AKIL * FİKİR YAZILARI *** OSMANLICA

Nusret KEBAPÇI
25–12–2014

OSMANLICA

Aslına bakarsanız konunun adını doğru koymak gerekiyor… Hani son Milli Eğitim Şurası’nda Osmanlıca dersi konulması konusu uzun tartışmalara yol açmıştı ya… Anlayın ki iş sadece Osmanlıcayla sınırlı değil.

İsterseniz konuya biraz daha açıklık getirelim…

Adamlar yıllar yılı ne diyorlar…
“90 yıldır eziyet çekiyoruz…”
Zaman zaman buna…
“Osmanlı’nın barış ve hoşgörü devleti olduğu…”
“Her Türklü etnik ve dini kimliğin o dönemde bir arada huzurlu bir şekilde yaşadığı”
Cumhuriyetin yaptığı harf devrimiyle bir gecede cahil kalındığı…

Hatta son günlerde olduğu gibi
Mezar taşlarını okuyamadığını söyleyenler olsa da…
İş sonunda dönüp dolaşıp yeni Osmanlıcılığa kadar gidiyor…
Ve oradan da anlaşılıyor ki…
Osmanlıca yeni devletin yeni dili…

Hani her fırsatta yeni Türkiye hedefinden bahsediliyor ve ulaşılabileceği tarih olarak da 2023 deniyor ya…
İşte o tarih de Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılıp yeni Osmanlının kurulacağı tarih… Bakın; son yıllarda gerek iktidarın, gerekse onların yandaş sendikalarının;

Ülkenin kalkınması…
Sanayileşmesi…
Tarımda kendi kendimize yeterli olunması…
Yurdun dört bir bucağının demir ağlarla örülmesi türünden bir derdi var mı?

Sizce memleketi pazarlamakla mükellef olanların…
Babalar gibi satanların böyle bir derdi olur mu?
Onların da olmuyor…

Hem bildiğiniz gibi yeni Osmanlı olabilmek için haliyle toplumun etnik ve dini kimliklere ayrışmış olması gerekiyor…Böyle olunca da sadece bir konuya odaklanıyorlar ;

Herkese anadilde eğitim hakkı ve her türden dini kıyafetin kamunun her yerinde giyilebilmesi…

Adını da koymuşlar…Diyorlar ki; Her türlü tekçileştirme politikasına karşıyız…
Tekçileştirme sözü de sizi şaşırtmasın, bilindiği gibi başlıca iki devlet türü olduğu biliniyor…
Bunlardan biri tekçi devlet dediğimiz ulus devlet…
Diğeri de çoklu devlet denilen federalizm…

Zaten adamların amacı da; Cumhuriyeti eleştirirken sözde daha özgürlükçü, daha demokratik olduğunu söyledikleri, federalizmi, yeni Osmanlı adı altında piyasaya sürmek…

Hem Tarihten de biliyoruz ki her ne kadar bir Osmanlı milleti oluşturmak…
Hatta Osmanlı dilini tüm imparatorluğun ortak dili yapmak gibi çabalar olsa da…
Gerek milli devletlerin kurulması sürecinin başlaması…
Gerekse emperyalist ülkelerin kışkırtmaları nedeniyle ülkeler birer birer ayrıldı…

Aslına bakarsanız bu tür, yani imparatorluk gibi görece gevsek birlikteliklerin çok daha kolay parçalanabildiğini biz Sovyetler birliği deneyiminden… Yugoslavya’da yaşananlardan da biliyoruz ama tüm bunlara rağmen Birileri kendisini padişah sayıp, yeni Osmanlı türünden federatif bir devletin hayalini de görebilir ama bu güne kadar kurulan tüm federatif devletlerin bütünün parçalanmasıyla değil…

Küçük devletçiklerin birleşmesiyle kurulduğunu unutmadan

This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *