Ne güzel haberdi!

* * * *

İspanya’ya mı hayranlık duyalım.
Bilmiyorum.
Aklıma bizim Tekmeci geliyor.
Belki utanır diye umuyorum.
O utanmazsa!
Belki Başbakan utanır.

Soma’da özel birlikten yeşil bereli 2 polisin yere yatırdığı acılı maden işçisini tekmeleyen Başbakanlık Müşaviri’nin o eylemi gazetelerde yayınlanıp, TV’lerde dünya haberi haline geldiğinde “istifa etmeyi ya da istifa ettirilmeyi” hiç düşünmemişti.

Kaç kez yazdım.
Tekrarlayayım.
Üstelik yalan da söylemişler; “Bu tekmelenen Somalı kömür işçisi müşavirimize şiddet uyguladı, onun ayağını şişirecek şiddette vurdu…” türünden sefil bir kandırmaca içinde partili bir doktordan “darp edildi, 4 gün işe gidemez” raporu bile almışlardı.
Hepsi yalan çıktı.
Yüzler kızarmadı.
Müşavirliğe devam ediyor.

* * * *

Bu durum devam ederse Türkiye’nin dünyanın büyük ulusları arasında zerre yeri olamaz.
Her şey çok açıktı:

Kanıtlar, belgeler, bilgiler, sesler, selamlar, ilişkiler, şehir rantları, gökyüzüne 70 metreye kadar dikilen imar izinleri, telefon konuşmaları, bir gecede peydahlanan yeni zenginlikler; kutuya doldurulmuş dolarlar, rüşvet oğlanı haline getirilmiş bakan çocuklarının oda ve evlerindeki kasalara istiflenmiş paralar, hediye diye yollanmış çikolata kutuları altında Eurolar, Bakan’ın koluna takılmış pahalı saatler hepsi buradayız, varız, diyordu.
Deliller bütündüler.
Yer gök pislik dolmuştu.

TBMM’de 4 Bakan’ın “yolsuzluğunu soruşturma komisyonu” kurulması için 5 Mayıs’ta karar alındı. Komisyon soruşturacak, suçlu bulursa 4 Bakan Yüce Divan’da “rüşvet-yolsuzluk-hırsızlık” tan yargılanacaklar.

Bugün 4 Haziran.
1 gün daha koy.
1 ay dolacak.
Koca 30 gün geldi, geçti.

İktidar partisi bu komisyonda görevlendireceği milletvekillerinin isimlerini Meclis Başkanlığı’na bildirmedi. Bildirmediği için Komisyon, daha kurulmadan sünepeleşti.
Bilerek yapıyor olmalılar.

Aynı partiden gelme Meclis Başkanı Cemil Çiçek bile bir değil iki kez “Komisyona kimleri görevlendirecekseniz bildirin” diye uyarı yaptı.
Dinlemediler.

* * * *

Yedikleri bir, içtikleri bir, düşünceleri aynı Meclis Başkanı geçen gün; “4 Bakan ile ilgili yolsuzluk iddialarını soruşturacak komisyona AKP henüz isim bildirmedi. Ben ne yapabilirim. Tankım, topum yok” demek zorunda kaldı.

Ne diyeyim:
Tankınız topunuz yok.
Vicdanınız da mı yok.
Dönüp İspanyol savcıya bakın.
Onun İspanyol halkına sunduğu güzel haberi siz de Türk halkına sunma fırsatını değerlendirin; “Ben içinden çıkıp geldiğim İktidar partisi AKP’yi, onun başkanı Başbakan’ı, bakanlarını, milletvekillerini, önde gelen kadrolarını adaleti geciktirdikleri için protesto ediyorum, istifa ediyorum” deyin.