Size baba diyebilir miyim? * Önceleri “Kasımpaşalı abinizim” dedi. Seçim zaferleri onu abilikten, “babalığa” terfi ettirdi(!) Birilerine parmak salladı, kadınların kaç çocuk doğuracağına karıştı, içki içenlere ayran için, taraf olmayan bertaraf olur, dedi. Doğu kültüründe baba, ailede anne ve çocukların itaat etmesi gereken bir kült! Toplumda ise devlet babaya/iktidara itaat şart.

Cumhuriyet/26.12.2015

Dr. MİNE YILDIZ
Siyaset Bilimci-Sosyolog

Size baba diyebilir miyim?

Telefon görüşmesini anımsayalım; “Tamam babacım, peki babacım, olur baba, bir daha söylesene babacım, sıfırlamadık henüz babacım.” Peki, ya baba figürünü yücelten Doğu toplumlarındaki otoriter yapı karşısında, güçlü karakterli özgür çocukların mücadelesi?

Ailenin reisi belli; “Baba.” Freud’, “Totem ve Tabu” adlı kitabında baba-oğul mücadelesinden söz eder. Totem ve Tabu’daki ilksel baba; kadınlar, mal-mülk, erkekler yani tüm kabile üzerinde egemen. Her şeye sahip. Ne zamana kadar? Oğulların babaya karşı bir komplo hazırlayıp, onu devirmesine kadar. Babanın iktidarını deviren oğullar, kabilede ne varsa bölüşürler. Böylece babanın iktidarının, otoritesinin yerini eşitlik ve demokrasi alır.

Batı ve ‘baba’
Doğu toplumlarında baba, her şeye kadir ve muktedir olandır. Otoritesi sorgulanmaz. Çocuklarının kendisine karşı başkaldırabileceğine inanmaz. Yine başka bir baba tarafından kışkırtıldığına inanır. Ne demişti 17-25 Aralık’la ilgili; “Komplo kurdular.”(!) Gezi direnişçileriyle ilgili; “Bu geziciler yurtdışı mihraklar tarafından kışkırtıldı, kökü dışarıda.” Batı babayı öldürmüştür çoktan sembolik manada. Otoritesi paylaşılmış, yasak koyucu baba, devrilmiştir. Batı, Krala Magna Carta’yı imzalatmıştır! Doğu’da Magna Carta ne arar!

Peki ya Türkiye?
Önceleri “Kasımpaşalı abinizim” dedi. Seçim zaferleri onu abilikten, “babalığa” terfi ettirdi(!) Birilerine parmak salladı, kadınların kaç çocuk doğuracağına karıştı, içki içenlere ayran için, taraf olmayan bertaraf olur, dedi. Doğu kültüründe baba, ailede anne ve çocukların itaat etmesi gereken bir kült! Toplumda ise devlet babaya/iktidara itaat şart. Sözleriyle, maliye müfettişleriyle, polis şiddetiyle, basını ise sansürle döven, televizyoncuya talimat veren baba. Türkiye seçmeninin önemli bir kısmı niye oy vereceği liderde babalık vasfı arar? Sert mizaçlı politikacılara ve paternalist liderlere eğilimi nedendir?

‘Baba’ arayışı
Anımsayalım. Yeşilçam melodramlarının yetim çocuğu filmin jönüne ne der; “Size baba diyebilir miyim?” Türkiye toplumu hep yetim, hep bir baba arayışında. Güzel ülkem tipik Doğu (görece laik olması dışında). Devlet babanın(!) iktidarından korkarak/ korkutularak büyüyen, sindirilen, düşüncelerini özgürce ifade etmeye kalktığında kafasına vurulan, kellesi uçurulan çocukların ülkesi.. Peki, baba otoritesine/ otoriter devlete/faşizme karşı örgütlenen bir halk hareketinin hikâyesi çıkar mı buradan, bir “V for Vendetta” hikâyesi? Kitleleri sokağa dökecek, faşizme ve otoriteye diz çöktürecek bir hikaye… Ne dersiniz?

Dipnot: V For Vandetta: 2005 yılı ABD-Almanya ortak yapımı film. Geleceğin İngiltere’sinde geçen filmde terör olaylarında büyük kayıplar verdikten sonra kurtuluşu baskıcı bir yönetimde bulan İngiliz halkının uyanış öyküsü anlatılmaktadır. “İnsanlar hükümetlerinden değil, hükümetler insanlardan korkmalıdır” (filmde yer alan repliklerden).

This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *