Sözcü
Yılmaz Özdil
Kasım 5, 2015
Guguk kuşu
Guguk kuşu.
En tehlikeli…
En sinsi kuş türüdür.
Gözüne kestirdiği yuvanın etrafında dolanır, saksağan yuvası, ispinoz yuvası, ötleğen yuvası fark etmez, yabancı türlerin yumurtlamasını, kuluçkaya yatmasını bekler, uygun zamanı kollar, hedef aldığı yuva boş bırakıldığında, anında gelir, kaşla göz arasında bir yumurtayı yuvadan atar, kendi yumurtasını onun yerine yerleştirir, pırrr, gider.
Yuvanın sahibi geri döner, kendi yumurtalarından birinin dışarı atıldığını, onun yerine kendisinden olmayan yumurtanın monte edildiğini fark etmez, kuluçkaya yatmaya devam eder.
Guguk yavrusu, kendisini oraya monte eden annesi kadar tehlikeli, annesi kadar sinsidir. Hangi yuvaya bırakılırsa bırakılsın, kabuğunu öbür yumurtalardan en az bir gün önce kırar, bir gün önce doğar.
Ve, doğar doğmaz…Uygun zamanı kollar, yuva boş bırakıldığında, ittirir kaktırır, öbür yumurtaları yuvadan dışarı atar.
Böylece… Yuvanın gerçek evlatları imha edilir, guguk yavrusu kendisine ait olmayan yuvanın tek mirasçısı olur.
Kandırdığı, yuvasına yerleştiği ana’nın şefkatini, fedakarlığını, besleme, koruma kollama, büyütme içgüdüsünü sömürmeye başlar.
Vahametin farkında olmayan zavallı ana besler, besler, besler… Guguk yavrusu, kendisini besleyen ana’dan daha iri hale gelir.
Artık işi bitmiştir.
Yuvaya ihtiyacı kalmamıştır.
Ne yapar biliyor musunuz?
Yuvayı dağıtır.
Öyle gider.
Yeni CHP…
Guguk kuşudur.
Üç milyon altı yüz yetmiş beş bin dokuz yüz kırk birinci defa, belki bu defa anlaşılır umuduyla, tekrar yazıyorum… Yeni CHP’nin misyonu Yeni Türkiye’ci AKP’yi iktidarda tutmaktır.
Atatürkçüleri, yurtseverleri, ulusalcıları yuvadan dışarı atıp, ikinci cumhuriyetçileri, siyasal İslamcıları, Kürt milliyetçilerini, liboşları, cemaatçileri, soykırımcıları, tescilli ajanları, sorosçuları monte etmek… Gözümüzün içine baka baka “guguk kuşu operasyonu”dur.
Gaflet değildir.
Dalalettir.
Alt kadrolardaki insanlar Mustafa Kemal Türkiyesi ve devrimlerini korumak için çırpınırken, Yeni CHP’nin tepesine paraşütle indirilenlerin amacı, partiyi partisizleştirmektir. Kimliksizleştirmektir.
“Ne yaparsak yapalım kazanamıyoruz” duygusunu, “yenilgiyi kanıksama” duygusunu, Atatürkçü seçmenin zihninde kökleştirmektir.Üstelik tüm bunları… CHP’yi yuvası olarak bilenlerin, adeta ana şefkatiyle sahip çıkanların, sevgisini, fedakarlığını, sömürerek yapmaktır.
Üç milyon altı yüz yetmiş beş bin dokuz yüz kırk ikinci defa,belki bu defa anlaşılır umuduyla, tekrar yazıyorum… CHP’yi geri almadan, Türkiye’yi geri alabilmek mümkün değildir.
“Sen kim oluyorsun da, bize bunları söylüyorsun” diyenler olabilir… İzah edeyim.Gençliğe Hitabe’den aldığım yetkiyle söylüyorum.
Tıpış tıpış değil…
Defolup gideceksiniz kardeşim!
Sözcü
Yılmaz Özdil
Kasım 7, 2015
Doğruları konuşmak için en az iki kişi gerekir
biri doğru söyleyen, biri doğru anlayan…
“Yeni Chp guguk kuşudur” dedim.
İbrahim mesaj göndermiş, “Akp’nin gizli tetikçisi, kaç para aldın Tayyip’ten?” diye soruyor. Yeni Chp’yi ne zaman yazsam, hep aynı konuyu merak ediyorlar. Bari bu defa itiraf edeyim, asrın lideri çok sever beni, örtülü ödenekten her ay iki yüz bin dolar veriyor.
Betül mesaj göndermiş, “Kemal bey seni milletvekili adayı göstermediği için mi bu iftirayı atıyorsun?” diye soruyor. Oldu olacak bunu da itiraf edeyim… Kemal beye değil ama, Ahmet Kiziroğlu beye kırgınım, Tayyip Erdoğan beyin şoförünü milletvekili yaptı, Akp için saçımı süpürge etmeme rağmen beni 2023’e bıraktı.
Bülent, sahte Atatürkçü olduğumu tespit etmiş, “Atatürk’e küfrettiklerinde aynı cesareti gösterip Tayyip Erdoğan’a bu lafları edemedin” diyor. Bak bu konuda haklı… Arşivimi şöyle bi kurcaladım, hakikaten Atatürk’e hakaret edenlere tek kelime etmemişim.
Ekrem ise, can damarımdan vurmuş, “çatlasan da patlasan da seni Halk TV’ye çıkarmayacağız” diyor. Bu konuda çok mağdurum… Elimde iki ton ceviz, dört yüz metre hortum kaldı, Halk tv’ye çıkarmadıkları için satamıyorum. Mecburen TRT’ye çıkıp satacağım.
Sevil’in mesajını okuyunca yüzüm kızardı, çünkü “medyayı yakından takip eden biri olarak, bu kadar utanmazca bir yazıyı ilk defa görüyorum” diyor. Halbuki… CHP’yi ve CHP seçmenini hedef alan kumpası beş senedir yazıyorum, günde ortalama beş milyon kişi tarafından okunuyorum, “medyayı yakından takip eden Sevil”e beş senedir denk getirememişim demek ki… Bu da benim ayıbım yani.
“Yandaş medyanın tehditlerinden bu kadar mı korktun?” diye soran var. “Niye böyle çark ettin, senin de mi açığını yakalayıp kukla yaptılar?” diye soran var. “Akp’nin avukatlığını yapmak size yakışmadı” diyen var. “Gazeteciliğin yüzkarasısın” diyen var. “Sırf kendi çıkarlarım için şeriatçılarla bile anlaşabileceğimi” söyleyen var. “Düne kadar cemaat borazanıydın, anında çark etmişin” diyen var.
Şuna bayıldım…
“Bundan sonra seni İzmir’e sokmayacağız” diyor Ethem.
(Memleketten kovanı çok görmüştüm ama, memlekete sokmayanı ilk defa görüyorum… Bari bayramlarda iki güncük geleyim be Ethem.)
“Ayakkabı kutusu mu aldın?” diye soran var. “Vahabiliğe teslim olduğumu” söyleyen var. “Rüzgar nereden eserse, oradan yazdığımı” söyleyen var. “Paranın satın alabildiği en ucuz gazeteci” olduğumu söyleyen var. “Elini taşın altına koyan, Halk tv’de ekrana çıkan korkusuz gazetecileri örnek almamı” tavsiye eden var.
(Seçimden önce yazıyorum, “sırası mı şimdi” deniyor. Seçimden sonra yazıyorum, “sırası mı şimdi” deniyor. Sıkılıp tatile çıkıyorum, yazmıyorum, “sırası mı şimdi” deniyor. Bazen gırgır olsun diye üç sene önceki yazımı koyuyorum, “sırası mı şimdi” deniyor.)
(Yeni Chp dışında hiçbir şeyin sırası değil… Sadece Yeni Chp’nin sırası.)
“IŞİD seninle gurur duyuyor” demiş mesela Oktay… “Hayatında bir defa olsun halkın yanında ol” demiş Esat… “Aç biraz tarih oku” demiş Leyla… “Yalakalar senin yanında yurtsever kalır” demiş Mustafa.
“Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun yüzünden seçimleri kaybediyoruz” diyen Yeni Chp milletvekili var.
“Kimlerden talimat alarak bize hakaret ettiğini biliyoruz” diyen Yeni Chp milletvekili var.
“Kimlerden menfaat sağlayarak bize hakaret ettiğini biliyoruz” diyen Yeni Chp milletvekili var.
“Kendine Atatürkçü diyor ama, RTE’ye yaranmak için genel başkanımıza saldırıyor” diyen Yeni Chp milletvekili var.
Açık söyleyeyim…
Vız gelir tırıs gider.
Ama bazen öyle şeyler oluyor ki, durup bir daha düşünüyor insan.
365 gün Tayyip Erdoğan’ı manşet yapan Sözcü gazetesi bile, guguk kuşu yazımın ertesi günü Kemal Kılıçdaroğlu’nu dokuz sütuna manşet yapıp, alkışlıyorsa… Kendi kendime mesaj mı atsam acaba?
Kendi kendime “çalıştığın gazeteden bile cevabını aldın, daha kime, neyi anlatmaya çalışıyorsun Allah’ın salağı” diye mi sorsam acaba?
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/guguk-kusu-2-977502/