DAVUTOĞLU’na DİPLOMASİDE KARŞILIKLI EŞİTLİK ( Mütekabiliyet) ÖĞRETİSİ

Naci Kaptan / 30.09.2015

29 Eylül 2015 tarihinde basında bir haber yayınlandı.
Cumhuriyet Gazetesi olayı şöyle aktardı ;

“Türk Bayrağı’nın olmayışı Davutoğlu’nu üzmedi ;

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin görüşme masasında İran İslam Cumhuriyeti’nin bayrağı olmasına rağmen Türk Bayrağı’nın yer almaması krize yol açtı. Masada Türk Bayrağı bulunmaması Davutoğlu’nun keyfini kaçırmadı. Davutoğlu konuya ilişkin açıklama yaptı.

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi ;

“O masada Türk Bayrağı’nın bulunmama nedeni nedir ve bu durum neden dikkatinizi çekmemiştir?

Bayrağımız sadece seçim zamanlarında mı aklınıza gelmektedir? Partiniz ve partinizin bazı kurucularınca Bayrağımız sadece şehit tabutlarına sarıp tabuta el koyarak oy toplamak için mi kullanılmaktadır?

Şehit cenazelerinde ağladığınızda samimi olduğunuz algısı yaratmak için yine vatan ve bayrak edebiyatı yapacak mısınız?

Haydi Bismillah seçim şarkısından sonra partinizce yine oy avcılığı ve duygu istismarı yapmak adına Türk Bayrağı Kanunu’na aykırı şekilde Bayrağımız seçim malzemesi olarak kullanılacak mıdır?

Benzer şekilde yollara, il ve ilçe binalarınıza Türk Bayrakları koyarak ve Türk Bayraklı rozetler takarak bayrak istismarı yapılacak mıdır?”

Davutoğlu, ‘Türk Bayrağı’ polemiğiyle ilgili, “Ucuz bir polemik. Bayrak masaya konan sembolik mahiyettedir. Bir kere İran cumhurbaşkanı olması hasebiyle ziyarete giden benim. Cumhurbaşkanı başbakan protokol ilişkisi bağlamında söylüyorum. Bazılarında bayrak oluyor, bazılarında olmuyor. Bazen de hiç bayrak olmuyor. Bizim bayrağımızı nasıl dalgalandırdığımıza da cümle alem şahittir. Seçim öncesi gülünç duruma düşürür insanları.” şeklinde konuştu.”

Davutoğlu’nun bu açıklaması başbakan olmuş bir kişiye yaraşmamaktadır . Sözlerinin altı boştur ve halk deyişiyle “Tırışkadan teyyaredir”

***

ULUSLARARASI İLİŞKİLER VE DİPLOMASİDE MÜTEKABİLİYET

Erdoğan tarafından başbakanlığa atanmış olan Davutoğlu eğitimini Uluslararası ilişkiler konusunda yapmıştır.18 Ocak 2003 tarihinde büyükelçilik ünvanı almış ve 11 Mayıs 2009 tarihinde dışişleri bakanlığına getirilmiş 10 Ağustos 2014 tarihine kadar Dışişleri bakanlığı yapmıştır.

Demem odur ki ; Büyükelçilik ve daha önce de gölge dışişleri bakanlığı da yapmış olan bir kişinin diplomasinin en temel ilkesi olan karşılıklı eşitlik ilkesini bilmemesi olası değildir.Davutoğlu ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin görüşme masasında İran İslam Cumhuriyeti’nin bayrağı olmasına rağmen Türk Bayrağı’nın olmamasını sorun yapmamış ve aldırmamıştır .

Görüşme masasında İran bayrağı varsa Türk Bayrağı da konmuş olmalıdır .Yetkin bir diplomat görüşme salonuna girdiğinde mütekabiliyet simgelerine bakar. Devletlerarası eşitliğe aykırı bir durum varsa görüşmeye katılmaz. Şayet Davutoğlu’nun yaptığı gibi görüşmenin başlaması ise karşı tarafın üstünlüğünü kabul anlamında olacaktır. Böylece İran konuşma masasında Devlet olarak üstünlüğünü dayatmış ve kabul ettirmiştir. Diplomaside semboller önemlidir. mesajlar ince tavırlarla karşı tarafa iletilir ve gücün kimde olduğu bu sembollerle gösterilir.

AKP’nin POLİTİKALARI NEDENİYLE TÜRKİYE’nin ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE VE DİPLOMASİDE AŞAĞILANMASI

Başbakan/Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve dışişleri bakanı Davutoğlu’nun Vahabi İslam’a ve Müslüman kardeşlere olan gönül bağı,radikal islami terör örgütlerinin desteklenmesi , GOP/BOP’un bölge sorumlusu olması ve Küresel güçlerle el ele Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini yeniden dizayn görevini üstlenmesi , komşu ülkelerin içişlerine karışması Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırdı. Tüm komşularımızla kavgalı olduk.

Nisan 2015 tarihi itibarıyla yedi ülkede büyükelçimiz yok ;

MISIR / SURİYE / LİBYA / İSRAİL / YEMEN / VATİKAN / AVUSTURYA

Türk diplomasinin İmam hatiplilere tesliminden ve lisan bilmeyenlerin basın ateşesi olarak atanma yolunun açılmasından sonra liyakatsiz ellerin dış politikası ülkemizi dünyada yalnızlığa itmiştir. Bugünün başbakanı Davutoğlu buna bile bir kulp bulmuş ve bu durumu DEĞERLİ YALNIZLIK olarak tanımlamıştır.Tüm dünya ülkeleri ekonomide , politikada ,sanatta , sosyal alanda bir birine entegre olurken Türkiye bu deyişle yalnızlığa itilmiştir.

ULUSLARASI MASALARDA AŞAĞILANMAK

Bir başka aşağılanma hikayesi ;

Tarih : 11 Ocak 2010
Yer     : İsrail / Telaviv

Olayın ilgilileri : Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon

OLAY ŞÖYLE GELİŞTİ :

DUYGU GÜVENÇ
13.01.2010 / Sabah

İsrail’den Türkiye’ye ‘alçak koltuk’ ayıbı…

Dışişleri Bakan Yardımcısı, nezaket ziyareti yapan Tel Aviv elçimiz Çelikkol’u kendisinden alçakta bir koltuğa oturttu İsrailli yetkili Ayalon, Çelikkol’un elini sıkmadı, odada bayrak da yoktu. Ve ayıp oturma biçimini İbranice anlattı

İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un, kendisine nezaket ziyaretinde bulunmaya gelen Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’un elini sıkmaması, alçak bir koltuğa oturtması kriz yarattı. İsrail Bakan Yardımcısı’nın nezaket sınırlarını aşan ağırlaması skandalı adım adım şöyle gelişti: Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak yeni atanan Ayalon’a 14 Ocak’ta nezaket ziyaretinde bulunacaktı. Türkiye’deki Büyükelçiler Konferansı’ndan dönen Çelikkol’a beklenmedik bir telefon geldi ve görüşmenin 11 Ocak’ta olup olamayacağı soruldu. Çelikkol nezaket ziyaretinde bulunacağı için bu talebe olumlu yanıt verdi.

İŞTE DİYALOGLAR

11 Ocak’ta saat 15.00’de başlayan ve yaklaşık yarım saat süren görüşme İsrail Parlamentosu Knesset’te oldukça küçük bir odada gerçekleşti. Odadaki tek büyük koltuk büyükelçiye oturması için işaret edilen koltuktu, çevresinde ise sandalyeler vardı. Bir nezaket ziyareti olduğu için odada bayrak bulunmasına gerek yoktu.

İşte Çelikkol’un beraberinde müsteşarı ile gittiği o odada yaşananlar:

Ayalon: Türkiye’deki Kurtlar Vadisi adlı dizide İsrailli ajanlara yönelik bölüm bizde rahatsızlık yarattı. Türkiye’de artan anti semitizmden rahatsızız. İlk görüşmemizin böyle negatif başlamasından üzgünüm. Ama bunu telafi edeceğim ve sizi daha sonra Dışişleri’ndeki makamımda ağırlayacağım.

Çelikkol:Ben Kurtlar Vadisi adlı diziyi izlemedim. O bölümünden haberim yok. Bilgi alacağım ama Türk halkında Yahudi karşıtlığı yoktur. Tarih de bunun kanıtıdır.

Ayalon: (Basına dönerek İbranice) Dikkat edin o alçakta biz yüksekte oturuyoruz, masada sadece bir İsrail bayrağı var ve gülümsemiyoruz.

Çelikkol:Neden bu kadar gazeteci var bu odada?

Ayalon: Türkiye’ye ilgi büyük, Türkiye gündemde olduğu için. Ayolon, Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi’ne yönelik olarak İbranice adeta hakarette bulunurken ;

Çelikkol İsrail basınından gerçekleri öğrendikten sonra çevresindekilere dün şu yorumu yaptı: “Beni bir daha Dışişleri’nde zor görür. Ben ne dediğini anlasaydım, olumsuz bir hava sezseydim, anında terk ederdim. Ama İngilizce olarak bana yansıttığı hava bambaşkaydı. Bu garip bir mizansen.”

STANDART GÖRÜŞME

Son krizin göbeğinde yer alan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, Çelikkol’la görüşmesinin “standart diplomatik görüşme” olduğunu söyleyerek özür dilemeyeceğini açıkladı. Danny Ayalon İsrail radyosuna dün sabah yaptığı açıklamada, amacın Ehud Barak’ın ziyaretini engellemek olup olmadığı sorusuna ne evet, ne de hayır derken, “Dışişleri Bakanlığı’nın Barak’ın ziyaretine karşı olmadığını” belirtmekle yetindi. Ayalon, niyetlerinin küçük düşürmek olmadığını, sadece İsrail’in hiçbir devlet karşısında küçük düşürülemeyeceğini anlatmak olduğunu ileri sürdü.

TÜRK ELÇİSİ ÇEKİLEBİLİR

Jurusalem (İsrail gazetesi): Türkiye elçisini çekebilir. İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer: Bu davranış çok ciddi ve küçük düşürücü. 72 milyonluk Türkiye’yi ihtilaflı olduğumuz ülkeler safına katmamızın bir yararı yok.

İşçi Partisi Milletvekili Daniel Ben-Simon: Netanyahu, Lieberman’ı çağrırarak İsrail diplomasisini hangi seviyeye düşürdüğünü göstermesi açısından alçak bir sandalyeye oturtmalı. Görevden alıp daha uygun birini getirmeli.

Uri Avnery (İsrailli yazar, eski milletvekili): Lieberman çok kaba bir insan ve halk içinde fazla sevilmez. Bence İsrail ve Türkiye arasında sorun yok. Gerçekte Savunma Bakanı Barak ile Lieberman arasında bir çatışma var. Barak Türkiye ile ve özellikle Türk ordusu ile yıllar içinde gelişen ilişkilere büyük önem veriyor. Lieberman buna tepkili.

Alon Liel (Eski Türkiye Büyükelçisi): Dışişleri Bakan Yardımcısı ve diğer diplomatların tavrını “çok gülünç” buldum. Bir defakine daha alçak bir yere oturtup, sonrasında dövecekler mi yani?

AYALON ÖZÜR DİLEMİYOR…

Skandal görüşmeyi yapan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayalon, Türk büyükelçiyle görüşmesinin “standart diplomatik görüşme” olduğunu belirterek özür dilemeyeceğini söyledi.

‘ANLASAYDIM TERK EDERDİM’

Türkiye’nin Tel Aviv Büyükleçisi Oğuz Çelikkol, gerçekleri öğrendikten sonra şu yorumu yaptı: “Ne dediğini anlasaydım, anında terk ederdim. İngilizce yansıttığı hava başkaydı.

NEYMİŞ ? MONŞERmiş !!!

Atandığı ülkenin dilini bilmeyen diplomatları atayanlar ve diplomasinin inceliklerini kavrayamayanlar ülkelerini böylesi zor durumlara düşürürler. Yetkin Diplomatlarımızı “monşer” diyerek küçümsemeye çalışanların aslında  diplomasiyi ve inceliklerini kavrayamadıkları ortaya çıkmıştır.

DİPLOMASİDE DEVLET ADAMLIĞI NASIL OLUR

Merak edenler varsa tıklayınız :
https://nacikaptan.com/?p=1517  SOPA VE DİPLOMASİDE EŞİTLİK

This entry was posted in Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *