CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara Çubuk’ da Yapılan Saldırı, Hesaplı ve Hedefi İç Savaş Çıkartmak Olan ve İslamcı İktidarın Tutumları İle Çanak Tuttuğu, Bir Terörist Gösteridir.

sefa m. yurukel
22.04.2019

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara – Çubuk’ da Yapılan Saldırı, Hesaplı ve Hedefi İç Savaş Çıkartmak Olan ve İslamcı İktidarın Tutumları İle Çanak Tuttuğu, Bir Terörist Gösteridir.


Türkiye Cumhuriyetin’de, islamcı siyasi iktidar ve onun ittifakı olan MHP, seçimler öncesi, sırası ve sonrasında, yaptıkları tehditkar açıklamalar ile, muhtemelen iç savaşa giden provakasyonların ve en son Kılıçdaroğluna yapılan terörist saldırının dama taşlarını döşediler. Bu nedenle bu terörist saldırının olmasından birinci derecedede sorumludurlar.

Bu iktidar ve ittifakı, aylardır yaptıkları ile, Kılıçdaroğlu’na karşı linç girişiminin ve sığındığı evi yakma çağrılarının yapıldığı, taş, sopa ve yumruklarında kullanıldığı bu tip bir terörist saldırıya zemin hazırladılar.

Ora’da saldırıya uğrayan sembol Kılıçdaroğlu idi. Ama onun şahsında saldırıya uğrayan, esasında ana muhalefet partisi CHP, İyi Parti gibi siyasi partilerin üyeleri ve bu güçlere oy verenlerdir. Huzurdur. Olgunluktur. Yani, görünüşe göre, terörist saldırının hedefi siyasi düşünen ve demokratik tavır alan muhalefettir. Kendileri gibi düşünmeyenlerdir. Türkiye’nin geleceğidir.

Ama şunuda kabul etmek gerekir ki, mevcut koşullarda, mevcut siyasal islamcı iktidar, her halükarda, bu tip terörist bir olaya; sempati duysada, hatta bu gibi bir olayı gerçekten istese de, yaptığı işler ve söylemler ilede çanak tutsa’da, mevcut siyasal islamcı iktidar’ın buna bu kadar açıktan yeltenmesi aleyhinedir ve bu kadar açıktan yaptırmasıda çok zor gözükmektedir. Fakat olmaz ve yapamaz diyede bir şey yoktur.Onun için bu gibi konularda bu iktidar ve ittifakı hata yapmaz da demek doğru değildir.

Örneğin, şu anda ve normal düşünüldüğünde, uluslararası ve Türkiye deki siyasi, güvenlik ve ekonomik koşullar, siyasal islamcı iktidarın ve ittifakının aleyhinedir. Ve bundan dolayıda, bunlar bu gibi olaylara kesinlikle yeltenemez demek doğru değildir. Çünkü bunların tarihsel olarak, bu gibi konularda, Türkiye’de aynı zamanda hata yapma ve yaptırma makinası olduklarıda bilinmektedir.

Çünkü bu iktidarın kültüründe ve zihniyetinde bulunan siyasal islamın ve biat geleneğinin getirdiği aşırı şiddet yanlıcılığı, bunları bu sonuçlara götürme eğliminide yaratmaktadır. Bu tip terörist saldırıları daha öncede bunlar, Türkiye ‘de ezeli emperyalist işbirlikçileri olarak yapmışlardır. Çünkü bu bunların kültürlerinde vardır.

Örneğin geçmişte yakma ve linç etme cürümünü bunlar: Sivas’da, Maraş’da, Malatya’da ve Çorum’da yapmış ve yaptırmışlardır. Bu gibi konularda siyasal islamcıların ve biatçıların elindeki şiddet kültürü, bunun ürünü olan bu gibi terörist olaylar ve bu konularla doğrudan ilişkileri, bunların sicillerinde çok büyük bir yer tutmaktadır. Sicilleri bu gibi konularda bunların kirli ve kabarıktır.

Bence bu konuyu iktidarın -ittifakının tutumu ve rolü konusunda da aydınlatmak açısından, biraz verilerle irdelemekte yarar vardır.

Çubuk’da Kılıçdaroğlu’na teröristlerce yapılan saldırı sırasında ve sonrasında, orada bulunan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “ arkadaşlar mesajınızı verdiniz” ve Emniyet Genel Müdürü’nün müdahaleyi gözaltına alma ve tutuklama, sert müdahale etmesi gerekirken ve saldırganlara karşı havaya ateş etme uyarısı ve gaz kullanma müdahalesi yapması gerekirken ve bunun yerine, sadece “ acınız bizim acımız dağılın” diyerek megafon ile saldırgan olan teröristlere karşı yaptığı çağrılar, başka olaylarla karşılaştırıldığında yumuşak kalmaktadır, bir hiç’tir ve ibret vericidir.

Aynı zamanda, MHP Genel Başkanı’nın olayla ilgili saçma sapan ve utanç verici bir şekilde yaptığı bir açıklamada, Kılıçdaroğlu’na karşı yapılan bu terörist saldırı anlamında, içten içe bir şekilde sempati duyduğunu/duyulduğunu göstermektedir.

İlginçtir ve esef vericidir ki, olaya ilişkin olarak, Akar, Bahçeli ve Emniyet Genel Müdürü tarafından yapılan açıklamalarda, Kılıçdaroğlu’nu sanki bu olayın suçlusu gibi gösterme izlenimi vermektedirler.

Olayla ilgili olarak, Siyasal islamcı iktidar ve ittifakı tarafından yapılan bu açıklamalar ve alınan tavırlar, esasında Türkiye’yi yeniden dizayn için bir iç savaş arzulayanların, istemlerine su taşımıştır. Şunu unutmamak ve ilerdede hatırlamak gerekir ki Bu tip esef verici açıklamalar, iktidar ve ittifakı tarafından alınan tavırlar, bundan sonra, muhtemelen çok önemli hedeflere yönelik olabilecek, suikastlerin ve suikastçilerin önünüde açmıştır.

Bu tutumlar, Türkiye için çok tehlikelidir. Utanç vericidir.Kılıçdaroğlu’na teröristlerce yapılan bu aşağılık saldırıya karşı, anında orantılı bir güç kullanmayan iktidar, bu olayda ki rolü konusunda doğrusu şüphe uyandırmaktadır.

Sonuçta, bu terörist saldırıya ilişkin görüntü verilerinden de belli olduğu gibi, neden bu tip bir terörist saldırıyı iktidar, MİT, Polis ve diğer istihbarat teşkilatları ile önceden engellemedi? ve gerekli müdahaleyi terörist saldırıya karşı, orantılı yapmadı? Neden Kılıçdaroğlu 2 saat sonra, Türkiye’nin başkenti Ankarada zırhlı araçlarla suçlu çıkarılır gibi çıkarıldı?

Bunu yapmayan mevcut siyasal islamcı iktidar, bu konuda kendi payına düşen; hukuki, siyasi sorumluluktan ve bu konuda ki çanak tutma rolünden, hesap vermekten, şüpheden ve bedel ödemekten ( İçişleri Bakanının İstifası gibi) asla kurtulmaz. Kurtulmamalıdır da.

Konunun delillerle aydınlanması için, her vakada olduğu gibi bu vaka’nın da, değerlendirilmesinde, gerçek bilgilere ulaşılmak için izlenecek en iyi yol ve tespit yöntemi: bu olaydan çıkarı olanlar kim ve kimlerdir?

Sorusunun sorulması gerekmektedir. Bu en akıllı bakış açısıdir. Ve olay sonrasın dada, olayın çözümü için izlenmesi gerekli en doğru yöntem olacaktır diye düşünmekte yarar vardır.Bu tür olaylarda, konuyu sadece ulusal bir olay gibi görmek ve ele almak genellikle yanıltıcı olmaktadır.

Bu tür olaylarda, her zanan bilinmelidir ki ABD emperyalizmi, ittifakları ve işbirlikçileri bölgedede aktif rol almaktadır. Kendilerine göre, Türkiye unutulmaması gereken ülkelerin başında gelmektedir. Çünkü hedef, Türkiye’nin kendi lehlerine dizaynıdır. Bunun için emperyalistler, kendi bildikleri gibi, acımasız hareket ederler. Onun içinde, bu olayda Amerika ve bölgedeki ittifakları ve işbirlikçileri bu aşağılık terörist saldırının neresindedir diye sormak mutlaka gereklidir.

Görünürde, ABD bu olaydan randıman alacak imkanları olan tek kuvvettir. Bu kuvvet, Türkiyeyi bir iç savaşa sürüklemek isteyen, bunun için her siyasi ve ekonomik gücün içinde bulunan, en büyük emperyalist olan ABD’dir. Ayrıcada ABD ile birlikte hareket eden veya emrinde; Suriye’de, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de ki ittifakları ve onun Türkiyede kullandığı gladiodur (kontrgerilla). Bunlarda bu olaydan yararlananlardır.

Bu olayda, ayrıca Kılıçdaroğlu,nun şahsında, Türkiye ‘yi hedef alan olayın aydınlatılması açısından şu soruyu sormakta da yarar vardır. Burada akla esas projede, yani ABD-İsrailin BOP projesi de gelmektedir.

Bu anlamda, bu terörist saldırıyı engellemeyen, BOP eşbaşkanıyım diyen siyasal islamcı iktidara şu soruyu yöneltmekte yarar vardır.

Siyasal İslamcı iktidar, bu olayla ilgili olarak, Türkiye’yi dizayn ve çökertilme projesi olan, (ABD projesi olan ) Büyük Ortadoğu Projesi- BOP’un işbirlikçisi olarak hala neresindedir? Bu olayın BOP ile alakası nedir?

Ne yapılmak istenmektedir? Sorusu, perspektif oluşturmak için acil sorulması ve cevaplanması gereken unsur olarak karşımızda durmaktadır. Bu olaydada bu sorular mutlaka ele alınmalıdır. Çünkü gerçek yanıt: teröristlerin ilişkileri, işbirlikçileri ve esas patronunu bulmak için gereklidir. Konu esasen bu sorularla  ve bulunacak cevaplarda ilerde de görüleceği gibi iç içedir. Bu olayda da işte bu yön kesinlikle aydınlatılmalıdır. Yoksa tedbirin nasıl ve kime karşı alınacağı da bilinemez. Bu konu hem ulusal hemde uluslararası bir perspektifle ele alınmalıdır.

Bu çok yönlü hedefi olan olaydan, Türkiye ders almalıdır. Konu ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınmalıdır.

Devlet’in tüm unsurları ve millet bu konuda, siyasi ve sivil toplumdaki yeterliliği olan kişiler ve örgütler tarafından, bilinçli bir biçimde bilgiye dayalı olarak aydınlatılmalıdır.

TSK, Polis, Jandarma, MİT ve Yargı siyasi iktidar yanlısı değil, TC yanlısı ve milletin emrinde hareket etmelidir. Anayasa nın tarafında ve TC kuruluş felsefe ve ilkeleriyle hareket etmelidir. Medya sorumlu davranmalı ve Türk milletinden ekmek yediğini unutmamalı ve özgür basını yeniden oluşturmalıdır.

Aksi takdirde, önümüzde ki dönemdeki olabilecek olan, muhtemel hedeflere dönük, muhtemel suikastler serisi ve iç savaşın önlenmesi imkansızlaşacaktır.

Uyaran

Sefa Yürükel
Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve Terörizm Araştırmacısı

http://dunya48.com/siyaset/32001-kemal-kilicdaroglu-na-yapilan-saldiri-ile-ne-yapilmak-isteniyor
This entry was posted in FAŞİZM, Politika ve Gundem, SİYASİ PARTİLER, TERÖR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *