O da çocuk bunlar da

Erbil Tuşalp
Salı, 14 Ocak 2014

O da çocuk bunlar da

Babasının “var mı bana yan bakan..” bitirimliğinin arkasına saklanan çocuğun gözlerindeki korku olmasaydı; küçük kasabanın büyük çocukları anımsanmazdı:

Ağır ceza reisinin biricik oğlu. Savcı beyin çocukları. Kaymakamın yedi bela ikizleri. Başhekimin kız kuruları, emniyet müdürünün yaramazları hep vardı. Onlar “kendi” babalarından, biz “onların” babalarından korkarak büyüdük. Kiminin babası çocuklarını bizden ayırmazdı. Eve dönerken başımız okşar hal hatır sorardı.Kiminin babası çocuğunun arsızlığını, huysuzluğunu, doymazlığını hak bilir, aldırmaz; yüzümüze bile bakmazdı. Hal hatır soranların çocukları bizim gibi oldu. Yüzümüze bakmayanların çocukların payına soyguna vurguna, hırsıza arsıza erketecilik yapmak düştü.

Arabanın arkasındaki o korku ve kuşku dolu gözler olmasaydı çocuk yaram acımazdı. Çoçuk bunlar..çeşit çeşit.. buyurun bakın..İster utanın ister kıvanın.

Çocuktan işçi de çocuktan asker de var. Çoçuk işçi sakat, çocuk asker ölü.Utandıran çocuk gelinler , ağlatan çocuk anneler var. Baklava çalıp yatan da var, eli ekmek arası salama uzanıp sübyan koğuşunu boylayan da. Donarak öleni de, yağmur damlasında boğulanı da, yaşamında ilk kez tattığı sütten zehirleneni de var.İşkence göreni, taciz edileni ve hatta tecavüze uğrayanı da var.

Yedisine 255 yıl

Demokratik bir eyleme katılmakla, soyguna vurguna katılmak arasındaki farkı sıfıra indirgeyen çok sayıda örnek var. Bazıları vicdan kanatıyor, isyan ettiriyor, utandırıyor.

Örneğin “12 Eylül darbecileri yargılansın” eylemi ile 1 Mayıs ve Nevruz mitinglerine katılmak; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Che Guevara ve Yılmaz Güney’in fotoğraflarını taşımak; Mihri Belli’nin “Kızıldere’ye Varan Yol”, Jürgen Habermas’ın “Sivil İtaatsizlik kitaplarını bulundurmakla suçlanan Odak dergisi okuru beşi üniversite öğrencisi , tutuklu yedi genç için hazırlanan iddianamede sanıklardan her birine örgüt üyeliğinden 7.5 yıldan 15 yıla kadar, katıldıkları her bir eylem için 1-5 yıl arası toplam 255 yıl hapis cezası istendi.

Tamam anlaşıldı “yollar gide gide, hapis yata yata” bitiyor. Ancak yedi gence 255 yıl hapis cezası isteyenler mi, 17 aralık soygununda adı geçenleri sorguya getiremeyenler mi hukuka saygılı sorusu yanıt bekliyor.

On üçüne 112 yıl

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 1 Mayıs’a katılmak ve halay çekmek, 8 Mart’a ve Nevroz’a katılmak,19 Mayıs’ta piknik yapmak, Roboski katliamıyla ilgili ve İnsan Hakları Haftası’nda basın açıklaması yapmak nedeniyle “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlanan Cumhuriyet Üniversitesi’den sekizi tutuklu onüç öğrenci toplam 112 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.( 25 Haziran 2013)

Tamam anlaşıldı “yollar gide gide, hapis yata yata” bitiyor. Ancak onüç gence 112 yıl hapis cezası verenler mi, dokunulmazlık zırhına bürünen soyguncuyu vurguncuyu, hırsızı arsızı koruyanlar mı hukuk adamı sorusu yanıt bekliyor.

Anlaması gerçekten güç “9 lira 25 kuruş için 12 yıl hapis, İki günlük boykota 6 yıl hapis, Barikatı aşana 31 yıl hapis, Halay çekene 10 yıl hapis, Ekmek arası salam için 9 yıl hapis,Anma için 12 yıl hapis..” başlıkları seni sizi sizinkileri, onu onları onunkileri nasıl oluyor da utandırmıyor.

Kimse inanmıyor

İç siyasette “halifeyi, şeyhülislamı, şeriye vekaletini, İslam hukukunu, çok kadınla evliliği, şer’i telakı, cuma tatilini, İslami takvimi, tesettürü, türbanı, operayı baleyi, dansı heykeli resmi” malzeme yap; değişimden-dönüşümden çağdaşlıktan söz et. Olmuyor artık sana kimse inanmıyor

Dış siyasette “namaz kılmayanı falakaya yıkan,oruç tutmayanı kırbaçlayan , zina yapanı taşlayan, diri diri insan yakan, karşıtının ciğerini söküp yiyen, ölü eşle ve kız kardeşle ilişkiye cevaz veren anlayışın temsicileriyle işbirliği yap; yükselen değerlerden demokratikleşmekten söz et. Olmuyor artık yalan söylendiği biliniyor.

“İçeride günahsız yatan çok kişi var” gönül alması suçüstü yakalanma korkusundan kaynaklanıyor. Belli ki genç insanlara reva görülen 112 yıllık, 255 yıllık hapis cezaları korkutuyor.

Korkunun dağları beklediği, ifade için aranan oğlunu paket gibi yanında gezdirmesinden belli oluyor.

This entry was posted in Gundem, HAYATIN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *