KÖY ENSTİTÜLERİ * GOETHE ve BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANI * Hasan Ali Yücel

Ceyhun Balcı
10.09.2018

BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANI

Çokça bilinen bir sözdür. Kuan Tzu’ya ait olduğu bildirilir kaynaklarda :

“Bir yıl sonrayı düşünüyorsan tohum ek,
On yıl sonrasıysa kaygın ağaç dik,
Yüz yıl sonrası içinse insanları eğit!”

İnsan kaynağıdır toplumları, ulusları ve elbette ülkeleri ayakta tutan.Cehalet ve geri kalmışlık insanların güdülmesi sonucunu doğururken; aydın ve eğitilmiş bir insan topluluğu yaşadığı toplumu yükseklere taşır!

Cumhuriyet’in biricik hedefi güdülen değil yükselen bir toplum oluşturmak olmuş ülkemizde!

Sakarya Savaşı sırasında top sesleri Ankara’da yankılanırken Maarif Kongresi toplamak ya da yine Milli Mücadele olanca hızla sürerken Konya’da Nalbant Okulu açıp insan yetiştirmek hep bu kutsal amaç içindi.

Tersine düşünülecek olursa Cumhuriyet’in bu soylu yaklaşımına karşılık olarak insanların karanlıkta, eğitimsiz, öğretimsiz bırakılması dolayısı ile de güdülmesi demek oldu. Toplum zararı anlamına gelen bu durum siyasetçi açısından oy avcılığını kolaylaştırdı. İktidar olmanın önde gelen güvencesine dönüştü.

Türkiye Cumhuriyeti 10 yılı aşan bir savaş sürecinin ardından kurulur kurulmaz 100 yıl sonrasını düşünerek attı adımlarını. Birkaç yüzyıl geriden gelerek öndekileri yakalamak ancak bu şekilde olasıydı!

Hasan Âli Yücel Türkiye’nin baş döndürücü bir hızla sıçradığı, ilerlediği dönemin Milli Eğitim Bakanı’ydı. Okullaşma, Köy Enstitüleri ve çeviri seferberliği onun bakanlık döneminin dikkati çeken başarılarındandır.

Ünlü Alman düşünür, filozof, bilimci, yazar ve şair Wolfgang Goethe doğal olarak efsane Milli Eğitim Bakanı’nın ilgi alanı içinde oldu. Yetinmedi! Onu anlatan roman yazdı!

Şimdilerde her kesimden insanın ve partinin çamur atma yarışı içinde olduğu 1930’lar Türkiyesi Milli Eğitim Bakanı’nın Goethe’nin romanını yazdığı bir dönemdi.Sizi bilmem ama ben o yılları özlüyorum! Şimdi bile o yılları yaşayan ülkemle gurur duyuyorum.

Efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel Atatürk’ün ölümünden bir ay sonra geldiği Milli Eğitim Bakanlığı’nı 7 yıl 7 ay 7 gün sürdürdü. Çevresi kalabalık olsa da; düşünsel bakımdan yalnız olan Atatürk’ü en iyi anlayan bir kaç kişiden birisi olan Yücel görev süresi boyunca yaptıklarıyla, yaşama geçirdikleriyle Atatürk’ü en iyi anlayan olduğunu ortaya koydu. Hasan Âli Yücel bir eğitimci olmasının yanı sıra filozof, felsefeci, gazeteci, bilim insanı, sanatsever, şair ve elbette iyi bir devlet adamı sıfatlarını adının önüne yazdırmayı başararak pek az kişi için söz konusu olabilecek bir onur ve gurura erişmiştir.

Romanını yazdığı Goethe’nin “Hayat ve hürriyet isteyen, her gün onları yeniden fethetmelidir.” sözüne bire bir uyan bir yaşam sürdü.

Yalnız ülkemizin değil dünya eğitim ortamının özgün okulları olan Köy Enstitüleri’ni kurması, uygarlığın beşiği Anadolu’nun yoksul ve yoksun ama bir o kadar da eğitilmeye, öğretilmeye aç çocuklarını aklın ve bilimin aydınlığına kavuşturarak özgür insanın üzerinde yaşadığımız topraklarda yaşam bulmasını sağladı.

Hasan Âli Yücel’in YOBAZLIK tanımı bugün de güncel ve geçerli değil mi?

Yazıyı Hasan Âli Yücel’in Goethe’yi anlattığı “Bir Dehanın Romanı”nın sonundaki bir Goethe dörtlüğüyle sonlandıralım!

Goethe’nin yukarıdaki dörtlüğü son nefesini vermeden önceye ait.
Bugün de önemini ve anlamını koruyan bir rehber gibi!

BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANI

This entry was posted in EĞİTİM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *