Müslümanlara Çeşmeden Su İçmek Haram! * EY KAYSERİ’Lİ HEP SUSKUN MU KALIRSIN ? KONUŞ ARTIK !!!

Aşağıda değerli Necati Doğru’nun Kayseri’lilere yazdığı yazıya bir öykü ile başlamak istedim. Bu öykü sürekli olarak AKP’yi destekleyen fakat en büyük zararı da yine AKPden görmüş olan Kayseri ve Artvin halkına armağan olsun.

KISSADAN HİSSE

Müslümanlara Çeşmeden Su İçmek Haram!

Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:“Her kula helâl, Müslüman’a haram!”

Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…
*Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzura getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla! Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?” diye çıkışmışlar adama. Adam:
– “Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır…” dedikçe kadı kızmış:
– “Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın, katlin vaciptir!” demiş. Demiş ama bir yandan da merak edermiş:
–     “Nedir gerçekten?” diye sormuş. Adam:
-“Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş. Padişah da sinirlenmiş ancak diğer taraftan da meraklanmış.

–     “De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helal, Müslüman’a haram yazarsın?” Adam başı önünde konuşmaya başlar:
–     “Delilim vardır, lakin ispat ister.”
–     “Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?”
–     “O zaman boynum hükme kıldan incedir Sultanım…”
–     “Eeee!”
–     “Sultanım, herhangi bir havradan (sinagog) rastgele bir hahamı izahsız yaka paça tutuklayın, bir hafta tutun, bakın neler olacak…”
Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Museviler; “Ne oluyor, bu ne zulüm? Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyip yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim!”

Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş. Bir hafta dolunca adam:
–     “ Sultanım, artık bırakmak zamanıdır.” Demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar son derece mutlu olmuş, Sultan’a teşekkürler, hediyeler yağdırmışlar.
Adam: “ Aynı işi herhangi bir kilisenin herhangi bir papazı için yaptırınız Sultanım” demiş. Aynı şekilde papaz derdest edilip, yaka-paça alınmış. Pazar ayininden.

Bu kez Hıristiyanlar ayaklanmış. Tepkiler giderek artmış ve protestolar başlamış. Her türlü bürokrasi yolu denenmiş ve haftası dolunca Papaz serbest bırakılmış. Din adamlarına kavuşan Hıristiyanlar mutluluk ve sevinç gösterilerinde bulunmuş, din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sıkı sarılmışlar birbirlerine.

Sultan: “Bitti mi?” diye sormuş adama.
–     “ Sultanım, son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle.” demiş.
–     “Peki, şimdi ne istiyorsun?” diye sormuş Padişah.
–     “Efendim, payitahtımız Bursa’nın en sevilen alimini alınız minberinden…”
Adamın dediği yapılmış ve Ulucami imamını Cuma hutbesinin ortasında yaka-paça alıp götürmüşler. Bir Allah’ın kulu da çıkıp; “ Ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz!? Hiç değilse vaazı bitene kadar bekleseydiniz” gibi tek bir kelam dahi etmemiş.

İmamın peşinden giden, arayan-soran da olmamış. Olayın üzerinden bir hafta geçmiş ancak hala “Nerede imam?” diyen de yok, arayan-soran da yok… Aksine, tutuklanan koskoca alim için:
–     “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
–     “ Kim bilir ne suç işledi de tevkif edildi!”
–     “ Vah vah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
–     “ Sorma, sorma!..”

Padişah, kadı ve adam da olup bitenleri izliyorlarmış. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
“ Eee, ne olacak şimdi? Adam:
-“ Bırakma zamanıdır Padişahım. Bir de özür dileyip helallik almak lazımdır hocadan.”
“ Haklısın” demiş Padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş.
-“ Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helal edilir mi?”
Sultan acı acı tebessüm etmiş ve:
–     “ Aldıkları hava bile haram, hava bile! Demiş.

Sözcü
Necati Doğru
Mart 7, 2016

Ey Kayseri konuş!

Türkülerin hepsi bizdendir.
Sevgilisini arayan Kayseri Türküsü de çok güzeldir:

Gesi Bağları’nda dolanıyorum.
Yitirdim yârimi aranıyorum.

Bu kadar samimi, içten, yürekten Türkü yakabilen Ey Kayseri konuş!
Yitirdiğin gerçek nedir.
Gerçeği aranıyor musun?

Kayseri’nin içinden çıkmış, kazandığını başka şehre götürmemiş. Yine Kayseri’ye döndürmüş. Senin öz çocuğun Kayserili işadamları tutuklandı.

Boydaklar zindana konuldu.
Ey Kayseri!
Biz bilemeyiz.
Yaşayan sensin.
Gören sensin.
Duyan sensin.
Hisseden de sensin.
Gerçek nedir?

Boydaklar’a yapılan hak mıdır, hukuk mudur?Ey Kayseri,neden susuyorsun;
“Boydaklar’ın hapse konulması az bile, daha ağırı olmalıydı mı?”

diyorsun?
Bu değilse.
Ne diyorsun?

Ey Kayseri!
Dön. Arkana bak.
14 yıldır sarıldın.

Kayseri’de “çok partili hayat tarihinin” en yüksek oylarını
AKP’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a verdin.

2007 seçimleri:
Türkiye geneli:
AKP yüzde 46.58.
Kayseri’de:
AKP yüzde 65.73.

2011 seçimleri:
Türkiye geneli:
AKP yüzde 49.95.
Kayseri’de:
AKP yüzde 64.90

2015- 7 Haziran seçimleri:
Türkiye geneli:
AKP yüzde 40.86.
Kayseri’de:
AKP yüzde 52.35

2015- 1 Kasım seçimleri.
Türkiye geneli:
AKP yüzde 49.47.
Kayseri’de:
AKP yüzde 65.31.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri:
Türkiye geneli:
R. Tayyip Erdoğan yüzde 52.
Kayseri’de:
R. Tayyip Erdoğan yüzde 66.13

Ey Kayseri konuş!
Ey Erciyes Dağı kükre!

Kayseri’nin en büyük ve Türkiye’nin de hatırı sayılır girişimcileri Boydaklar’a polis baskını yapılınca; savcıya, hakime, polise, Tayyip Erdoğan’a, AKP’ye yakın ve içeriden sızdırma bilgi alan gazeteciler; “operasyon Kayseriliyi cezalandırmak için yapıldı” diye yazdılar.

Kayseri ne yaptı?
Bu cezayı hak etti.

Her seçimde Türkiye genelinin çok üstünde sahiplenip, sarılmışsın. Şimdi “Kayseri’nin Gururu- Anadolu Kaplanlarının en başarılısı Boydaklar” üzerinden Kayseri’ye kıyıyorlar.Niçin?
Bilmediğimiz bir şey mi var?

Erciyes Dağı tanık ol!
Şu suçlamalara bak:

Boydaklar Kayseri’ye üniversite kurmuş. Şehir halkından, esnaftan, çiftçiden “üniversiteye yardım” diyerek “himmet-kurban-bağış” adı altında paralar toplayıp bunu Fethullah Gülen’e saklıca, gizlice gönderiyorlarmış. Kayserililerin; “dürüst ve hayırsever” dediği Boydakları şimdi iktidar, Fethullah Gülen’in gizli para kasaları diye suçluyor. Fethullah Gülen için de “vatan haini ve İsrail Ajanı” diye yazdırıyor.

Ey Kayseri dilin yok mu?
Konuş!
Boydaklar’a yapılan hak mıdır?

Erciyes Dağı sen de dinle: Kayseri’nin bu yapılana bir tavrı yok mudur? Kayserilinin, seçip başına taç ettiklerine bir sözü olamayacak mıdır? Kayseri’de “söz ve ifade özgürlüğü” son bulmuş mudur?

SÖYLEŞİ

Kıyıcı kayyum!

Kayyum atamaya yetki veren kanunda çok açık yazılır. Kayyum dosttur. Destekçidir. Yapıcıdır. Kurtarıcıdır. Hak bilir. Hukuk gözetir. Bir şirket çalıştırdığı işçilerin hakkını yemeye, alacaklıların parasını gasp etmeye, devletten vergi kaçırmaya kalkarsa kayyum atanır. Kayyum, şirkete zarar vermez. Zaman Gazetesi’ne kayyum atandı. Daha ilk gün gazeteyi serseme çevirdi. İktidarı eleştiren Zaman’ı iktidar yağcısı yapıverdi. Okurunu kaçırdı. “Koruyucu Kayyum” olması gerekirdi. “Kıyıcı Kayyum” oldu.

This entry was posted in FAŞİZM, NECATİ DOĞRU YAZILARI, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *