“KÖY ENSTİTÜLERİ YOLUNDA”* 1922 yılında Trabzon’da talebe idim. Yağmursuzluk uzamıştı. Hayat kavrulmakta ve ümitsizlik etrafı sarsmaktaydı. Yağmur duasına karar verildi. Bütün okul talebeleri ve halk sabahın erken saatlerinde, çakılı bol olduğu için Değirmendere kıyısına çağrıldı. Kırk bin kadar çakıl taşı okunarak çuvallara doldurulup Değirmenderesine döküldü. Bu dua ile yağmur yağacaktı. Herkes o kadar emindi ki fazla selden korkuluyordu.

Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı
ERDAL ATICI
kevakfi@gmail.com

Geçen günlerde kitaplığımda başka bir kitap ararken buldum
Halit Ağanoğlu’nun “Köy Enstitüleri Yolunda” adlı kitabını.

Kitap; 1949 yılında İstanbul Ahmet Sait Basımevi’nde basılmış. Sahaflardan almışım sanırım, yaprakları sararmış, solmuş. Kitabı şöyle bir gözden geçireyim dedim, ama öylesine içine çekti ki beni, birkaç saatte okuyup bitirdim.

Halit Ağanoğlu, öncelikle Cumhuriyete, Atatürk devrimlerine yürekten inanmış bir iş kahramanı. Bilinçli bir öğretmen…Ağanoğlu, 1937’de Cilavuz Eğitmen Kurslarında görev almış, 1940’tan sonra Köy Enstitülerinin kuruluş kanunuyla birlikte Cilavuz Köy Enstitüsü Müdürlüğüne getirilmiş. Bu görevi Kepirtepe Köy Enstitüsü Müdürlüğüne atandığı 1947 yılına kadar sürmüş…

Ağanoğlu, 112 sayfalık bu küçücük kitabında Cilavuz Köy Enstitüsünün kuruluşunu, oradaki çalışmalarını, eğitim ve öğretimi ve enstitüde başardıklarını anlatmış…

Kitap “Enstitü’ler Yolunda” adlı bölümle başlıyor. “1940 yılının Mart ayı başlarında bir tel emri ile Trabzon’dan Ankara’ya çağrıldım. Kars’taki Cilavuz Köy Enstitüsünü kurmağa memur edildim. 1937, 1938, 1939 yaz aylarında yine Cilavuz Eğitmen kurusunda çalışmış bulunduğumdan bu mıntıkanın iklim şartlarını, köy çevrelerini nispeten tanımaktaydım. Ve Kars’a gideceğimi tebliğ eden Genel Müdür İsmail Hakkı Tonguç, ‘Ağanoğlu sizi Kars’a göndereceğim,orası çetin yerdir, size güvenim var’ diyerek vazifelenme sebebimi açıklamış ve bana bir güven göstermekle teşvikte de bulunmuştu.”

Halit Ağanoğlu, Ankara’da bulunduğu bu süre içinde Ankara’yı dolaşıyor ve gözlemlerini anlatıyor. Özellikle Bayındır Barajını dolaşırken düşündükleri Cumhuriyet Türkiye’sinin Osmanlı’dan aldığı mirası da bizim yüzümüze çarpıyor. “1922 yılında Trabzon’da talebe idim. Yağmursuzluk uzamıştı. Hayat kavrulmakta ve ümitsizlik etrafı sarsmaktaydı. Yağmur duasına karar verildi. Bütün okul talebeleri ve halk sabahın erken saatlerinde, çakılı bol olduğu için Değirmendere kıyısına çağrıldı. Kırk bin kadar çakıl taşı okunarak çuvallara doldurulup Değirmenderesine döküldü. Bu dua ile yağmur yağacaktı.
Herkes o kadar emindi ki fazla selden korkuluyordu.

Dua, çakıltaşı ve insan yığınları karşısında gök, hüzün duyup bize yağmur yağdıracaktı. Geriye dönmüştük.Güneş parça parça üstümüze dökülüyor gibiydi ve yanıyorduk. Davanın aslı şöyle idi: Göklerden bulut indirme yerine,Değirmendere’yi yükseklere çıkarmalı. Ve bugün Değirmendere Trabzon Meydanının, sokağın, her evin avlusunda, içindedir.Anadolu’da tekke duvarlarına harcanan taş ve enerjiyi akar sularımızın önlerine sereydik lûgatlarımızda yokluk, fakirlik gibi kelimeler bulamazdık…”

Kitabın ikinci bölümü “İş Başında” başlığını taşıyor. Ağanoğlu,Kars’ın Susuz köyü yakınlarındaki bölgeye varıyor ve enstitüyü kurma işine başlıyor. “Cilavuz 1937’de korkunç bir harabe yığını, baykuş yuvası halinde” Ağanoğlu, 1947’de Cilavuz’dan ayrılırken; “küçüklü, büyüklü ya yeniden yapılmış veya harap binaların onarılmalarıyle meydana getirilmiş, 23 bina mevcut bulunuyor. 25 Ailenin barınacağı ev, 1000 talebenin yerleşebileceği dershane ve yatakhane, 300 kadar damızlık hayvanın yerleşeceği ahır, 400 tavukluk kümes, bir uygulama okulu ve ahırı, 150 arı kovanına havi kışlak, 60 beygir kuvvetinde hidroelektrik santrali, 5 hopörlörlü bir ampilifikatör,300 bin kilo çayır vermekte olan yayla, 5 Km.lik büyük su kanalı, hamam, fırın, park… enerji ve alınterlerimizin, tükenen nefeslerimizin madde üzerinde ifadelerini veriyorlar…”

Üçüncü bölümde Ağanoğlu Köy Enstitülerinde uygulanan “Program”ı anlatmış… Dördüncü bölümde “Enstitütünün Yeri”ni, altıncı bölümde ise “Öğretmenler”i: “Enstitü kadrosuna alınacak öğretmenleri, meslek ve umumi kültürleri yeter olan ve vatanın çetin bucaklarında meslek sevgisi ile çalışmış, çalışmakta bulunan arkadaşlardan seçmek yolunu tuttum.”

Altıncı bölümde “Öğrenci”leri anlatmış Ağanoğlu, bu bölümde de çok ilginç saptamaları var… Yedinci bölümde “Yapılan İşler”i anlatmış Ağanoğlu ama öncesinde “Öğretmen, öğrencilerle kadro kuruluyor, yeni müessesenin fikrini kadroya telkin etmek zaman zaman inandırıcı konuşmaları icap ettiriyor.Soruları cevaplıyorum. Konuşuyorum.”

Bu konuşmalar sonrasında destansı olayları gerçekleştiriyor Ağanoğlu, öğretmen ve öğrencileriyle. Özellikle bir elektrik santrali kurma hikayeleri var ki, tam bir destan. Bu çok bilgi isteyen teknik konuyu fizik öğretmeni Remzi çakır’la planlıyorlar.

Suyun kuvvetini ölçüyorlar öncelikle. Ellerindeki araçlar “bir sırık, bir şakul, bir saat, bir avuç da samandan ibaret…” Bu çalışma sekiz ay içinde sonlanıyor ve okula elektrik getirilmiş oluyor… “Santral işlemeye başladı ve köy çocukları için soğuk birer cam yuvarlaklarından ibaret bulunan ampuller, birer güneş parçası gibi başımızda alevlenince çocuklarımızın heyecanları Cilavuz’u doldurmuş ve coşturmuştu.”

Kitabın diğer bölümleri “Kooperatif”, “Demokrasi”, “19 ayıs”, “Köylerde Tatbikat”, “Enstitüleri Gezdim”, “Enstitüde Teftişler”, “Cilavuz Köy Enstitüsünden Ayrıldım”, “Kepirtepe Köy Enstitüsünde”, “Kepirtepe’de Yapılan İşler”,“Tenkitler” ve “Enstitülerin İnkişafı” başlıklarını taşıyor.

Köy Enstitüleri konusunu merak eden dostlarımızın kolayca okuyabilecekleri ve “Cilavuz Köy Enstitüsü” destanına tanık olabilecekleri bu yapıtı, kimi zaman ilgi ve coşkuyla kimi zaman da hüzünle okudum.

İstenildikten sonra her şeyin başarılabileceğine en güzel örneklerden biridir yapıttta anlatılanlar. Cumhuriyetin devrimci ve idalist öğretmenlerinin, ülkemizin aydınlanması için yaşamlarını hiçe sayarak giriştikleri bir savaşı gözleriniz yaşararak okuyacaksınız…

(*) Köy Enstitüleri Yolunda, Halit Ağanoğlu, 1949, İstanbul Sait Basımevi

This entry was posted in KÖY ENSTİTÜLERİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *