09 Mayıs 2015
Rifat Serdaroğlu
ÜÇÜ DE PARALELCİ Mİ?
Gelin, yukarıdaki soruya birlikte sakin-sakin akıl ve mantık süzgecimizi çalıştırıp bir sonuca varalım.“Paralel Devlet” kavramı, 17/25 Aralık 2013 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet operasyonu sonucu, ortaya dökülen pislikleri örtmek için AKP tarafından piyasaya sürüldü. 2013 yılı Aralık ayına kadar ne Erdoğan’ın ne de AKP yetkililerinin ağzından “Paralel” sözünü hiç duymadık!
Peki, nedir bu “Paralel Devlet?”
Paralel Devlet, Devlet içinde ayrı bir devlet demektir. Devletin yetkilerini, Anayasa ve Yasalara aykırı olarak, kendi yararına kullanan illegal bir yapıdır.Demek ki, Paralel Devlet sayılmak için, kanunsuz olarak resmi devletin yetkilerini kullanmak gerekiyormuş…
Öcalan- Gülen- Erdoğan için sık-sık “Paralelci” suçlaması yapılır. Bakalım doğru mu?
Öcalan;
Öcalan PKK’yı, Marksist-Leninist-Maocu-Kürt Milliyetçiliği temeli üzerine oturttu. Kurulduğundan bu güne kadar, hedefi Türkiye’den toprak koparıp,Kürt Devleti kurmaktır. Bugün de bu hedef aynen korunmaktadır. S. Demirtaş gibi Öcalan’ın bülbülleri tamamen reklam malzemesidirler. Militanlarının üçte biri Ermeni olan PKK Narko-Terör örgütünde, “Önder Apo’ nun” dediğine karşı çıkacak biri var mı? Duyamadım, lütfen yüksek sesle söyler misiniz?
Var mı öyle bir babayiğit?
Yarın Öcalan, “Ben de Barzani gibi Bağımsız Kürt Devletini kuruyorum” dediğinde, Demirtaş ve ona destek veren liboşlar, ‘Hayır biz bölünmek istemiyoruz’ diyebilirler mi? Konuşmaya kalkışanı, Apo’ nun komutanlarından olan Demirtaş’ın abisi kurşun manyağı yapmaz mı? 09 Mayıs 2015 günü yani bugün, Öcalan’ın PKK’sı “Paralel Devlet” olarak kabul edilebilir mi?
-Doğu ve Güneydoğu’da birçok şehir-İlçe-Köyde hâkimiyet, PKK’nın alt birimleri olan HPG ve KCK militanlarının eline geçmiştir.
-Kendilerine “KCK Asayiş Timi” adını veren 13-15-18 yaşlarında gençler, ellerinde ağır silahlarla kimlik kontrolü ve araç araması yapmaktadırlar.
-PKK, bölgede kendi mahkemelerini kurmuş, yargılama yapmaktadır.
-PKK, bölgede halktan vergi toplamakta, vermek istemeyenden zorla almaktadır.
-PKK, bölgede özellikle Pazar yerlerinde Kürtçe konuşmayı zorunlu hale getirdi, Türkçe konuşmayı ise yasakladı.
PKK, bölgede kelimenin tam anlamıyla “Paralel Devlet” kurmuştur. Böylelikle nur topu gibi ilk Paralel Devletimiz, PKK ve Öcalan tarafından kurulmuştur.
Türkiye’yi 13 yıldır tek başına yöneten AKP ve Erdoğan, PKK Paralel Devletinin kuruluşuna izin verdiği için, sizce “SUÇ ORTAĞI” sayılabilir mi? Yoksa bu işten de Atatürk ve Cumhuriyet mi sorumludur!!!
Gülen;
AKP ve Erdoğan’a göre 17/25 Aralık 2013’ ten sonra kurulan “Feto Paralel Devletinin” varlığını, Milli Güvenlik Kulunun bu örgütü TC Devletinin “MGK Siyaset Belgesine-Kırmızı Kitap” almasından kesin olarak öğrenmiş bulunuyoruz!
-Yıllarca “Sızma” yöntemiyle devlet birimlerinde yuvalanmayı yöntem olarak belirleyen Cemaat, 2002 yılında AKP’nin kurulması ile özellikle Yüksek Yargı-Emniyet İstihbarat- Türk Silahlı Kuvvetleri-Polis Teşkilatında açıkça ve süratle örgütlenmiştir.
-Cemaat, AKP ve Erdoğan’ın izin vermesiyle CIA ile işbirliğinde, sahte deliller üreterek, adliye ve polisteki elemanlarının katkısıyla Türk Ordusunun Komuta Heyetinin yarıya yakınını zindana attırmıştır.Erdoğan ise kendisini bu davanın Savcısı ilan edip bu kumpasa destek vermiştir.
-Cemaat, AKP ve Erdoğan desteğiyle, banka-finans kuruluşları- yüzlerce dershane-yurtdışında yüzlerce ülkede okullar-televizyonlar-Gazeteler-dergiler-şirketler sahibi oldu.
Cemaatin bir “Paralel Devlet” olduğu MGK bildirisiyle dünyaya duyurulmuş oldu. Cemaatin, TC Devletinin önemli birimlerini ele geçirmesine “Ne istediler de vermedik” itirafıyla destek olan Erdoğan, sizce “SUÇ ORTAĞI” olabilir mi?
Erdoğan;
Tüm gençliği ve siyaset hayatı, Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti yıkmak ve
“Anadolu Federe İslam Devletini” kurmak gayretiyle geçirdi. Bu konuda yurt dışı ve yurt içinde kendisiyle aynı amacı taşıyan devlet-kurum-cemaat-tarikat ve kişilerle işbirliği yaptı. Yıllar boyunca yaptığı yüzlerce konuşma ve kendisine “İstanbul İmamı” dedirtmesi bunun kanıtlarıdır.
İstanbul’a Belediye Başkanı oluncaya kadar, ailesinin yaşamını yardım ve destekle sürdüren Erdoğan, Avrupa Basınının defalarca yazdığına göre, “Dünyanın en zengin 8 siyasetçisinden” biridir!
Çocukları-yakınları olağanüstü bir şekilde zenginleşmişlerdir. Çocuklarının sahibi ve yöneticisi olduğu vakıflar kanalıyla, “Nüfuz kullanarak” dünya çapında büyük sayılabilecek ölçüde para ve taşınmaz edinmişlerdir.
Demokratik Parlamenter rejimin özgürlük ortamını kullanarak, ilerde belgeleriyle açıklanacağı üzere seçim ve ayak oyunlarıyla, TC Devletinin tepesine kadar çıkmayı beceren Erdoğan, kafasındakini gerçekleştirmek için “Başkanlık” modeline geçmeye çalışmaktadır.
Bu hedefe ulaşmak için kendi adamlarından oluşan parlamento, kendi yargısı, kendi polisi, kendi güvenlik güçlerini oluşturmaktadır. Bunun için, üzerine yemin ettiği Anayasayı dahi her gün çiğnemekten çekinmemektedir.
Bu davranış, Devlet içinde ayrı bir devlet kurmak demektir.
Ne dersiniz? Sizce Erdoğan da Paralelci midir?
Değerli Okurlar;
Gerçekler bu kadar açık ve nettir. Tabii ki görmek isteyene!
Yalnız Türk Tarihine, Türk Devletine, Türk Milletine şirk koşanların sonu hep hüsran olmuştur.Türk Milleti olarak neler görmedik ki!
Ne Deli İbrahimler, ne Damat Feritler, ne Ali Kemaller, ne İngiliz zırhlısına sığınan Padişahlar, ne Şeyh Saidler, ne Seyit Rızalar, ne Asalalar, ne Bedirhanlar, ne yabancı uşağı Hacı-Hocalar, ne soyguncular, ne haramzadeler, ne silah yüklü Tırlar, ne sözüm ona din adına kafa kesen Derviş Memedler gördü
Aziz Türk Milleti…
Hepsi geldi geçti, unutuldular. Yel, kayadan ne koparırsa onu alıp, geldikleri yere defolup gittiler…7 Haziran’da, tarihin çöplüğüne gönderilecek yeni yükler var. Herkes hazırlığını ona göre yapsın…
Sağlık ve başarı dileklerimle