20 Nisan 2015
Omur Şahin
omursahin@birgun.net
Birgün
Nükleer felaket tanığı BirGün’e konuştu:
‘İş verdik’ diyecekler, ölüme götürecekler!
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Akkuyu nükleer santral projesi için yapılan tören sırasında, Fukuşima nükleer kazasından ders alındığını söyledi. Fukuşima tanığı Araştırmacı Gazeteci Toshiya Morita, “Bizim ülkemizde daha nükleer santralın neden bozulduğu bile belli değilken, nereden ders almış olabilirler?” diye soruyor.
Bu fotoğraf 2011’de Japonya’da çekildi. Dünya basınında günlerce acının resmi olarak gösterildi. Öyleydi de. Fukuşima’da nükleer felaket sonrası karantinaya alınmış genç kızla annesinin buluşmasıydı. Şimdi, dört bir yanımız Akkuyu Nükleer Santral Prrojesine dair yalan reklamlarla doluyken, Sinop tehlikesi orada dururken, çok değil dört sene önce Türkiye’yi de ağlatan bu fotoğraf gözümün önünden gitmiyor. Japon Araştırmacı Gazeteci Toshiya Morita, o gün orada ne olduğunu en iyi bilen isimlerden. 1800 kişinin öldüğü, 150 binden fazla kişinin yerinden edildiği, dünyanın bu ikinci en büyük nükleer felaketinin tanıklarından biri Moritasan’dan Türkiye’deki projelere ilişkin yorumlarını ve Fukuşima’nın gerçeklerini dinledim. Fukuşima’da depremin önemli bir tetikleyici olduğunu belirterek, Akkuyu’da santralı kurmak isteyen Rus şirketin deprem deneyimi olmadığına dikkat çekti Moritasan. Uyarısını ödünç aldım, Rusya’daki nükleer santrallar konusunda uzman isimleri de aradım, sordum… Hafta içi Yeşil sayfalarımızda…
>>Hükümetler nükleer işine girdiklerinde halktan neler saklıyorlar?
Nükleer santralların arka planında plütonyum üretimi var. Yani atıklarından nükleer silah yapmaya yarayan bir plütonyum elde ediliyor. Devletler öncelikle askeri niyetlerle bu faaliyeti gizli yapmak durumundalar. İkincisi halk bunu istemiyor. Amerika’da ayaklanan halk, atıklardan plütonyum yapılan tesislerin kapatılması için uğraşmıştı. Gelecekte Türkiye nasıl olur bilmiyoruz, ama ne olacağı sesimizi ne kadar çıkardığımıza bağlı.
>>Sağlığa etkilerini de saklıyorlar… Şu anda Türkiye’de olan bu…
Tramvayda gelirken Akkuyu’nun reklamlarını gördüm. Sadece şeffaflıktan uzak kalmıyor bir de sevdirerek kabullendirmek için yalan söylüyorlar. ‘Temizdir, güvenlidir’ diye yalan söyleyerek nükleeri farklı göstermeye çalışıyorlar.
>>Hükümet diyor ki “Fukuşima’dan ders aldık, aynı hataları yapmayacağız.” Ne ders almış olabilirler?
Bahsettiği konu Fukuşima’yla alakalı ama bunu Rus nükleer santralının töreninde söyledi… Bu söylemi Japonlar nükleer santrala inandırmak, daha çok satmak için kullanıyor. Kazayı “Fukuşima’dan ders aldık, şimdi çok daha iyi olacak” şeklinde pozitif yaklaşımla ele almaya çalışıyorlar. Sizin Türkler de böyle herhalde… Ama bizim ülkemizde nükleer santralın neden bozulduğu, soğutma suyunun neden durduğuna dair bile tam bilgi yok. Daha kazanın teknik meseleleri bile çözülmüş değilken, nereden ders almış olabilirler?
>>Japon hükümetinin Fukuşima’nın verdiği zararı gizlediğini söylüyorsunuz. Asıl kapsamını nasıl anlatırsınız?
Öncelikle 1800 kişinin öldüğünü söylemeliyim. Direkt patlamadan dolayı öldüler demiyoruz ama patlamadan sonraki süreçte öldüler. Defalarca yerlerinden edildiler, uzun saatler aç aç yolculuk ettiler…
Çernobil’de 200 kilometrekarelik alan tahliye edilmişti. Fukuşima’da ise 20 kilometrekarelik alan tahliye edildi. İkisini karşılaştırdığımız zaman Fukuşima’daki önlemler çok daha zayıf kalıyor. Bu 200 kilometre kare içinde 10 milyon insan yaşıyor. Fukuşima’ya 230 kilometre mesafedeki Tokyo’da da pek çok hastalık meydana geldi. Sadece kanser değil, kalp hastalıkları, tiroid gibi… Devlet de tam bir veri paylaşımında bulunmuyor.
>>Devlet araştırma yapmıyor. Peki bağımsız araştırmacılara, gazetecilere baskı uygulanıyor mu? Japonya’da bu konuya ilişkin ilan edilen ‘gizlilik yasası’nın kapsamı nedir?
Japonya’da bu konuya ilişkin ilan edilen ‘gizlilik yasası’ devlet kurumlarında, belediyelerde, devletle ilişkili iştiraklerde çalışanların bu konuda bilgi vermesini önlemeye yönelik. Yani gizlilik yasası bilginin çıkış kaynağını etkiledi.
Haber yaptığı için hapse giren yok ama işten atılan var. Ancak bunu sebep olarak göstermiyorlar, başka nedenler ileri sürüyorlar.
>>Enerji Bakanı nükleerin istihdam sağlayacağını söylüyor. Peki nükleerin çalışanların sağlığına nasıl etkileri oluyor?
işçilerin yılda 50 miliSievert’in (mSv) üzerinde radyasyon almaması gerekiyor. Üzerlerinde taşıdıkları bir alarm, doz aşılırsa çalıyor. Ama şirket onu susturarak insanların çalışmaya devam etmesini sağlıyor. Biri bu durumu ihbar eder ve karmaşa çıkarsa taşeron şirketle anlaşma bozuluyor. Bu nedenle herkes sessiz kalıyor.
>>50 mSv altı radyasyonun da çalışanlar üzerinde etkisi olur mu?
İnsanlar sadece 5 mSv de alsalar ileride lösemi gibi hastalıklara tutulabilirler. Ama şirketler bu tür suçlamaları hiç kabul etmiyorlar.
>>Patlama olmasa da santralın çevresinde yaşayanların sağlığı olumsuz etkilenir mi?
İnsanların üzerinde uzun yıllar sonra hastalıklar çıkıyor, çevrede yaşayanlarda da santralda çalışanlarda da.
>>Santrallarda evsizlerin çalıştırıldığı doğru mu?
Japon mafyası Yakuza, evsizleri toplayıp nükleer santrallarda çalıştırıyor. İşçiler cüzi miktarlarda para alarak, zor koşullarda çalıştırılıyorlar. Sadece Japonya’dakileri değil tüm dünyadaki evsizleri ve yoksulları topluyorlar; Tayvan’dan Brezilya’dan insan getiriyorlar. Dünya çapında bir köleleştirme hali var. Japon şirketlerindeki nükleer santral yöneticileri ‘Şirketimde hiç Japon çalışmıyor, çok rahatım, beni burada dava edecek kimse yok, istediğim gibi çalıştırırım’ diyor.
>>Hükümetin diğer bir argümanı da nükleer sayesinde enerjide dışa bağımlılığın ortadan kalkacağı…
Uranyumu ithal edeceksiniz. Ayrıca bu hammadde Boğaz’dan geçirilerek Akkuyu’ya ve Sinop’a ulaştırılacak. Bu da bir tehlike.
>>Nükleer ucuz mu?
Kesinlikle değil. Fiyatların içine hammadde tutarı dahil değil, kurulumu söylüyorlar.
>>Nasıl mücadele edelim?
Biz Japonya olarak nükleer santralı ihraç ediyoruz. Türkiye bunu almaya kalkışıyor. Dolayısıyla bunu ancak birlikte engelleyebiliriz. Çünkü Japonya açtıramadığı nükleer santralların teknolojisini ve insan gücünü sizde kullanacak.
Deprem deneyimi yok
>>Türkiye bir deprem bölgesi. Rus şirketin deprem deneyimi yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Japonya deprem ülkesi olmasına rağmen depremle ilgili sorununu çözemedi. Deprem oldu, tsunami oldu ve patlama yaşadık. Rusya’da depremle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Çünkü kendi ülkelerinde deprem yok.
>>Şirketler tarafından sunulan risk değerlendirmeleri gerçeği yansıtıyor mu?
Kesinlikle doğru değil o risk hesapları. Ayrıca zaman zaman santrallarda kazalar oluyor. Kimseye duyurmuyorlar…
Kendimi bu işe adadım
“Fukuşima’da patlama oldu, çok kişi zarar gördü; devlet sakladı. O insanları uyarmak gerekiyordu, bu sebeple kendimi adadım bu işe. Tüm enerjimi bunun için kullanmam gerekiyordu. Doktorlar bölgeye gidiyor, araştırma yapıp çeşitli bulgulara ulaşıyorlar ama bu, resmi kayıtlara geçmiyor. Ama aslında çok fazla hasta var. Benim ağabeyim de Tokyo’da yaşıyor ve karaciğerinden rahatsızlandı.”
Evde şiddet nedeni
>>Bunca zaman sonra Fukuşima’da durum ne?
Japonya ikiye bölündü. Bir yanda korkan, ne olup bittiğini anlamaya çalışanlar, diğer yanda bu gerçekliği kabul etmeyenler. İlk grupta kadınlar çok. Bir ailenin içinde karı koca bile ikiye bölünmüş durumda, hatta erkek kadına ‘Sen nasıl radyasyonu kafana bu kadar takarsın’ diye şiddet uygulayabiliyor.
>>Bölgedeki insanlar ayrımcılığa maruz kalıyorlar mı?
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra insanlar Hiroşima ya da Nagazaki’den olduklarını saklıyormuş. Çünkü ayrımcılığa tabi tutuluyorlar. Fukuşima’dan insanlar da kendilerini dışlanmamak için saklıyor.
Elektrik yine kesilir
>>Elektrik kesintisinin Fukuşima felaketinde önemli bir etkisi vardı. Türkiye’de geçenlerde yaşanan kesintiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nükleer santralın çevresinde onu destekleyen, enerji tedarikini sağlayan termik, hidrolik santralların da içinde olduğu bir tesis var. Japonya’da deprem yüzünden elektrik sistemi ve soğutma suyu durmuştu. Bu tesis de yıkıldığı için hiçbir şekilde elektrik sağlanamadı. Geçenlerde Türkiye’de de kapsamlı bir kesinti oldu. Şimdi siz de Japonya’daki gibi bir nükleer santral kurarken, çevresindeki enerji sistemlerini de inşa edeceksiniz. Ve bir deprem olursa hiçbirini kullanamayacaksınız, sonrasında ise bir felaket olabilir. Rusya ise deprem bölgesi olmadığı için böyle bir deneyimi hiç yok.
>>Nükleer santralı yaptığımız zaman hiç elektrik kesintisi olmayacak diyorlar ama…,
Deprem olursa çevredeki elektrik tedarik sistemleri yıkıldığı için elektrik kesintisi olabiliyor. Deprem olmasa da kesinti olabilir. Nükleer santralda aşırı yoğun bir enerji var, çok hassas bir üretim olduğu için en ufak bir aksaklıkta sistem duruyor. Yani nükleer santral kurulduğunda elektrik kesilmeyecek diye bir şey yok.
Çevirmenin notu
Nükleersiz.org Proje Koordinatörü, Yeşil Gazete Nükleer Haberleri Editörü Pınar Demircan, Moritasan’la sohbetimize Japonca tercümesiyle katkıda bulundu.
Fukuşima’da 10 gün geçirerek gözlemlerde bulunan Demircan’ın söyleşiye özellikle düştüğü not şöyle: “Onagawa Nükleer santralında ‘Çalışan sayısında azaltma yaptınız mı’ diye sordum. ‘Azaltma yapmadık çünkü kendilerini eğitiyoruz, daha sonra ihraç ettiğimiz ülkelerde kullanacağız’ dediler. O kaynaklar ellerinde kalmasın diye bizde değerlendirecekler” diyor.
Demircan’ın Fukuşima izlenimlerini yesilgazete.org’dan okumak mümkün.
BAĞLANTILI YAZI https://nacikaptan.com/?p=18407