İmralı tutanakları ve TSK’nın nabzı..

İmralı tutanakları ve TSK’nın nabzı..

Yorum 1

Önce Oslo görüşmeleri,
Şimdi de Devlet’i yöneten AKP hükümetinin,
PKK Teröristlerinin başı Abdullah Öcalan’ı kendisine denk alan
ve Devlet adına Terörist başıyla İmralı görüşmeleri,
Her iki görüşme de T.C.Devletine ihanetin belgeleridir.

Bu görüşmelerle bir devlet,
Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan bir terörist grubu kendisine denk almıştır.
Cumhuriyetin değerli savcıları neredesiniz ???

Bu görüşmelerde AKP İktidarı kendi amaçlarına uygun olarak
değiştirmeye çalıştığı anayasasının içeriğini dahi,
Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan terörist başının isteklerine göre şekillendirmektedir.

Teröristlerle savaşmış şanlı şerefli gazi komutanlarını,
7 metrekarelik hücrelerde senelerdir hapis tutan iktidar,
eli kanlı Apo’ya koskoca bir ada tahsis etmiştir.
hem de tüm imkanlarıyla.

AKP iktidarı , PKK teröristlerinin siyasi uzantısı olan BDP İle el ele,
Türkiye’yi bölmeye,Üniter yapısını değiştirmeye,
Diyarbakır merkezli özerk bölge yaratarak,
kardeş ilan ettikleri Barzani ile anlaşarak ,
el birliğiyle Kürdistan’ı kurmaya çalışıyorlar.
Başbakan Erdoğan Türkiye’yi bölerek,
Bölücü Kürt’lere özerkliği vererek,
Küreselcilere bağımsızlığımızı vererek,
Laik Cumhuriyeti,din devletine dönüştürüyor.
Başkanlığı almaya çalışıyor.
Masada çok kirli bir alış veriş vardır.
Erdoğan kişisel hırsları peşinden koşarken,
bir ülkenin kaderiyle oynuyor.
AKP’li Milletvekilleri bu kirli oyuna ortak oluyor,
büyük vebalin omuzdaşı olmak sorumluluğunu alıyorlar.
Bu gidişin sonu,
Gerçek hukuk adamları cübbelerini giydikleri zaman,
Yüce divanlık ve idamlıktır.

Bu kirli oyun,
Devletin en yüce makamlarında bulunan kişilerce
Sadece sessizce seyrediliyor !!!
Özellikle Gen.Kur.Başkanlığının sessizliği ,
Türk halkına acı veriyor.
Aşağıdaki TSK’nın nabzı başlıklı yazıda;
İmralı’da Terörist başıyla Devletin yapmış olduğu görüşmenin
TSK içinde büyük hayal kırıklığı ve üzüntü yarattığı yazılıyor.

Bu görüşme/ler AKP kuruluş görevinin gereğidir.
“Cumhuriyet Devleti nasıl yıkılmalıdır”
Bunun yanıtı AKP’nin ihanetçi politikalarındadır.

Oyuna gelmeyin,
Bu görüşmeleri kimin sızdırdığı önemli değildir.
Önemli olan görüşmelerin içeriğidir.
Ortaya saçılmış olan İmrali görüşmeleri,
Devlete ve Millete ihanetin belgesidir.
AKP politikalarıyla Türk Devletini uçuruma sürüklüyor.

Yargıtayın sayın Cumhuriyet başsavcısı
ey Cumhuriyetin saygın savcıları,
Neredesiniz ???
Görev sizlerindir …

Not ; Aşağıda sayın Poyraz’ın yorumu ve
yorumların özü olan ANA YAZI vardır.

Naci KAPTAN

Yorum 2

Oraj POYRAZ

Yüzyıllık parantezi kapatacağız

Hayırlısıyla, inşallah, hamdolsun bütün müslümanlar bizi zaten seveceği,
isteyeceği için tek mermi dahi atmadan bu amacımıza ulaşacağız.

Osmanlı’nın eskileriyle kader ortaklığı kuracağız.
Hepsi de bizi ayıla, bayıla kabul edecek, isteyecek. İstemeyenle de bozuşacağız.

Küresel güçler bize yol verecek.
Bölgeyi bize zimmetleyecekler.
Bizi bölgenin çobanı olarak görevlendirecekler.

Stratejik eksen geliştireceğiz.
Süper güçleri birbirine düşürüp aradan sıyrılacağız.

Osmanlı kadim bir güç olara yeniden yükselecek.
Kendi ordularımızla değil ama, Amerikan, İsrail ordularının yardımıyla başaracağız Elhamdüllilah.

Türk halkı iddialarımıza güvendi.
Halkımızı keklemek kolaydır, biraz din, biraz iman, üstüne Osmanlı sosuyla yemeyecekleri yemek yoktur.

Hillary Clinton, Kerry falan bunlar tamam.
Hepsi de avuçlarımızın içinde, ne dersek yapacaklar.
Misal NATO’da İsrail vetosunu kaldırmak istediğimizde asla itiraz etmeyecekler.

İsrail yeni dünya düzeninin anlayamıyor, idrak edemiyor.
Siyonist ya da WASP oligarklar yeni dünya düzeni kitabını yazarken İsrail’li karar yapıcılar başka kitaplar okuyordu.

Doğal havzalar birbiriyle kaynaşıyor.
Medeniyetler çatışması falan olmayacak.
Onun yerine medeniyetler kucaklaşacak.
Bu kucaklaşma Afganistan’da başladı, Irak, Libya, Mısır, Suriye derken bütün islam ülkelerine yayılacak ve en sonunda Türkiye de kucaklaşacak.

İslam ülkeleri medeniyetler çatışması tuzağına düşmemeli.
Zira islam ülkeleri dünyanın en stratejik su yollarına hakim, elinde petrol gibi çok kuvvetli bir silah var.Mazallah bu imkanları bir kullansa dünyada medeniyet falan kalmaz.

Türkiye medeni dünyada islam ülkelerini temsil etmeli.
Elbette bunu islam ülkelerini Neo-Osmanlı imparatorluğunu kurduğumuzda doğal olarak başarmış olacağız.Ve bu şekilde müslüman halkların da menfaatleri korunmuş olacak, elbette bir miktar ücret mukabilinde.

Afrika açılımı mı?
Bu çok önemli, bu sayede Afrika ülkelerinde var olan madenlere beleş uzanacağız, fakir halka ekmek veriyormuş gibi yapıp Renault Fluent falan satacağız.Ve sömürgeci diğer beyazlardan farklı islami bir doku ve kokuyla daha rahat, daha hoş bir sömürü yapacağız.

Ve bütün bunları asla tek mermi atmadan, asla ordularımızı kullanmadan, başka halkları ikna ederek, güzellikle yapacağız. Evvel Allah.

Ahmet TAKAN
04 Mart 2013 Pazartesi
Yeniçağ

İmralı tutanakları ve TSK’nın nabzı..

“TSK’nın çok büyük endişe duyduğunu hissediyorum.
Bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bana bilgi olarak geldiğinden değil,
aramızda bulunan kan bağından hissettiklerim.”

Emekli Orgeneral Edip Başer’in bu sözlerle, AKP iktidarının İmralı ile yürüttüğü müzakere sürecinde gelinen noktayla ilgili çektiği fotoğraf gerçekten çok düşündürücü.

Üst üste operasyonlar yiyen TSK’nın içinde bulunduğu psikolojik durum malum.
İmralı-tutanak operasyonunun ve Edip Başer’in ortaya koyduğu tablonun ardından TSK’nın nabzını hem karargahlarda görev yapan subaylardan hem de Genelkurmay’a yakın kaynaklardan tuttum.

Ortada gerçekten “çok üzücü” bir tablo var.
Önce karargahlarda görev yapan subaylardan dinlediklerimden ortak noktaları ana başlıklar altında özetleyim:

“Herkes çok üzülüyor”.

“Üst kademelerde (Genelkurmay karargahı) kayıtsızlık var.”

“Moral bozukluğu had safhada”

“Servislerde, kışlalarda her ortamda bunu konuşuyoruz.
Terörle mücadelede başarılarımızdan dolayı aldığımız takdirnameleri yırtalım mı…
Madalya ve brövelerimizi atalım mı?”

“Bunca mücadeleyi niye yaptık?
Çoğumuz kucağımızda askerlerimizi silah arkadaşlarımızı şehit verdik.
Niye mücadele verdik?”

“İmralı zabıtları tam bir infial yarattı.
Silahlı kuvvetlerdeki büyük bir kesim çok fazla açıktan dillendirilmiyor
ama herkeste bir rahatsızlık var.
Büyük bir öfke ve tepki var.
AKP’nin kimin tarafında yer aldığı ortaya çıktı.
Terörle mücadele edenden alenen hesap soruluyor ve o insanlar hapiste.
Teröre açıkça destek veriliyor.
Bunun başka bir izahı yok.”

“Şu anki Genelkurmay Başkanı da vaziyeti idare ediyor.”

“Olay tamamen ihanet süreci.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde büyük bir tepki, sıkıntı var.
Vaziyet son derece kötü.”

Bu ortak değerlendirmelerle birlikte Genelkurmay’a yakın bir kaynaktan çok sevindirici bir bilgi aldım. Biliyorsunuz;

Tutuklama ve balyoz yargılamalarıyla birlikte TSK’da önemli kademelerde önemli istifalar yaşanmıştı.Kaynağım son tabloyu şöyle özetledi:

“İstifalar, Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflatır.
Aslında AKP’nin istediği de bu.
Hem ABD, hem AKP hesap hatası yaptı.
’Biz bunları içeri alalım seslerini keselim’diye.
Son gelişen olaylardan sonra istifayı aklından geçiren arkadaşlarımızla konuşuyoruz.
Bundan sonra istifa olmaz.
Daha da kenetlendik.”

Eski MHP İzmir Milletvekili ve emekli Tümgeneral Erdal Sipahi ile de İmralı tutanaklarını konuştum;

-Sayın Edip Başer, “TSK, endişe duyuyor hissediyorum” dedi, mutlaka size de yankıları geliyordur..

“Ülkenin bütünlüğünden endişe eden, nereye sürüklendiğini gören her Türk vatandaşının endişeleri bunlar.”

-Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu süreci?

“Bir bölünme süreci yaşanıyor maalesef.
Ülkesini seven, ülkenin bütünlüğünü, üniter yapısını savunan herkesin endişeleri var.
Nereye gidiyoruz sorusunu herkes kendi kendine soruyor.”

-Türk Silahlı Kuvvetleri bundan nasıl etkilenir?

“10 yıldır silahlı kuvvetlerin dışında uzaktayım.Ama 36 yıl bu meslekte bulunmuş birisi olarak Güneydoğuda bu mücadelede bulunmuş birisi olarak, yani o hissiyatı aynı endişeleri taşıyorum.Mücadelenin içinde fiilen yer alan mensupların çok psikolojik, olumsuz etkilendiğini değerlendiriyorum.”

– Zabıtlar nereye götürür?

“Zabıtlar tek başına bir şey ifade etmiyor.
Bir yol haritasını ifade ediyor.
O yol ve sonunda ne olduğu belli artık.
Bir bölünme süreci yaşanıyor.
Önemli olan kimin sızdırdığı değil.
Kesin bir dille keşke yalanlansa.
Bunların ne kadarı doğru ne kadarı yanlış.
Kesin bir dille birlerinin cevap vermesi lazım.
İşin en acıklı noktası PKK’nın Türkiye Cumhuriyetinin yapılış sürecinde
ortak ve taraf olarak görünmesi kabul edilecek bir şey değil.”

-Sizce, Genelkurmay neden sessiz kalıyor?

“Bilemiyorum.
Sadece beni değil her Türk vatandaşını üzüyor.
Bu üzüntüler kapalı kapılar ardında mı dile getiriliyor?
Kamu oyunda tartışma yaratmamak için mi, bilemiyorum.
Çok üzüntülere neden olan bir vaka.”

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=25957

This entry was posted in EMPERYALİZM, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *