NATO *** Hollanda Turkleri Konseyi Basin Aciklamasi, Norveçteki NATO tatbikatında Türkiyenin hedef tahtasına oturtulması, Bu Amerikan NATO’sunun düşmanca bir tavrıdır. Bu kesinlile Kabul edilemez ve bunu esefle kınıyoruz.

Sefa m. yurukel
11/19/17

Hollanda Türkleri Konseyi – HTK
Basın Açıklaması,

Hollanda Turkleri Konseyi Basin Aciklamasi, Norveçteki NATO tatbikatında Türkiyenin hedef tahtasına oturtulması, Bu Amerikan NATO’sunun düşmanca bir tavrıdır. Bu kesinlile Kabul edilemez ve bunu esefle kınıyoruz.

Konu: Norveçteki NATO tatbikatında Türkiyenin hedef tahtasına oturtulması.

HTK olarak, Norveçteki Nato tatbikatındaki, modern Türkiyenin Kurucu Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün resmi ve Türkiye Cumhuriyetinin bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ismi üzerinden yapılan tavrı, biz, Amerikan NATO sunun, ayrılmaz bir parçası olduğumuz Türkiye Cumhuriyetine karşı düşmanca bir tavrı olarak görüyoruz. Bu kesinlikle kabul edilemez ve bunu esefle kınıyoruz.

Türkiye ile ilgili bu krizde, tatbikatın geçtiği ev sahibi ülke olarak Norveç sorumludur. Norveç Savunma Bakanı İstifa etmelidir. Norveç Başbakanı Erna Solbeg Türkiyeden resmi olarak özür dilemelidir. Norveç Parlementosunda da bu konuda gündem oluşturmalı, siyasi partiler bu düşmanca tutuma karşı, karşı tavır almalıdır. Norveç Başbakanı Erna Solberg, özellikle Türkiyeye karşı düşmanca bu tutum dolayısı ile rencide edilen ve bugüne kadar Norveç’te barış içinde kardeşçe Norveç milleti içinde yaşayan, Norveç Türklerinden de özür dilemelidir.

Bugüne kadar olan ve NATO dan yapılan özür açıklamaları sadece formalitedir. Özür açıklamaları ile, bu derin düşmanlık tavır gizlenemez ve olay sadece bir kuru özür ile de geçiştirilemez.Başta Türkiye ve Norveç bu konuda ortak, resmi ve ciddi işlem başlatmalıdır.

Bu konuda, NATO içinde ise, Türkiyeninde yer aldığı bir araştırma komisyonu kurulup rapor hazırlanmalı ve klasik alt düzeylerdeki isimler değil, gerçek sorumlular cezalandırılmalıdır. Bu Türkiye için onurlu bir mücadele konusudur. Türkiyedeki İktidar ve muhalefet bu konuda, Türkiyenin resmi olarak aldığı milli tavırda birleşmelidir. Türkiyenin aldığı tavır doğrudur ve onurludur. Bu konuda HTK olarak biz Türkiyenin aldığı tavrı destekliyoruz.

HTK olarak biz, Norveçteki Türkiyeye karşı düşmanlığı perçinleyen NATO olayını, Uluslararası Kamuoyu ve Türk kamuoyunun daha iyi anlaması için tarihsel olarak biraz gerilere gitmekte yarar görüyoruz.

8-17.2017 tarihleri arasında. Norveçin Stavanger bölgesinde bulunan, NATO Müşterek Harp Merkezi’nde düzenlenen “Trident Javelin 2017 (Üç Üçlü Mızrak)” bilgisayarlarla masa üstünde simülasyon şeklinde, Türkiyeden 40 askerin ve çeşitli NATO ülkelerinden yüzlerce askerin katıldığı, senaryolarla yapılan tatbikatta, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucu Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürkün resmi ve Türikiye Cumhuriyetinin bugünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın ismi, düşman kuvvetler olarak gösterilerek, Türkiye Cumhuriyeti hedef tahtasına oturtulmuştur. Türkiye anında olayın ortaya çıkması ile askerlerini tatbikatten çekmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın beyanatı ilede Türkiye ve dünya kamuoyu olayı tüm çıplaklığı ilede öğrenmiştir.

1952 yılından itibaren ABD nin gerçek patronu olduğu NATO içerisinde yer alan Türkiyede, şu anda resmi olarak 28 adet NATO üssü, eski Başbakanlardan Bülent Ecevitin geçmişteki açıklamasına göre ise yaklaşık bilinmiyenler ile Türkiyede 105 adet NATO üssü var ve Türkiyenin, İ., II. ve III. Orduları Natoya bağlı Ordulardır. Bundan dolayıda TSK daki rütbe atamaları ve işleyiş NATO yuda kapsar. Türkiye her dönemde NATO nun Güneydoğu bölgesinde aktif olarak yer alarak, Üyelik bazında, her türlü görevde müttefikliklerinin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiştir. NATOnun ikinci büyük ordusuna sahiptir.

Örgüt olarak NATO ve NATOYA bağlı bazı ülkeler; özellikle ABD, Fransa, İngiltere vs.1964 yılında KIBRIS krizinde (örneğin, Johnson mektubu), 1. ve 2. Körfez savaşı sırasında, uluslararası terör örgütleri PKK, İŞİD, FETO ve ASALA ile mücadelede, eldeki net verilere göre, Türkiyeye karşı tehdid düzeyinde ve terör örgütlerinin asıl kurucuları ve doğrudan yada dolaylı destekleyicileri olarak tavırlar almışlardır.

Çok yakın zamanda, Türkiyenin kendi güvenliği için S-400 hava savunma sistemini NATO dışı ülke Rusyadan almasıyla birlikte (Yunanistanda NATO üyesi ülke olmasına rağmen Rusyadan aldığı S-300 füzelerine sahiptir), NATO merkezinin, Türkiyenin NATO tekniklerine ulaşması kısıtlanacaktır açıklaması ilede, Türkiyeye açıktan tavır aldıklarını ortaya koymuşlardır. En son Norveçteki NATO müşterek tatbikatında ise, doğrudan TSK askerlerinin gözü önünde “ delilli-ispatl” olarak Türkiyeyi düşman ve tehdit olarak göstermekledir.

Biraz gerilere gidersek, 1980 ortalarından itibaren Varşova ve NATO paktları arasında soğuk savaşın görece olarak bitmesi, Varşova paktının dağılması ve eski ittifaklardaki bazı ülkelerin yeni ittifak arayışları ve saf değiştirmeleriyle birlikte, dünya güvenlik ve işbirlğı ilişkileri yeniden harmanlanmıştır. Bu süreçte ise, dünkü dost bugün tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya da çok bariz olarak görülmektedir. Bu anlamda, yeni süreçte, NATO ve özellikle Türkiye açısından sorunlu ve güvenilemez bir örgüt ve üyelerinden en önemlilerinden olan ABD ve İngiltere işe güvenilmez olarak konumlanmıştır.

Özellikle Ortadoğuda son 25 yıldır gelişen olaylarda, Türkiyenin milli menfaatlerini koruması ve bunu son dönemlerde deneyimlerden ve mevcut jeo-politik şartların zorlaması ile birlikte, güvenliğinin sağlanmasının bölge ülkeleri ile yoğun, dolaylı ve doğrudan işbirliğinden geçtiği ve bunu yapmasının kendisi için en uygun olduğunu kavraması ve tatbik etmesi ile birlikte (İran-Türkiye, Rusya,Irak, Lübnan, Katar ve dolaylı olarak Suriye, Yemen ve Çin nezdinde) Türkiye bu konuda tavrını ortaya açıkça koymuştur.

Astana ve Soci toplantıları, alınan kararlar ve uygulamalar bunun bariz örnekleridir. Bu saflaşmada, Bir tarafta Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin merkezi yönetimleri diğer tarafta ABD, İngiltere, İsrail ve sözde müttefikleri, Suudi Arabistan, BAE ve onların vekili terör örgütleri olan İŞİD ve PKKdir. Görüldüğü gibi bölgede ve dünyada yeni bir düzen ortaya çıkmaya başlamıştır. Güvenlik ve işbirliği algısı ve vurgusu değiştiği için, böylelikle bölge ve dünya ülkeleri arasında, bir NATO ülkesi bir tarafta diğer NATO ülkesi ise başka bir tarafta yer almakta veya bazı NATO ülkeleri ise Ortadoğudaki saflaşmada, Almanya ve Fransa örneğinde olduğu gibi, saflaşmada bazen aktif, karşı ve pasif tutumlar takınmaktadır. Yani NATO filen bölünmüştür. Bu gayri resmi olarak bilinen durum ise, Norveçteki tatbikattada açıkça şu yüzüne çıkmıştır. Esas Patron ABD ve güdümündeki NATO Türkiyeye esas olarak yukarda saydığımız nedenlerden dolayı açıkça ve düşmanca tavır almıştır, Yani ABD ve güdümündekiler bir anlamda Türkiyeye savaş ilan etmiştir.

Norveçteki olayda, NATO nun Türkiye karşıtı tavrını bu perpektifte değerlendirirsek o zaman tavrın ne anlama geldiğini anlamanın daha kolay olduğu daha iyi görülebilinir.

Türkiyenin NATO konusunda bir karar vermesi gerekmektedir. NATO ile ilişkilerini değerlendirip masaya yatırması ve kendisine NATO ile ilgili, NATOdaki konumu ve gelecekte Türkiyenin değişen bugünlü ve gelecekteki oluşabilecek şartlara göre NATO da kalıp kalmaması konusunda, çok iyi hazırlanmış, akıllı bir çizelge hazırlaması gerekmektedir. Vakit gelmiştir. Tüm yukarıda bahsettiklerimizden dolayı, Türkiye ya yeni kurulmakta olan Avrasya düzenine doğru adım atacak ve onun içinde yer alacak yada Atlantik ve Avrasya düzeninde denge unsuru olacak bir konumda kendisine yer bulacaktır. Şu anda birinci tercihin ağır bastığı görülmektedir. 22. Kasım 2017 de Socide yapılacak doğrudan Rusya, İran ve Türkiye, dolaylı olarakta, Lübnan, Yemen, Katar, Suriye ve Irakında çeşitli düzeylerde yer alacağı (Çinde gizli gözlemci) ve tarihi kararların alınması beklenen toplantı ve sonuçları Türkiyenin konumunu dahada netleştirecektir.

Biz HTK olarak, Ortadoğu, Balkan ve Kafkasyadaki çelişki ve çözümlerin bölge ülkeleri tarafından tespit ve çözüme ulaştırılmasını doğru buluyoruz. ABD Emperyalizminin patronu olduğu, NATO gibi örgütlenmelerin, bugüne kadarki deneyimlerden edindiğimiz gözlemimizle, bölge ülkelerine zarar verdiğidir. NATO nun, dünkü ve bugünkü konumu itibarı ile esasında denildiği gibi, bir güvenlik ve işbirliği teşkilatı olmadığı, sadece ABD nin ihtiyaçları doğrultusunda ve ABD tarafından adeta: paravan, kışkırtıcı ve suç işleyen bir örgüt olarak kulanıdığını tespit ediyoruz. Ayrıca NATO yu, üye ülkeler arasında bile ayrımcılık yapan, dünya barışı açısından da zararlı ve savunulamaz bir örgüt olarak görüyoruz.

Bu anlamda HTK olarak, NATO ya üye ülkeler arasında Türkiye ile ilgili sürekli, NATOnun koruyucu maddelerini (özellikle 5. madde) işletmeyen ve ayrımcılık yapan, Afganistan başta olmak üzere çeşitli ülkelerde suç işleyen NATO dan ve onun patronu olan Amerikanın egemenliğinden, Hollanda, Türkiye, Norveç gibi ülkelerde dahil tüm üye ülkelerin kurtarılması için fes edilmesi ve yeni bir dünya düzeni ve dünya güvenliği ve barışı ve eşit ilişkileri için gerekli görüyoruz.

Son olarak, mevcut durumdaki NATO da, var olan ve sürekli Türkiyeye karşı yapılan ayrımcılığı ve düşmanlığı tekrar protesto ediyor, 8-17 kasım tarihlerinde, Norveçteki NATO tatbikatındaki, Türkiyeye karşı affedilemez tavır konusunda Türkiyenin yanında olduğumuzu deklare ediyoruz. NATO üyesi olan, Hollandanında, Hollanda Hükümeti olarak, bu konuda, Türkiyenin yanında olmasını talep ediyoruz ve bu konuda Hollandadanda resmi bir açıklama yapmasını bekliyoruz..

Saygılarımızla,
Hollanda Türkleri Konseyi adına,
Sefa Yürükel Başkan.

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DUYURULAR, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *