OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@gmail.com
İzmir;24 Kasım 2011.
VATAN HAİNLERİNE SORUYORUM.
BOTAN ÇAYI NEDEN KIZIL AKTI?
Seyit Rıza’nın İngilizlere Mektubu.
1957 senesinde Elazığ-Hozat yolu yapım çalışmaları sırasında bir dozere bozulmamış ve üniformalı bir Türk askerinin mübarek naaşı takılmıştı. Yapılan kazı çalışmalarında, büyük bir Türk Jandarma birliğinin tüm personelinin üniformaları üzerinde ve bozulmamış cesetlerine ulaşılmıştı. Bu birliğimizi 30 kişilik bir asi grubu şehit etmişti.
Elele tutuşarak Botan çayını geçmeye çalışan bir askeri birliğimiz de pusuya düşürerek hepisi şehit edilmiş, Botan Çayı şehit askerlerimizin kanı ile kıpkırmızı akmıştı.
Bütün bu cinayetleri Peygamber soyundan geldiği yalanı ile cahil halkımızı kandıran Seyit’Rıza haini ve diğer halkın kanını emen hainler işletmişlerdi.
Macarlarca inşa edilen Hozat Jandarma Er Eğitim Alayı Kışlası’nın bayrağını bayrak direğine çekmekteyken o masum askerimizi kim şehit etmişti.
(NOT: Bu mektup Ankara’daki İngiliz Elçiliği’nden Percy Loraine tarafından İngiliz Dışişleri Bakanı Sir Anthony Eden’e yollanmıştır. Mektup numarası 309, tarihi 22 Mayıs 1937dir. Mektupta Kürtlerin Türk kuvvetlerine büyük hasar verdiklerini özellikle belirtiyor.) Sayın Yılmaz Arslandan.
Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan; Sabiha Gökçen de dersimi bombaladı diyor. O tarihteki uçak bombaları, beş, on, yirmi ve elli kilogramdı ve atma sistemleri de çok ilkeldi. Zehirli gaz yalanı da İtalyanların 1935 ve 1936 yıllarında, Habeşistan’a karşı kullanmış oldukları İperit gazı gerçeği üzerine inşa edilmiş bir yalandır. Bendeniz Sayın Recep Beyimize soruyorum:
Siz Sayın Bayım; Milyarlarca Dolar vererek satın aldığınız modern uçaklar ve Helikopterlerle, yine milyarca Dolara satın almış olduğunuz Füzeleri, Roketleri ve her türlü mühimmatı Kürt asilerine karşı fütursuzca kullandırmıyor musunuz? Siz bombalarsanız mesele yok!
Bir bölgedeki genel başkaldırmaya karşı uçak kullanmak neden suç olmaktadır? Sizin yapmış olduğunuz şeye politika dememiz mümkün değildir. Bu ülkenin gerçek sahiplerini şek ve şüphe altına sokarak müstemleke anayasanızı onaylatma cinliğidir.
Şu Sey-it Rıza’nın İngiltere Dışişleri Bakanlığına yazmış olduğu mektubu bir de siz okur musunuz?
Sonra da; Diyarbakır Postanesine gelen, üzerinde Kürdistan Harbiye Bakanlığı yazılı zarflardan çıkan Armstrong silah fabrikası silah numunelerinin fotoğraflarını da, kendi sözlü ve dahi yazılı basınınızda yayımlar mısınız?
Ben kişi olarak çok utanıyorum ve Atatürk’e ve Mustafa İsmet İnönü’ye söz söyleyenlere de yürekten ve dahi can ve gönülden küfrediyorum.
SEYİT RIZA’nın mektubu
“Büyük Britanya Dışişleri Bakanlığına,
Sayın Bakan,
Yıllardan beri, Türk Hükümeti Kürt halkını asimile etmeye çalışıyor ve bu amaçla halkı eziyor, Kürtçe yayınları ve gazeteleri yasaklıyor, anadilini konuşan insanlara işkence ediyor ve sistematik olarak insanları Kürdistan’ın bereketli topraklarından söküp, Anadolu’nun çorak bölgelerine göçe zorluyor ve birçoğu oralarda telef oluyor.
Türk Hükümeti son olarak, hükümetle yapılan anlaşma gereği, bu işkencelerin dışında tutulan Dersime de girmeye çalıştı. Bu olay karşısında Kürtler, uzak sürgün yollarında yok olmaktansa, 1930′da Ararat Tepesi’nde, Zilan ve Beyazıt vadisinde yaptıkları gibi, kendilerini savunmak üzere silaha sarıldılar. Üç aydan beri ülkemi, acımasız bir savaş kırıp geçiriyor. Savaş araçları bakımından eşitsizliğe rağmen ve bombardıman uçaklarının yangın bombaları, zehirli gaz bombaları atmalarına rağmen, ben ve arkadaşlarım Türk ordusunu başarısızlığa uğrattık. Direncimiz karşısında Türk uçakları köyleri bombalıyor, ateşe veriyor, savunmasız kadın ve çocukları öldürüyor ve böylelikle Türk Hükümeti, başarısızlığının intikamını tüm Kürdistan’da işkence yaparak almak istiyor. Hapisler, ağzına kadar masum Kürtlerle doludur. Aydınlar kurşuna diziliyor, asılıyor veya Türkiye’nin ücra köşelerine sürgüne gönderiliyor. Ülkelerinde bulunan 3 milyon Kürt, barış içinde yaşamak, özgür, kendi ırkını, dilini, geleceğini, kültürünü ve uygarlığını korumak istiyor; benim sesimle ekselanslarınızdan maruz bulunduğu zulüm ve adaletsizliğe son vermek için, Kürt halkını hükümetinizin yüksek ahlakî etkisinden yararlandırmanızı diliyor. Sayın Bakan, en derin saygılarımızı sunmaktan onur duyarım..
Seyit Rıza
Dersim Başkomutanı”
Bu vatan Hainlerinin sözünü etmiş olduğu adalet çoktan çamura saplanmıştır.