ÖZ İLE SÖZ BİR OLMAYINCA…

Yüksel Sarı

ÖZ İLE SÖZ BİR OLMAYINCA…

“Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma “ sözü bizim için söylenmiştir.

Onun için, Kanatlı Hayvanları Koruma Derneği’nde horoz dövüşü yaptırır, Karanfil Sevenler Derneği’nde kumar oynatırız.

Gerdeğe girecek damadı ‘adettir ‘ diye dövüp hastanelik eder, düğünlerde silah patlatıp, gelinleri vururuz. Eşimizi öyle çok severiz ki, o ayrılmak isterse öldürür, babasının emekli maaşı için gerekiyorsa biz boşarız.

Tekirdağ cezaevindeki mahkum ,açlık grevinde 5 kilo almış, Cansu Kaya’nın sanığı da , bir ay öncesinde Özgecan’ın öldürülmesini protesto mitingine katılmışsa,gerisini siz düşünün artık.

Dini bütün bir milletiz ama,O kadar ki, pastadan yapılmış Kabe ve Kuran-i Kerim’i yedikten sonra, üstüne birde Arapça “Allah “ yazan pideyi rahatlıkla mideye indirebiliriz.

Zekat paralarını metresleriyle yiyen , dini dernek yöneticilerine söz söyletmeyiz.
“Kadın spiker var “diye haber izlemeyiz ama küçük kızlarla dini nikah yapmanın caiz olduğunu söyleriz. Yolda yürüyen kadından ve sol eliyle çorba içen adamdan tahrik olur,döveriz.

Akılımız fikrimiz orada olduğundan çok da kolay tahrik oluruz. Bu yüzden hocalarımız tarafından “ En çok salavat getiren, en çok Huri’yi kapar” diye teşvik ediliriz.

“Devlet malı deniz,yemeyen domuz” sözü de bize aittir.“Benim memurum işini  bilir” , ”verdimse ben verdim” ,”itibardan tasarruf olmaz “ diyen devlet yöneticileri sadece bizdedir.

Bu nedenle,Polisimiz sahte delil üretmekten, İçişleri Bakanı’nın oğlu rüşvet suçundan, Uyuşturucu ile mücadele Derneği Başkanımız da Bonzai den tutuklanır.Malı götürene“uyanık”,yemesini bilmeyene de “Enayi “ diyerek ,yolsuzlukta dünya üçüncülüğünü kazandık ya ,birincilik de yakındır.

Yardımsever bir milletizdir ne de olsa,

Onun için, Yanında çalışan kıza tecavüz eden patronu, ” annesine kalsa kötü yola düşecekti,ben ona iyilik ettim” diyebilir. Filmlerde tecavüzcülerin elinden kurtardığı güzel kızı ilk önce kurtarıcısı olan delikanlı öpebilir.

İntihar edecek olana cesaret vermek için “atla, atla” diye tempo tutulur, atlamazsa küfür edilir.  Elektrik çarptı sandığı arkadaşını, kurtarmak için, kürekle vurup öldürebilir.
Öz ile söz farklılığı en çok siyaset alanında gösterir kendini,

Mesela bir milletvekili televizyona çıkıp,kendisine” puşt” diyen iktidar milletvekili ile
“güler yüzlü bir toplantı” yaptıklarını söyleyebilir. Seçimden önce “ Ant olsun ki yıkacağız, hesap da soracağız” diyen muhalefet partileri,  seçimden sonra iktidar partisiyle koalisyon yapabilmek için birbirlerini yiyebilir.

Koalisyon görüşmesi yapan siyasi partiler ser verip sır vermezken, Kandil’den konuşan Duran Kalkan, kimin kiminle koalisyon yapması gerektiğini söyleyebilir.

Anayasa’da tarafsız olduğu yazılı Cumhurbaşkanı da, seçim mitingleri düzenleyip,
her konuşmasına“Bu muhalefet var ya,bunlar…” diye başlayabilir.

On üç yıldır ayan beyan her şey ortada olsa bile, yine de milletin yarısı
“çalıyor ama çalışıyor da “diyerek aynı partiye oy verebilir.

İşte bu yüzden “Eller Ay’a, biz yaya” sözü bizi anlatır.

This entry was posted in HAYATIN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *