koyar. Üzerine de helvasını yer.
Düşerse, emin olun ilk taşı da onlar atacaktır.

Bu linç kültürü, 15 Temmuz kalkışmasında, Boğaz Köprüsünde, her şeyden habersiz olan askeri okul öğrencilerinin kafaları kesildiğinde normalleştirildi. İŞİD ruhlu katiller yasayla korumaya alınarak cesaretlendirildi.

AK Siyasetin nefret dili şiddeti meşrulaştırdı. Canilere, katillere cesaret verdi. Bu nefret dili doktorlarımızın, öğretmenlerimizin, kadınlarımızın canını almaya devam ediyor. Can alanlar, her gün kendi cehennemine bir adım daha yaklaşıyor. Ve bir defa daha aldatıldık deme şansları da yok!

Zahide UÇAR

(1)MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in Oslo’da PKK ile pazarlık esnasında yaptığı itiraf.

Cüneyt Şaşmaz’dan hatırlatmalar… Hatırlayalım mı?
-8 Ekim 1952 günü; Balıkesir’e giden CHP lideri İnönü’yü vali kent dışında karşılayarak, kente girmemesini, girerse olaylar çıkabileceğini ve kendisinin sorumluluk almayacağını belirtti. İnönü gezisinden vazgeçti.

-5 Ağustos 1955 günü; Karadeniz gezisine çıkmış olan CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, Sinop’ta tutuklanarak İstanbul’a getirildi ve bir gün hapiste kaldı.

-6 Eylül 1958 günü;Başbakan Adnan Menderes, “İdam sehpalarında can verenlerden ders alsalar ya…” diyerek muhalefeti tehdit etti. ( Kılıçdaroğlu’na idam isteyen gaz-teci kimdi sahi?)

30 Nisan 1959 günü; İsmet İnönü’nün Uşak gezisinde olaylar çıktı.İnönü’nün Kurtuluş Savaşı’nda karargâh olarak kullandığı evi ziyaret etmesi, Uşak Valisi tarafından önlenmek istendi.

Valinin bu yasadışı buyruğunu kabul etmeyen Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı aynı gün görevden alındılar.Polis, halkı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba kullandı.

This entry was posted in Zahide Uçar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *