29 Nisan 2015
Rifat Serdaroğlu
HER GEÇEN GÜN DAHA BETER
Gözler, sanki cinayet işleyebilecek gibi bakıyor. Konuşması kesinlikle
“Devlet Adamı Konuşması” değil. Sinir sisteminin bozukluğu, kontrolünü kaybettiği her hareketinden, her sözünden belli oluyor.
Görevlerinden en önemlisi Anayasanın 104 üncü maddesine göre, “Devlet Organlarının Düzenli ve Uyumlu çalışmasını” sağlamak olan Cumhur’un Başı, Devlet Kurumlarının çoğu ile kavgalı!
Ulaştırma Bakanlığı yıllarca çalışıp, 4G’ye geçme hazırlığı yapmış. Salona giren Cumhur’un Başı aynen şunları söylüyor; “Bu toplantıya gelirken brifing aldım. Eğer 4G’ ye geçersek, ülke teknolojik çöplüğe dönermiş. Bizim 5G’ ye geçmemiz lazım!”
Haydaaa, devletin yaptığı tüm çalışmalar, harcanan tonlarca para hooop çöpe! Buna Kasımpaşa bitirimhanelerinde “Al bir koca kaya, nerene dayarsan daya” derler…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yeni seçilmiş. Adamcağız ilk heyecanla bir beyanat veriyor! Cumhur’un Başı’ nın “Devlet Adamı” kimliğiyle ne yapması gerekir?
TC Cumhurbaşkanına yakışan diplomatik bir dille, KKTC Cumhurbaşkanını tebrik etmek ve eğer söylenecek bir şey varsa, telefonla veya yüz yüze söylemek! Düşmanları sevindirmemek, dostları da gücendirmemek için, “Ağzından çıkanı kulağın duysun” gibi sokak ağzıyla konuşmaları asla yapmamak…
Her geçen gün Cumhur’un Başı’ nın durumu daha da kötüye gidiyor!
Hele Bakara-Makara Egemen’in ve eski iki Bakanının Amerika’da yaşama kararı almaları, onu iyice çileden çıkardı. Bu sinirle, bu Anayasa ve Yasa tanımazlıkla, doğru-adil-eşit bir seçim yapılması mümkün değildir. Üstüne bir de, AKP İL Başkanı gibi çalışan AK-Valilerin ve AK-Kaymakamların il-il, bölge-bölge bir araya gelerek, basından gizli toplantılar yapmalarını ekleyin ve kendini astığı astık, kestiği kestik diktatör sananların neler yapabileceğini bir düşünün…
İnanın her geçen gün daha beter olacak.
Uçakta gazetecilere neler-neler söylemedi ki;
12 sene kucağına taşıdığı, 17 Aralık Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet olaylarının açığa çıkmasından henüz 21 gün önce, sağlığı için dualar ettiği, yere-göğe koyamadığı Muhterem Hocaefendisinin cemaatini yine yerden yere vurdu.
Sanki Cemaati, devletin en hassas birimlerine sokan o değilmiş gibi!
Sanki Cemaati, Türk Ordusuna kumpas kurmakta kullanan o değilmiş gibi!
Sanki Cemaati, “Ne istediler de vermedik” diyerek destekleyen o değilmiş gibi!
Sanki Cemaatin Yargıdaki ve Emniyetteki elemanlarının önlerini o açmamış gibi!
Cemaat 1 suçlu ise, o 2 suçlu! Asıyor-kesiyor, yargıya “Sanırım HSYK gerekeni yapacaktır” diye ayar verip, Anayasayı paspas yapıyor! Ne kanun dinliyor ne nizam…
Öcalan ile müzakere emrini ben verdim, diyen o!
Oslo’da PKK baronlarıyla, TC Devletini aynı masaya oturtan o!
Habur’da PKK’ lı katilleri seyyar mahkemede 4 dakikada beraat ettiren o!
İmralı’da, bebek katilini renkli televizyonlu villada oturtan o!
PKK’ nın siyasi kanadı HDP ile Başbakan Yardımcılarını Dolmabahçe Sarayında buluşturan o!
Güneydoğu Bölgesinde, hâkimiyeti PKK’ ya bıraktıran o!
Şimdi de, “Artık Kürt Sorunu Var Demek Ayrımcılıktır” diye de o!
Seçim öncesi yalanlarından biri olabilir mi?
Buna da Kasımpaşa bitirimhanelerinde; “Al bir kutu boya, nereni boyarsan boya” derler…
Tüm bunlar önüne konan şişirilmiş anketlerde bile geri-geri gidişten kaynaklanıyor. Eee ne demiş büyüklerimiz, “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.” Şimdi sıra teker-teker hesap vermekte! O gün yaklaşıyor…
Gencin biri, Hocaya sormuş; “Hocam, babam geçen hafta Cuma günü öldü. Cuma günü ölmesi onun günahlarının affedilmesini sağlar mı?” Hoca; “Başın sağ olsun evlat, rahmetli içki içer miydi?”
Çocuk; “Her akşam eve zil-zurna sarhoş gelirdi, ama Cuma günü öldü Hocam.”
Hoca; “Baban kumar oynar mıydı, zamparalık yapar mıydı?”
Çocuk; “Evet, ikisini de yapardı, ama Cuma günü öldü Hocam.”
Hoca; “Bak evlat, Baban mademki Cuma günü öldü, onu Cuma günü ellemezler, ama ertesi gün hesap günüdür, anasını bile bellerler…”
7 Hazirandan sonrası hesap günü, anladın sen onu…
Sağlık ve başarı dileklerimle
http://rifatserdaroglu.com/2015/04/29/her-gecen-gun-daha-beter/