14 Mart 2015
Rifat Serdaroğlu
MÜSAİTSENİZ TATLIYA BAĞLIYALIM
Mr. Amerikan Doları, kızgınlıkla bağırdı;
“Bana bakın, kendinize gelin yahu! Aranızda kavga ede, ede beni iyice yükselttiniz. Başım döndü be! Önce biraraya gelin, oturun ve işi tatlıya bağlayın! Yoksa raconu ben keseceğim, göreceksiniz ebenizin damını!”
Dolardan okkalı bir fırça yiyen “Değerli-Bilgili-Saygın-Uzman-Edepli-Ulema” yöneticiler, jöleli ve jölesiz başdanışmanlarının da katılımıyla, Saray’ın “Sohbetname Köşesindeki” kuş tüyü minderlere popolarını koydular!
Bir tek, baba tarafından Osmanlı Padişah’ı Deli İbrahim Efendi Hazretlerinin soyundan gelen, “Zamane Sultanı” dededen kalma tahtına kurulmuştu… Sultan,“Şimdi anladınız mı güç kimdeymiş! Bre densizler, ben olmasam sizler nerede olacaktınız, unuttunuz mu?
Sen Ali Efendi, hala Çıkrıkçılar Yokuşundaki mağazada basma satıyor olacaktın! Sen Erdemli Efendi, bir bankanın muhasebe bölümünde çalışıyor olacaktın!
Ne çabuk unuttunuz geçmişinizi yahu! Kendinizi “pırasa” gibi nimetten mi sayıyorsunuz ulan! Ben varsam, siz varsınız. Ben yoksam, siz nah varsınız be!
Bu dediklerimi iyi dinleyin ve ikiletmeyin. Bundan sonra kafamı bozarsanız, nasihat yok, fiili müdahale var ona göre! İnanmayan, o eski top Bakanına sorsun, kodum mu oturturum adamı…”
Sultan, toplantıdan çıktıktan sonra gazetecilerin karşısına geçti ve zaferini kutlayan komutan edasıyla; “Sonunda işi tatlıya bağladık, sıkıntı yok” dedi.Bazı kendini bilmez gazeteci müsveddeleri soru sormak isteyince, Sultan kızdı ve şunları söyledi;
“Ne dediğimi anlamadınız mı yahu? Tatlıya bağladık dedik ya! Müsaitseniz
sizi de tatlıya bağlayalım mı?”
Saraydaki “Sohbetname Köşesinde” orta yerde bırakılan “Vatan Haini” “Pensilvanya’ ya mı Bağlısın” ve “Faiz Lobisinin Adamı” sözleri, şaşkınlıkla birbirlerinin yüzüne bakakaldılar. “Vatan Haini”, şunları söyledi;
“Yahu arkadaş, Sultanımız bizi Erdemli Efendinin suratına yapıştırmıştı!
Şimdi cami avlusuna bırakılmış bebek gibi kalakaldık, kime yapışacağız yahu?”
Gerçekten kimdi bu, vatan haini-başkasına mı bağlısın-faiz lobisinin adamı, sözlerini söyleyen? Kim için söylenmişti bu hakaretler? Bilen var mı?
Yoksa o vatan hainleri, hala görevlerinin başındalar mı?
Ne demiş Atalarımız;
“Söz senin ağzında iken, sen onun efendisi, o senin kölendir. Ama ağzından çıktıktan sonra o senin efendin olur, sen ise onu kölesi…”
Özellikle siyasetçiler ağızlarından çıkan sözlere çok dikkat etmek zorundadırlar. Sözlerini, önünü arkasını düşünmeden söyleyenler hem kendileri kaybederler, hem de topluma kötü örnek olurlar! Bu yüzden her siyasetçiye gereken en önemli araç “Ağız Frenidir.” Fren tutmuyorsa, kaza kaçınılmazdır…
“Reşo, nereden bulduysa bir Kawasaki motor bulmuş, otoyolda son sürat gidiyor. Önünde giden Mercedes’e yanaşıp; “Abey, sen hiç Kawasaki sürdüüün”, diye bağırmış. Mercedes’ li adam; “Git işine kardeşim” diye yanıt vermiş. Biraz sonra Reşo gene arabaya yanaşıp; “Abey, Allah’ına kurban, sen hiç Kawasaki sürdüüün” diye yenilemiş.
Mercedes’ li adam; “Çattık yahu” deyip yavaşlamış ve motorun geçip gitmesine izin vermiş. Bir müddet sonra, yol kenarındaki ağaca çarpan motoru görüp, yardıma koşmuş ve yerde kan içinde yatan Reşo’ya;
“Geçmiş olsun kardeşim, niçin bana Kawasaki sürdün mü, diye soruyordun?
Reşo; “abey bunun freni neresinde diye soracaktım”, demiş…”
Ağzının freni olmayan siyasetçinin başı dertten kurtulur mu?
Ya, böyle siyasetçileri seçen ülkenin? Hele bir de Hong-Kong sevdalısı ve Barzani eşkıyasının ticari ortağı olanını seçen ülkenin başı dertten kurtulur mu?
Sağlık ve başarı dileklerimle
http://rifatserdaroglu.com/2015/03/14/musaitseniz-tatliya-bagliyalim/