PERDE ARKASI *** HÜKÜMET VE DEVLETTE KİRLİ İŞLER ! *** Cihatçı ve silah transferi nasıl yapıldı ? * “Otobüslerin cihatçı ve mühimmat aldığı binanın üzerinde IŞİD bayrağı dalgalanırken duvarlarında ise Arapça harflerle “El Nusra Cephesi” ve “La İlahe İllallah” yazdığı görüldü.”

Erdem Gül / Cumhuriyet
11 Haziran 2015 Perşembe

‘Devlet işi yapıyorduk’

Cumhuriyet, MİT’in IŞİD bayrağı dalgalanan Atme kampından yaptığı cihatçı ve silah transferini belgeleyen görüntülere ulaştı. Kobani’den geçemeyen IŞİD militanları Türkiye üzerinden taşındı. Akçakale’den Suriye’ye nasıl geçtiklerini anlatan şoförler, kendilerini “Bizim bir suçumuz yok, devlet işi yapıyorduk” diye savundu.

Cihatçı taşıdıkları otobüslerde mühimmat unutulduğu için yakalanan şoförler, emniyetin yaptığı yer gösterme tatbikatında sevkıyatın başlangıç noktasını gösterdi. Otobüslerin cihatçı ve mühimmat aldığı binanın üzerinde IŞİD bayrağı dalgalanırken duvarlarında ise Arapça harflerle “El Nusra Cephesi” ve “La İlahe İllallah” yazdığı görüldü.

Suriye iç savaşında rejime karşı savaşan cihatçıların, silah ve mühimmatlarıyla birlikte Hatay Reyhanlı’dan, Urfa Akçakale’ye MİT organizasyonuyla taşındığının Cumhuriyet tarafından ortaya konmasının ardından IŞİD militanlarını taşıyan otobüslerin şoförlerinin görüntülü ifadeleri de ortaya çıktı. İfadelerinde militanları aldıkları Reyhanlı’daki IŞİD bayraklı kampları gösteren, ardından da Akçakale’den Suriye’ye nasıl geçtiklerini anlatan şoförler, kendilerini “Bizim bir suçumuz yok, devlet işi yapıyorduk” diye savundu.

Kirli operasyon

Adana Narkotik Şube polisleri, uyuşturucu kaçakçılığı yapıldığına yönelik isimsiz bir ihbar üzerine 10 Ocak günü İncirlik otobanında iki otobüsü durdurdu. Yapılan aramalarda uyuşturucuya rastlanmazken otobüslerden birinin bagajında battaniyeye sarılı halde kutular içinde mermi ele geçirildi.

MİT kiraladı

Bunun üzerine otobüsler, detaylı arama yapılması için Adana Özel Harekât Şubesi’nin garajına çekilirken şoförler Şahin Güvenmez ve Esat Lütfi Er de gözaltına alındı. Şoförler sorgularında otobüslerin MİT tarafından kiralandığını, silah ve mühimmatıyla birlikte cihatçıların taşınmasında görev aldıklarını anlattı. Şoförler cihatçıları Reyhanlı’da Suriye sınırının sıfır noktasında bulunan Bükülmez köyünün karşısında bulunan ve bazı radikal dinci grupların barındığı Atme kampından aldıklarını söyledi.

Otobüslerde bulunan mermilerin unutulmuş olabileceğini söyleyen şoförlerin ifadelerine göre MİT’in organizasyonu ve refakatiyle silah ve mühimmatıyla birlikte Türkiye topraklarından geçirilen cihatçılar, yine bir başka sınır noktası olan Urfa Akçakale’ye götürüldükten sonra Tel Abyad’a geçiş yaptı.

Türkiye’den ‘güvenli’ geçiş

Suriye ’de iç karışıklığın başladığı 2011 yılından beri Akçakale ve civarı El Kaide bağlantılı radikal gruplarla IŞİD’in kontrolünde oldu. PYD ve ÖSO bu bölgeyi hiç kontrol altına alamadı. Militanların transferinde Türkiye topraklarının kullanılmasının nedeni Suriye’deki Atme kampı ile Tel Abyad arasındaki bölümün cihatçılar için güvenli olmayışıydı.

Şoförler gösterdi

Bu ifadelerin ardından militanları aldıkları kampa götürülen şoförler, militanları ve mühimmatı nasıl aldıklarını anlattı. Daha sonra da Akçakale Sınır Kapısı’na getirilen şoförler bu kez sınırı nasıl geçtiklerini soruşturmayı yürüten yetkililere gösterdi. Şoförlere yaptırılan yer göstermelere ait görüntülere Cumhuriyet ulaştı. Şoförlerin anlatımları şöyle:

Kirli operasyon şöförlerin ifadeleri

Cumhuriyet, MİT’in IŞİD bayrağı dalgalanan Atme kampından yaptığı cihatçı ve silah transferini belgeleyen görüntülere ulaştı. İşte şoförlerin ifadeleri

Kirli operasyon

Şoför 1 anlatıyor: “Şurdan girdik böyle önde eskort.. Kulübenin içinde bekledik, beklememizi söylediler zaten arabanın içinde ışıkları söndürdük. O şahıs da şurdan karanlıktan geldiler. Bagajları açtılar gelen eşyaları indirdiler. Biz inmedik, araçtan indirmediler. Bir tane de böyle işte bekliyordu bizim başımızda, seyde. Araçtan inmedik. Bir araç geldi benim arabanın arka tarafına ordan birşeyler indirdi ben görmedim karanlıkta tabi ki. Öbür tarafları, bagajları hep kendileri attı zaten biz bir şeyi ellemedik karanlıkta. İki araç.. Geri dönüş de aynı bu şekil. Burdan çıktık. Araçların olduğu yer orası. Biz araçtan inmedik. Herşeyi kendileri attı.”

Şoför 1, “İnenler sakkallı mıydı düzgün müydü?” sorusuna: “Sakallı, düzgün insanlar değildi. Benim arabaya 46 kişi bindi. Öbür arabaya da sonradan öğrendim, 27. Dolu olduğunu zannediyordum. Dolu değilmiş.” cevabını verdi.

Şoför 2 anlatıyor: “Otobüslerle beraber nereye kadar geldiniz?” sorusuna: “Bu yoldan geldik, şurdan dönüş yaptık. Şu karşıda. Orda araçlarımızı ters çevirdik. Önlü arkalı park ettik. Akşam saaat 10’u geçiyordu. Benim aracıma 24 kişi bindi. Diğerine 46 kişi bindi.

Araçlara binenlerin hepsi Araptı. Ellerinde birşey yoktu. Bütün eşyalarını bagajlara yüklediler. Sakallı da vardı. Bizi araçtan aşağı indirmediler, ışıkları yaktırmadılar. Dışarıda sigara içmemize bile izin vermediler. Arabada için dediler. Tekrar aynı güzergahtan çıktık. 01.30 gibi hareket ettik. Burdan istikametimiz. Geldiğimiz yola çıktık. Şahısları Akçakale’ye bıraktık.”

Şoförler Akçakale yolunda yaşananları anlatıyor,otobüstekilerin acil bir şey olmadıkça durmak istemediklerini söylüyorlar:

Şoför 1 anlatıyor: Ordan sonra çıktık, geldik buraya kadar eskortla. O eskort geri döndü, başka bir araçla önümüzden eskort devam etti. “Reyhanlı mülteci kampına iki otobüs olarak giderken eskortluk yapan kaç kişi olduğu” sorusuna: Giderken tek eskorttu dönerken çift. Ufak bir taksi 2-3 kişi.

Şahıslar yürüyerek mi geldi” sorusuna: Yürüyerek geldiler ellerinde büyük bir şey. Dönerken de buraya kadar eskort eşlik etti. O sola döndü sonra önümüze tekrar bi araba düştü devam ettik.” “Önde giden araba sizi burda bıraktı geri döndü. Diğer burada bekleyen bir araba vardı” sorusuna: O şekilde devam ettik. İleride de bi yerde tercüman bindi arabaya. Tercüman dedi ki “Varacağımız yere erken varmamız lazım. Mümkün olduğunca durmayalım acil bir şey olmadıkça” dedi

Şoför 2 anlatıyor: Stadyumun önünde karşılayan siyah araç tekrar önümüzde buraya kadar geldi. Burada bir araç bekliyordu. 34 EYZ veya EZY plaka rakamı, hatırlamıyorum. O araç bizi bekliyordu. birkaç kişi daha vardı. Onlar da hep birlikte aşağı indiler bana kapıyı açmadım, açtırmadılar. Aşağıda bişeyler konuştular. Hepsi Türk’tü. Sonra kapıyı açmamı söyledi sakallı biri geldi. Siyah beresi vardı. Ön tarafa çıktı aracın yanında da bir tane Arapça bilen birisi vardı. Sakallı adam Türkçe konuşuyordu. diyor ki: ‘Şu an yolumuz uzun yolda durmamamız gerekiyor. Gün ağırmadan Akçakale’ye indirmemiz lazım karanlıkta. Onun için durmayacağız. Çok ihtiyacınız olursa 1-2 dakika durur devam ederiz.’“Buraya gelen araba geri mi döndü” sorusuna: “Siyah araç burdan döndü. bizi bekleyen araç 34 plakalı önüme geçti devam ettik. Arkada bir araç daha vardı ama onu hiç görmedim. Akçakale’ye kadar hiç durmadım.”

Şoför 1 anlatıyor: O anda durduk 15-20 adam seri bir şekilde bagajları açtırdılar. Eşyayı alan gitti öbür tarafa. Arapça bilen adam da vardı. Onlar birşeyler söylüyodu. Yarım saat falan zaman geçti burda. 20 kişi vardı silahlı düzgün vaziyetli insanlar. Geri dönüş yaptık. Lambayı da dışarıda yaktım hatta. Yanımızda kimse yoktu. “Ödeme şeyleri? Telefon açtınız mı M. Bey’e?” sorusuna: Yok, bilgi vermedik. Zaten o dedi. İşiniz bitti gidebilirsin deyince çıkın gelin dedi. Saat 11 gibi aradı. Sordu. Bir sıkıntı yok dedik. Arabada bir sıkıntı vardı onu söyledim sadece. Hayırlısıyla gelin dedi. Aynı istikamet burda. Sabah namazı gibi indirdik.

Dışişleri bu görüntülere ‘iftira’ dedi

Cumhuriyet, MİT’in IŞİD bayrağı dalgalanan Atme kampından yaptığı cihatçı ve silah transferini belgeleyen görüntülere ulaştı. Kobani’den geçemeyen IŞİD militanları Türkiye üzerinden taşındı. Akçakale’den Suriye’ye nasıl geçtiklerini anlatan şoförler, kendilerini “Bizim bir suçumuz yok, devlet işi yapıyorduk” diye savundu. Dışişleri ise görüntüler için “iftira” dedi.

Cumhuriyet Gazetesi ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT’in Suriye’de IŞİD bayrağı dalgalanan Atme kampından yaptığı cihatçı ve silah transferini belgeleyen görüntülere ve şoförlerin ifadelerine ulaştı.

Kobani’den geçemeyen IŞİD militanlarının Türkiye üzerinden taşındığı belgelenirken, Akçakale’den Suriye’ye nasıl geçtiklerini anlatan şoförler, kendilerini “Bizim bir suçumuz yok, devlet işi yapıyorduk” diye savundu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç ise belgelerle doğrulanan haber ile ilgili “Türkiye’nin DAEŞ’e yardım ettiği yönündeki iddialar bir karalama kampanyasının parçası olup, iftiradan ibarettir” demekle yetindi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/foto/foto_galeri/296413/12/Kirli_operasyon.html
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/296921/Disisleri_bu_goruntulere__iftira__dedi.html

This entry was posted in EMPERYALİZM, FAŞİZM, İSTİHBARAT KURUMLARI, ORTADOĞU ÜLKELERİ, Politika ve Gundem, RADİKAL İSLAM, TERÖR, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *