ÜÇ YAZARDAN “SURİYE’li MÜLTECİ” ÜÇLEMESİ * Suriyelileri istemiyoruz!..* Hor görme Suriyeliyi! * Suriyeli vatandaş!

sozcu.com.tr
Bekir Coşkun
12.07.2016

Suriyelileri istemiyoruz!..

Zorda kalanla ekmeğimizi paylaşırız…
Suyumuzu paylaşırız…
Ama “vatan”ı paylaşamayız…

Ben hiç böyle “mülteci” de duymadım…
Bayram tatillerini gidip “Ölümden kaçtık”
dedikleri Suriye’de geçirdiler, döndüler.
Kalanlar da zaten plajlardaydı…

3.5 milyon Suriyeliden 20 bini asker kaçağı…
300 bini eli silah tutabilecek yaşta…

Amerikan tıraşını çekip, ellerinde bira kutuları ile Bodrum kumsalında “Suriye, Suriye…” diye slogan attıklarına göre… Ya da Konya’da tekmeledikleri köpeği korumak isteyen 18 yaşındaki genci bıçakla öldürdüklerine göre…

Dahası; bomba imal ederken ellerinde patlattıklarına göre…
Ülkeleri için bir çabaları olmalı…Ruslar gelmiş ülkelerini IŞİD’in elinden kurtarmak için savaşıyor… Amerikalılar ülkelerini kurtarmak için savaşıyor…Fransızlar, İngilizler, Hollandalılar, Kanada’dan gelmiş adam…Bu kaçmış Antalya Konyaltı Plajı’na…

Erkekler “cinsel gücü artırıyor” diye, Birlişmiş Milletler’den gelen bebe mamalarını yiyip bitirdiler… Çadır kentlerde günde 135 bebek doğuyor…Sevişmekte üzerlerine yok…

Bizde; gece üst kattaki tıkırtı yapsa elin ayağın dolanır beceremezsin… Bunlar, bomba sesleri altında çeyrek milyon arttılar…

Çocuklara, yaşlılara, hastalara,
kadınlara tabii ki kapımız açık…
Aşımızı paylaşırız…
Ekmeğimizi paylaşırız…

Şu anda yapılan da bu; harcamalar hırsızların İsviçre’deki hesaplarından ödenmiyor, en yoksul vatandaşımızın dahi cebinden çıkıyor…Neyimiz varsa, muhtaç olanla paylaşırız…Ama Türkiye’yi paylaşamayız…

Oysa adam;
bunlara vatandaşlık vererek
“başkanlık” için iki-üç milyon oy peşinde…

Dikkat edin:
AKP; türban, yargının partili bakana bağlanması, dinci eğitim, cumhurbaşkanının partili olması gibi yine bir “fiili durum” yaratıyor…Suriyeliler ev-tarla alıyorlar, dükkan açıyorlar, market işletmeye başladılar bile… TOKİ ev vermeye başlıyor… Üniversite ve kamuda yer açıldı…

Fiilen “vatandaş” yapacaklar…
Geriye bunun kanununu yapmak kalır…

“Suriyelilere vatandaşlık verelim mi?
” diye “referandum” yapsana…
Sıkıysa…

sozcu.com.tr
Necati Doğru
11.07.2016

Hor görme Suriyeliyi!

Bu insanlar ölümden kaçtılar. Yaşamak için Türkiye’ye sığındılar. Onları hor göremeyiz. Hor görenler, kötü söz edenler ayıp içindeler. Suriyeliye kaba söz söyleyemeyiz, sövemeyiz. Çocukları ya da gençleri bir kusur kabahat işlediklerinde elimize sopa alıp onları linç edemeyiz. Gelinlik kızlarını para karşılığı ve imam nikahı ile ikinci eş yapamayız. Bunu yapmak hayvanlığa girer. Suriyeli çocukları, günde 25 lira yevmiye ile en ağır işlerde çalıştıramayız. Bunu yapmak da ahlaksızlığa, adiliğe girer.

İnsanlığa sığmaz.
Kardeşliğe uymaz.
Türklüğe yakışmaz.
Müslümanlığa vidalanmaz.

Suriyelilerin Türkiye’ye mecburen kaçıp sığınması ve her şehre plansız, programsız, hesapsız, kitapsız yerleşmelerinin sorumlusu Tayyip Erdoğan ile Barack Obama’dır.

Suriyelinin vatanı yandı.
Yakıldı, yıkıldı.
Suriyeli vatansız kaldı.

Suriyeliyi vatansız bırakan ABD Başkanı Barack Obama ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın; olacakları hesap etmeden “Esad’ı devirip Suriye’ye bir kukla yönetim kurma” planları oldu.Hor görme Suriyeliyi!

Kızacaksan Erdoğan’a kız.
Söveceksen Obama’ya söv.

Suriye’de son 6 yılın her saniyesi kanlı, her dakikası ölümlü,
her saati katliam dolu, her günü vuruşmalı geçti.

371.138 kişi öldü.
13.500 çocuk öldü.
8.760 kadın öldü.
97.842 Esad askeri öldü.
46.452 isyancı askeri öldü.
44.254 İslamcı militan öldü.
1.500.000 insan yaralandı.
600.000 insan sakat kaldı.

Amerikan ve Rus savaş uçakları havadan bomba yağdırdı. Esad’ın ordusu, Esad’ı devirmek isteyenlerin askerleri, dinci IŞİD’in militanları, İslamcı El Nusra’nın ve Kürt YPG’nin silahlı güçleri karadan ölüm kustular. Yer, gök birbirine girdi.

Suriyelinin savaşı değildi.
Savaşı, havadan bomba yağdıranların “Suriyeliyi bölüp kışkırtması” başlattı. Karada Suriyeliler birbirini öldürdü. 22 milyon insan “can korkusuna” düşürüldü. 14 milyon Suriyeli evini, ocağını, köyünü, kasabasını, şehrini terk etti. Komşu ülkelere sığıntı oldu.

Türkiye’ye: 2.620.553 Suriyeli sığındı.
Lübnan’a: 1.069.111 Suriyeli sığındı.
Ürdün’e: 637.859 Suriyeli sığındı.
Mısır’a: 117.658 Suriyeli sığındı.
Irak’a: 245.022 Suriyeli sığındı.
Kuzey Afrika’ya: 28.027 Suriyeli sığındı.

Toplam olarak: 4.718.230 Suriyeli mülteci oldu, vatansız kaldı. Türkiye’ye gelenlerden 900 bin Suriyeli, denizden kaçak göçmen tekneleri ve ilkel botlarla Avrupa’ya gitmeyi denedi. Binlercesi denizde öldü, bebek cesetleri sahile vurdu. Avrupa Birliği, para karşılığı (3.5 milyar Euro) Türkiye’yi Suriyeli göçmenler için toplama kampı haline getirmeyi teklif etti. Türkiye’yi yönetenler bu utanç verici durumu kabul etti. Almanya ile pazarlığa giriştiler.

ABD Suriye’ye “demokrasi getirmek” için havadan bomba yağdırıyordu. Türkiye’yi yönetenler de Amerikan ağzıyla konuşuyor, “Esad’a hücum” ediyorlardı. Rusya ise Suriye’ye sözüm ona “birlik-bütünlük getirmek” için havadan ölüm yağdırıyordu. Şehirler harap oldu. Taş üstünde taş kalmadı. Tarlalar, meralar yok oldu. Sanayi, ticaret, hizmet sektörleri, tüm ekonomi çöktü.

Ne demokrasi geldi.
Ne birlik, ne bütünlük.
Suriye 5’e bölündü.

Beş parçanın beşi de birbirini “hain-alçak-satılmış-düşman- katli vacip-kanı helal” ilan etti. Suriye bin yıl sürecek koyu bir nefret ve öç alma duygusuna gömüldü.

6 yıl böyle bitti.
Suriye paylaşıldı.

Rusya, Suriye’ye el koydu. Irak, ABD’ye bırakıldı.Doğu Akdeniz Rusya’ya verildi, Kuzey Suriye’deki doğalgaz bölgeleri ABD ve AB küresel enerji şirketlerine sunuldu. Ve sonunda ABD ile Rusya anlaştı. Ateşkes ilan edildi. Türkiye’ye ise kucağında 2.5 milyon mülteci, sınırında Afganistan’a dönüşmüş Suriye komşusu ve “Kürt koridoru kurulacak korkusu” kaldı.

Hor görme Suriyeliyi!
Bizim yapabileceğimiz; Suriyeliye ölüm korkusu olmadan yeniden vatanında huzur içinde yaşayacağı ortamın hazırlanmasını istemektir. Bunun için hemen her gün Obama ile Erdoğan’a “işledikleri insanlık suçunu” yüzlerine vurmaktır.

sozcu.com.tr
Yılmaz Özdil
12.07.2016

Suriyeli vatandaş!

Ordinaryüs Profesör Erich Frank, İstanbul Üniversitesi tıp fakültesinde ders verdi, Vakıf Gureba Hastanesi’nin iç hastalıkları kliniğini yönetti, Türk vatandaşı oldu, tabutuna Türk bayrağı sarıldı, devlet töreniyle Aşiyan’da toprağa verildi.

Profesör Fritz Arndt, İstanbul Üniversitesi kimya enstitüsü’nün kurucularından oldu, müdürlüğünü yaptı.Rudolf Belling, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümü başkanı oldu, İstanbul Teknik Üniversitesi mimarlık fakültesinde ders verdi.

Profesör Clemens Emin Bosch, Türkiye’deki arkeoloji müzelerinin antik sikke koleksiyonlarını düzenledi, müslüman oldu, Emin adını aldı.Profesör Friedrich Dessauer, İstanbul Üniversitesi tıp fakültesi radyoloji enstitüsü’nün başkanlığını yaptı, biyofizik enstitüsü’nü kurdu, Türkiye’de modern radyoterapinin kurucusu oldu.

Carl Ebert, Ankara Devlet Konservatuvarı ve Ankara Devlet Tiyatrosu’nun kurucularından oldu, operamıza çağ atlattı.Profesör Hans Gustav Güterbock, Boğazköy kazılarının başkanlığını yaptı, Hitit hiyeroglifinin çözülmesine öncülük etti, Türk Tarih Kurumu onur üyesi oldu.

Paul Hindemith, Ankara Devlet Konservatuvarı’nın kurucularından oldu.
Profesör Clemens Holzmeister, mimar, TBMM binamızı yaptı.Profesör Curt Kosswigg, İstanbul Üniversitesi fen fakültesi zooloji kürsüsü başkanlığı yaptı, Manyas Kuş Cenneti’nin kurulmasına öncülük etti, Türk Biyoloji Derneği’ni kurdu, Hidrobiyoloji Enstitüsü’yle bugünkü Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün temelini attı, devlet töreniyle Aşiyan’da toprağa verildi.

Profesör Walther Kranz, İstanbul Üniversitesi Alman dili ve edebiyatı bölümünü yönetti, Efes ve Bergama’nın tanınmasına büyük katkı sağladı.Ordinaryüs Profesör Fritz Neumark, İstanbul Üniversitesi’nde maliye ve iktisat dersleri verdi, vergi kanunlarımızın hazırlanmasına katkı sağladı.

Eduard Zuckmayer, Gazi Eğitim Enstitüsü müzik bölümü başkanlığı yaptı.Profesör Ernst Eduard Hirsch, Türk ticaret kanunu’nun hazırlanmasını sağladı.Ordinaryüs Profesör Wilhelm Peters, İstanbul Üniversitesi psikoloji bölümünü kurdu, Türkiye’nin ilk deneysel psikoloji laboratuvarını kurdu.

Ordinaryüs Profesör Alfred Isaac, İstanbul Üniversitesi ekonomi bölümünü kurdu.Profesör Hans Winterstein, İstanbul Üniversitesi fizyoloji bölümü başkanlığı yaptı.Profesör Felix Michael Haurowitz, İstanbul Üniversitesi biyokimya enstitüsü başkanlığı yaptı.Ordinaryüs Profesör Erwin Freundlich, İstanbul Üniversitesi astronomi enstitüsü’nü kurdu.

Ordinaryüs Profesör Albert Eckstein, Ankara Üniversitesi tıp fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümünü kurdu.Profesör Maz Sgalitzer, İstanbul Üniversitesi radyoloji bölümü başkanlığı yaptı.Profesör Hans Wilbrandt, Türkiye’de tarım kooperatifi sisteminin kurucusu oldu.Ordinaryüs Profesör Leo Brauner, İstanbul Üniversitesi fen fakültesi botanik bölümünün kurucularından oldu, üniversitenin botanik bahçesini kurdu.

Ordinaryüs Profesör Hugo Braun, İstanbul Üniversitesi mikrobiyoloji enstitüsü başkanlığı yaptı.Ernst Reuter, Ankara Üniversitesi siyasal bilgiler fakültesinde şehircilik dersleri verdi, Berlin belediye başkanı oldu.

Edzard Reuter… Ernst Reuter’in oğlu, çocukluğunun 11 senesi Ankara’da geçti, Mercedes’in yönetim kurulu başkanı oldu, “ikinci vatanım” dediği Türkiye’ye vefa borcunu ödedi, Otomarsan’ın kurulmasını sağladı.

Bruno Taut, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde yöneticilik yaptı, Milli Eğitim Bakanlığı’nda mimarlık bölümü başkanlığı yaptı, Atatürk’ün naaşının konulduğu katafalkı o çizdi, o yaptı, kendisine bu iş için verilen bin lirayı kabul etmedi, sadece hatıra için teşekkür mektubu istedi, bu topraklarda kalmayı vasiyet etti, Türkiye Cumhuriyeti onu vasiyetine uygun şekilde onurlandırdı, İstanbul Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verilen tek gayrimüslim oldu.

Kim bu insanlar?

1933-1937 yılları arasında İngiltere veya Kanada yerine Atatürk Cumhuriyeti’ne sığınan mültecilerin bazıları… Tamamı bilim insanı.

Peki şunlar kim?

El Nusra, Ahrar al-Şam,Işid, Abed El Alia, Cabel a-zawiyya, El Watanmiya,Abu El Gullani, Muhammed Zakiri, Çendrim Ramadani, Rakim Bulgarov, Vadim Osmanov, Ussam İsa, Rahmi Hadad… 300 bini hamile, iki milyonu okuma yazma bilmeyen, üç buçuk milyon işsiz güçsüz, zırcahil…

İngiltere veya Kanada elimizden kapmasın diye vatandaşlık vereceğimiz “kalifikasyonu yüksek” mülteciler!

Lafı hiç eğip bükmeyelim.

Suriyeliler kalsın, razıyız.İngiltere veya Kanada, sadece Tayyip Erdoğan’ı burdan alsın, yeter!

This entry was posted in Bekir Coşkun yazıları, DIŞ POLİTİKA, DURUM VAZİYETİ, NECATİ DOĞRU YAZILARI, Yılmaz Özdil. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *