“İYİ ŞEYLER OLACAK ” dedi Cumhurbaşkanı Gül..Ve iyi şeyler oluyor..Ortalık KAN DUMAN

‘İyi şeyler olacak’tı…

CUMHURBAŞKANI Gül’ün “İyi şeyler olacak” sözü, bölücülerce işaret fişeği gibi algılandı. İktidar, düz ovaya indirdiği eşkıyaya “Savaşma, siyaset yap” çağrısında bulundu. Teröristler Habur’da törenle karşılandı ve böylece Türkiye bölünme çizgisine geldi.

TRT Şeş yetmedi
AVRUPA Birliği’nden 2004 yılında ‘Kürtçe resmi dil olsun’ talimatını alan iktidar, ilk adımı TRT Şeş ile attı. Başbakan Erdoğan da kanalın açılışında Kürtçe dublajla konuştu. Teröristlere bu da yetmedi, ana dille eğitim istekleri ayyuka çıktı.

Ortak noktada buluştular
AÇILIMIN getirdiği en önemli yıkım eyalet dayatması oldu. ABD’nin isteğiyle Yeni Osmanlı fikrini sık sık dillendiren Dışişleri Bakanı Davutoğlu, sonunda İmralı canisinden de destek buldu. Öcalan, Osmanlı’ya övgüler yağdırdı.

Eyalet sistemine yöneliş
EYALET sistemi için model arayışına giren AKP’lilerin, İspanya, İsveç ve Belçika’dan sonra son durağı ABD oldu. 1 saatlik görüşme için 22 saatlik uçuşla Amerika’ya gidip dönen Adalet Bakanı Ergin’in ekibi dönmeyip eyalet yapısını inceledi.

Devlet fiilen yok sayıldı
AKP’nin pazarlık masasına oturarak şımarttığı bebek katili, sonunda tabana ‘Bölünmeyi fiiliyata geçirin’ talimatını verdi. Yüksekova’yı ‘model’ gösteren Öcalan, “Güvenliğinizi kendiniz sağlayın, sorunlarınızı BDP teşkilatları çözsün” dedi.

AKP iktidarı Türkiye’yi 8 yılda böyle parçaladı
İktidarın ‘açılım’ politikalarından yüz bulan bölücüler Avrupa ve Amerika’dan de aldıkları cesaretle Güneydoğu’yu Türkiye’den koparmaya çalışıyor

Haber: Macit SOYDAN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “iyi şeyler olacak” sözlerinin ardından başlatılan Kürt açılımı meyvelerini veriyor. Türkiye’nin altını oyan icraatlara imza atan AKP’nin terörle mücadele yerine yerine müzakareyi seçmesinden cesaret alan bölücü örgüt PKK, Güneydoğu Bölgesi’ni Türkiye’den tamamen koparmak için var gücünü harcıyor. 1925’te Şeyh Sait’in öncülük ettiği etnik ve dini isyanın takipçisi bölücüler, Meclis kürsüsünden Kürtçe konuşarak ’özerklik’ talebinde bulunuyor, Bu manzara, terörle bir yerlere varılabileceğini ortaya koyuyor. İşte bu manzarayı seyretmekle yetinen AKP iktidarının Türkiye’yi 8 yılda getirdiği nokta:

Yeniçağ’ın 6 yıl önce yazdığı gerçek oldu

6 yıl önce Avrupa Birliği dayatması ile Kürtçe’nin resmi dil yapılacağı gazetemiz Yeniçağ’da yer almıştı. 22 Eylül 2004’te Hulki Cevizoğlu’nun köşe yazısını Yeniçağ, “Avrupa Birliği’nin 6 Ekim bombası: Kürtçe resmi dil olsun” başlığı ile manşetine taşımıştı. Usta gazeteci Cevizoğlu o gün şunları yazmıştı: “Başbakan Tayyip Erdoğan’a çok yakın bir kaynak, özel görüşmemizde ’AB 6 Ekim’de kültürel haklar konusunu getiriyor. Kürtçe’nin ikinci resmi dil olmasını ve okullardan başlayarak çocuklara Kürtçe eğitim verilmesini istiyor!’ deyince kulaklarıma inanamadım… ”

Diyarbakır-Florida hattında neler oldu?

AB’nin “Kürtçe resmi dil olsun” day tması, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyim Çelik’in 10 Mart 2005 tarihinde  ABD’nin Florida eyaletine yaptığı gezisiyle o dönemde gündeme oturmuştu. Yeniçağ gazetesi yazarı Savaş Süzal, “Kürtçe Milli Eğitim!” başlıklı yazısında, şunları yazmıştı: “Türk öğrenciler, daha çok ABD’nin doğu ve kuzeyindeki üniversitelerde yoğunlaşmışken, Milli Eğitim Bakanı Çelik neden Florida’ya gider? Çünkü Florida’nın kendisine has özellikleri var. Bu eyalette eğitim iki dilde yapılıyor. Güneydoğu Anadolu’da Kürtçe eğitimin temelleri mi atılıyor? Basın toplantısında bu soruyu sorunca Bakan Çelik pek hoşlanmadı…”

Erdoğan TRT Şeş’te Kürtçe dublajla konuştu

TRT’nin Kürtçe televizyon kanalı TRT Şeş, 1 Ocak 2009’da yayın hayatın abaşladı. Kanalın ilk programı TRT Arı Stüdyosu’nda canlı olarak gerçekleştirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yine Kürtçe dublaj ve Türkçe alt yazıyla yayımlanan mesajına, TRT 6’nın Kürtçe yayına başlamasını çok önemli bir açılım olarak gördüğünü ifade etti. Erdoğan mesajını, Türkçe ve Kürtçe “TRT 6 hayırlı olsun” diyerek tamamladı. Resepsiyona AKP’liler yoğun ilgi gösterirken kapatılan DTP’nin milletvekilleri ise katılmadı.

‘Her şey güzel olacak’ sözü cesaret verdi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 8 Mart 2009 tarihinde İran’a giderken uçakta gazetecilere, Kürt sorunu hakkında konuşmuş, “2009 yılında çok güzel şeyler olacak” dedi. Gül’ün “Güzel şeyler olacak” ifadesini kullanmasının ardından AKP iktidarı Kürt açılımını hızlandırdı. Demokratik açılım “Milli Birlik Projesi” gibi kavramlara dönüşen proje sürecinde ülke sadece şehit vermekle kalmadı, halkta ayrışmayı gösteren olaylar da başladı.

Habur’da kahraman gibi karşılandılar

Mehmetçiğe kurşun sıkan, kahpe pusular kuran 34 PKK’lı, 19 Ekim 2009 tarihinde, ’demokratik açılım’a destek amacıyla Öcalan’ın çağrısı üzerine Kandil ve Mahmur’daki inlerini terk etti. Bölücü yandaşları da onları karşılamak için törenler düzenledi, kanlı terör örgütünün paçavralarını taşıdı, zafer zılgıtları çekti. Teröristler, Habur’da özel olarak kurulan mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

Yeni komşumuz Kürdistan’ı tanıdık

ABD’nin çıkarları çerçevesinde, “bekle gör” politikası yerine sözde “aktif” role teşvik edilen Türkiye, 86 yıldır kan dökerek oluşturduğu kırmızı çizgilerini, yine kendi eliyle sildi. Son hamle, Çekiç Güç’le başlayan ve Irak’ın işgaliyle devam eden süreçle oluşturulan kukla Kürdistan devletinin Türkiye tarafından resmen tanınması. İlk adım, Erbil’de konsolosluk açılarak atıldı.

10 Kasım’da Kürt açılımı konuşuldu

AKP’nin Kürt açılımı konusunda Mecliste yapılan genel görüşmenin Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’a denk gelmesi gerginlik yarattı. Muhalefet, demokratik açılım oturumunun ön görüşmesinin 10 Kasım’a denk getirilmesine, “Atatürk’e meydan okuma, cumhuriyetten rövanş alma” diye tepki gösterdi.

Sosyolojik ayrışma tehlikeli boyutlarda

Türkler ve Kürtler arasında sosyolojik ve psikolojik ayrışma artık netlik kazandı, sıra coğrafi ayrışmaya geldi. Mersin’de Türkler ve Kürtler arasındaki ayrışmayı 12 yıllık bir araştırmayla ortaya koyan uzmanlar, “Kürtler giderek gettolaşıyorlar” diye uyardı.

Federal sistemi
yerinde incelediler
Adalet Bakanı Sadullah Ergin bu aybaşında günübirlik Washington’a uçtu. Ergin geri döndü. Bürokratları bazı eyaletleri ziyaret etti. ABD’li bir yetkili, Türk yetkililerin Amerikan federal sistemini incelediklerini ima etti.

Davutoğlu caniyle ortak noktada buluştu

Açılımın getirdiği en önemli yıkımlardan biri de eyalet dayatması oldu. ABD’nin isteği ile Yeni Osmanlı hayalini sık sık dile getiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na teröristbaşı Abdullah Öcalan’dan jet hızıyla destek geldi.

Yüksekova’da devlet fiilen yok sayıldı

İmralı’dan devlete meydan okuyan Öcalan’ın ”özerklik“ projesine örnek gösterdiği Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, uzun süredir bu projeye uygun faaliyetler yürütülüyor. Halkın bir bölümü, polis ve mahkemeler yerine, sorunlarını çözmek için örgüte yakın kurumlara başvuruyor.

Şeyh Sait kimdir?
Şeyh Sait, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal’in dinsizliğinden, çıkarılan yasalar ile İslamiyetin, nikah, ırz ve namusun Kuran’ın ortadan kalkacağından, ağaların ve hocaların idam edileceğini veya sürüleceğinden bahseden propagandalar yaptı. Cumhuriyete ve devrimlere karşı bir ayaklanma fetvası hazırlayarak devrimlere destek verenlerin canları ve mallarının helal olduğunu yazdı. 1925’deki isyanın ardından Şeyh Sait ve pek çok yakını idam edildi.

Meclis’te Kürtçe’ye MHP’den tepki Oktay Vural, Bitlis Valiliği’nin Kürtçe davetiyelerini gösterdi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis Genel Kurulu’nda BDP Milletvekillerinin Kürtçe konuşmasına tepki gösterdi. Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ’iki dillilik’tartışmalarını ve BDP milletvekillerinin Meclis Genel Kurulu’nda Kürtçe konuşmasını değerlendirdi. Anayasanın ve Siyasi Partiler Yasası’nın ilgili maddelerini hatırlatarak devletin dilinin Türkçe olduğunu ifade eden Vural, Meclis Genel Kurulu’nda Kürtçe konuşulmasıyla ilgili Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’e önlem alması için başvurduklarını söyledi. Vural “Türkçe’ye koşut, başka dille parlamentoda konuşulması, milleti çok dilli millet haline dönüştürme çabalarını endişeyle izliyoruz. Bu girişimler karşısında sessiz kalan hükümeti uyarıyoruz” diye konuştu.

AKP ve BDP rol paylaşımında

İki dillilik tartışmalarının perde arkasında ’İmralı canisi’ile yapılan pazarlıkların olduğunu, ’fiili durum’yaratılmaya çalışıldığını belirten Vural, AKP ve BDP’yi bu konuda rol paylaşımı içinde olmakla suçladı. Vural, Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Dengbejler Bitlis Buluşması” adıyla bastırdıkları davetiyeleri göstererek, davetiyelerde Kürtçe kullanılmasına tepki gösterdi.

Yenicag

This entry was posted in Bölücü KÜRTÇÜLÜK, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *