İSTANBUL ABD BAŞKONSOLOSUNA MEKTUP *

Türkler Kemalizm’i terk edip ılımlı İslam’ı benimsemelidir.
Ilımlı İslam, Kemalizm’i silmeye yönelik bir karşı devrimdir.

Bu devrimin karşısındaki tek güç ,
Türk Ordusu ile ulusalcı aydınlardır ve
TASFİYE EDİLMELERİ gerekir”

Graham FULLER;CIA eski yöneticisi,
ABD Dışişleri Bakanlığı görevlisi .

ŞİMDİ NELER OLDUĞUNU ANLADINIZ MI ?

AKP İKTİDARI ABD İLE “YÜZDE 90” UYUMLU !!!

ABD’nin İstanbul Başkonsolosu 16.Temmuz.2012 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde yapılan söyleşide şöyle diyor ;

Bence ABD-Türkiye ilişkileri çok yapıcı ve olumlu bir dönem içinde. “Altın çağ” terimini abartılı olacağı için kullanmam. Çünkü ülkeler, ve bu kesinlikle Türkiye ve ABD için doğru, işbirliği yaparlar ancak aynı görüşte olmadığımız, ortak ve müttefik olarak tartışmamız gereken konular da hep vardır ve bu her zaman olacak. Ama şu anda olumlu yanlar cesaret verici ve hayranlık uyandırıcı düzeyde yüksek. ‘Yüzde 90 uyumluyuz’…

AKP iktidarıyla ,Amerikan ilişkileri anlaşılıyor ki her konuda ŞİİR gibi…

YÜZDE “DOKSAN” UYUMLUlar !!!…

Değerli bir Yurtsever Vatandaş ABD Başkonsolosuna aşağıdaki mektubu göndermiş.
Sayın Hüseyin Gündüz Öklem’in kalemine sağlık.
Mektup ve söyleşi aşağıdadır ;

Naci KAPTAN

İSTANBUL ABD BAŞKONSOLOSUNA MEKTUP

Değerli arkadaşlarım..

16 Temmuz 2012 tarihli Cumhuriyet gazetesi ABD’nin İstanbul başkonsolosu bay Kilner ile ilgili bir röportaj yayınladı….yeni Cumhuriyet gazetesinin fikriyatına son derecede uygun olan bu röportajda ABD’nin Türkiye ile % 90 uyumlu olduğundan bahsediliyor ,Suriye yerden yere vuruluyor ve başkonsolos efendi büyük Türk dostu olarak tanıtılıyor….bu yazılanlara karşı ben de başkonsolos efendiye bir mektup yazdım….mektup ektedir…eğer onaylıyor iseniz lütfen siz de çevrenize yayınız….

Saygılarımla
Hüseyin Gündüz Öklem

Sayın Bay Kilner.,

16 Temmuz 2012 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan röportajınızı okudum….okudum ve hayretler içinde kaldım. Bu hayretimin bir ifadesi olarak ve ülkemin düşünen bir insanının sorumluluğunun bir tezahürü olarak yazılanlar ile ilgili düşüncelerimi kamu oyu ile paylaşmak ve size de dolaylı da olsa bir yanıt vermek istedim.

Ne yazıktır ki., benim gibi siyasi kimliği olmayan bir kişinin yanıtını yayımlayabilecek bir gazetemiz yok., ayrıca benim gibi “ örgütsüz aydın “ olarak nitelenen düşünen insanlara sahip çıkacak bir günlük yayın organı da…..bu nedenle size yanıtımı bilgisayar ağında yapıyorum ve elinize geçmesini umuyorum.

ABD – Türkiye ilişkilerinin son derecede uyumlu olduğunu ileri sürüyorsunuz…benim gibi düşünen insanlar bu beyanınızı şöyle değerlendiriyor “ …Türkiye son zamanlarda hiçbir zaman olmadığı kadar ABD’nin kontroluna girdi …” çünkü sizin de bildiğiniz gibi Türk kamuoyu yoklamalarında ABD ‘ye güvenmeyenlerin sayısı hiç bu kadar yüksek değildi.

Anket sonuçlarını “ bir bilmece “ olarak nitelemeniz son derecede şaşırtıcıdır….İstanbul yakınlarda Türk hükümeti ile ortaklaşa kurdurduğunuz ceza-infaz evlerinde susturduğunuz Türk vatanseverleri demek ki oldukça iyi bir iş yapmışlar ve kamuoyunu aydınlatabilmişler….

Basın özgürlüğü konusunda yaptığınız açıklamalar son derecede siyasi….size bu konuda soru soran kişi ve bu röportajın yayımlandığı gazete de aynen sizin gibi yalnızca gazetecilerin ve CHP milletvekillerinin özgürlüğü olduğunu düşünüyor ancak ne yazık ki bu doğru değildir. Cezaevlerinde her türlü evrensel hukuk kurallarına ve uygulamalarına aykırı olarak tutuklu bulunan son derecede başarılı subaylarımız var.,ordumuzun iftihar vesilesi olan komutanlarımız var,başarılı işadamlarımız var,dünyaca ünlü akademisyenlerimiz var,CHP dışında başka siyasi partilerin önde gelenleri var,Türk aydınlarının önder isimleri var….ve biliyormusunuz ki bu insanların ortak özelliği Amerikan yayılmacılığına karşı çıkmalarıdır.

Dünyadaki gelişmeleri benim gibi yorumlayan insanlar bırakınız sizin basın özgürlüğü konusundaki samimi olmayan görüşlerinizi., bunca masum insanın cezaevlerinde sürünmesinin emrini sizin., bizzat sizlerin tarafından verildiğini düşünüyoruz. Eğer samimi olsa idiniz bunca masum insanın yıllardan beridir tutukluluk adı altında sürünmesine açıkça karşı çıkardınız.,

PKK ile yaptığınız işbirliği,güçbirliği,ortak çalışmalar ordumuzun kahraman subayları ve askeri istihbarat raporlarında açıkça belirtilmiştir.,bu raporlar ulusal görsel ve yazılı basın organlarında yayımlandı…sizin o meşhur “ ….nation building…” projeleriniz bilinmiyor değil ki…Yalnız Türkiye’de Kürtler değil her az gelişmiş ülkede ve özellikle de Müslüman dünyasında yaşayan azınlıkları sizin eğittiğiniz,kurslar açtığınız,okullar kurduğunuz,silahlı güçler yetiştirdiğiniz ve ulusal devletleri parçalamak için kullandığınız apaçık bilinen gerçeklerdir. Irak.,ardından Suriye., sonra İran ve nihayet Türkiye topraklarında ayrılacak olan parçalarda bir Kürt devleti kurmak için yaptığınız çalışmaları artık sağır sultan bile biliyor iken bu kadar basit gerçekleri inkar edici konuşmanız sadece bir komedi olarak nitelendirilebilir.

Son yıllarda Yugoslavya,Sudan,Libya,Somali…derken Suriye’de de aynı oyunun oynandığını görmek son derecede ilginç….demokrasi denilen bu yıkıcı ve aldatıcı oyuna uymayanı “ demokrasi düşmanı “ ilan etmek sizin buluşunuz değil mi?

PKK için günde bir milyon dolar harcadığınızı söylüyorsunuz…..Türkiye ile yaptığınız ticarette yıllık 5 milyar dolar fazla veriyorsunuz….ayrıca Türk merkez bankası size yılda yaklaşık 30 milyar dolarcık dolayında faiz ödüyor….eeeeee siz de o kadarcık harcama yapıverin canım!

Sayın başkonsolos hazretleri..,

Bu ülke vatanseverlerinin yorumladığı dünya gerçeklerini “ komplo teorileri “ olarak yorumlamanız sizin mesleğinizin bir gereği olarak anlaşılabilir., ancak bu komplo teorilerine göre gelişmekte olan Asya-Pasifik ağırlıklı dünya ticareti hem “ ticaret yollarını “ ve hem de “ ticaret yolları emtea hareketlerini “ değiştirdi son 40 yılda….600 yıl sonra meydana gelen muazzam bir değişiklik var……bunu yalnız sizin ekonomistlerini mi görüyor,yalnız sizin stratejistleriniz mi anlıyor sanıyorsunuz?

Yalnız bir teori daha var…..buna göre ABD’de bu değişimlerden payını alacak buna “ occupy wall street “ deniliyor… acaba size göre bu da mı bir komplo teorisi….

Hüseyin Gündüz Öklem

Cumhuriyet 16.07.2012

ABD komplo teorilerinden rahatsız

‘Desteklerimiz takdir görmedi’

ABD Başkonsolosu Scott Kilner, ülkesinin PKK’ye karşı mücadelede Türkiye’ye büyük destek vermesine karşın, ABD’nin el altından PKK’yi desteklediğini öne süren komplo teorisinin ardındaki mantığı çözemediğini söyledi. Türkiye’deki ABD dostlarını iki ülke ilişkileri hakkındaki olumlu düşüncelerini açıklamak yerine suskun kaldıkları için eleştiren Kilner, yardımları için takdir görmediklerini söyledi. Kilner, “PKK ile sınırda mücadele etmelerine yardım etmek amacıyla Türk yetkililerine sağladığımız istihbarat için günde yaklaşık bir milyon dolar harcıyoruz” dedi.

ABD Başkonsolosu Scott F. Kilner Türkiye’ye terörle mücadelesinde büyük destek verdiklerini, ancak uzun süre bunun takdir görmediğini söyledi

‘PKK’ye karşı günde bir milyon dolar’

ELÇİN POYRAZLAR

ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Scott F. Kilner’i tanımlayacak en iyi sözcük Türkofil olurdu. 30 yıllık diplomatlık kariyerinde Türkiye’nin farklı yerlerinde dört kez görev yapan Kilner, ülkenin siyasi ve sosyal panoramasını yakından tanıyor. Türkiye ile ABD ilişkilerinin son dönemde yüzde 90’lık bir uyum içinde olduğunu söyleyen Kilner, en çok ABD’nin bu ülkedeki olumsuz imajından dertli. PKK ile mücadele konusunda Türkiye’ye büyük destek verdiklerini, ancak yakın zamana kadar bunun takdir görmediğini düşünen Kilner, basın özgürlüğü içinse “savaşmayı sürdürün” mesajı veriyor.

– Şu anda Türkiye ile ABD, tarihlerindeki en yakın ilişkiyi mi yaşıyor?

Bence ABD-Türkiye ilişkileri çok yapıcı ve olumlu bir dönem içinde. “Altın çağ” terimini abartılı olacağı için kullanmam. Çünkü ülkeler, ve bu kesinlikle Türkiye ve ABD için doğru, işbirliği yaparlar ancak aynı görüşte olmadığımız, ortak ve müttefik olarak tartışmamız gereken konular da hep vardır ve bu her zaman olacak. Ama şu anda olumlu yanlar cesaret verici ve hayranlık uyandırıcı düzeyde yüksek.

‘Yüzde 90 uyumluyuz’

– Bunda Arap isyanlarının etkisi var gibi görünüyor.

Yalnızca bu değil ama bu en başlıca neden. ABD Dışişleri Bakanlığı tarihçisine göre 1980-89 arası ABD dışişleri bakanları Türkiye’yi toplam dört kez ziyaret etmiş. Son bir yılda ise ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton üç kez İstanbul’a geldi. Clinton’un iki ayrı planlanmış ziyareti daha vardı. Yani biz konsolosluk ve büyükelçilik olarak beş dışişleri bakanı ziyareti için hazırlık yaptık. Bu bir göstergedir. New York Times gazetesine göre Başkan Obama’nın İngiltere Başbakanı’ndan sonra en çok konuştuğu lider Tayyip Erdoğan idi. Bölgedeki olayların yanı sıra Türkiye bizim için vazgeçilmez bir ortak. Politikalarımız yüzde yüz değilse bile yüzde doksan uyuşuyor. Konulara aynı açıdan bakıyor ve aynı yöne ittiriyoruz.

‘İnsan hakları meselesine göz yummuyoruz’

– Stratejik çıkarlar yüzünden ABD’nin Türkiye’deki insan hakları meselesine göz yumduğu eleştirisine yanıtınız nedir?

Bunu kabul etmiyorum. Kamuoyu önünde bu konuda sessiz kaldığımız görüşü yanlış. Anımsayacaksınız Büyükelçimiz (Frank) Ricciardone buraya geldikten iki hafta sonra açıklamaları yüzünden kendisini Başbakan Erdoğan ile kaynar sularda bulmuştu. Erdoğan ona acemi demişti ki kendisi dışişlerinde en deneyimli büyükelçilerden biridir. Geçen yıl temmuzda Clinton buradayken bir televizyon programına katılmıştı ve açıkça basın özgürlüğü, sivil toplum konularına değinmiş ve sivil toplum kurma konusunda sorunları olan Türkleri standartlarını yüksek tutmaları ve uğraşmaya devam etmeleri konusunda cesaretlendirmişti. Bunlar dışında da açıklamalar oldu, ama her mesaj kamuoyu önünde verilmek zorunda değil. Kapalı kapılar ardında içten tartışmaların da rolü var. Biz bu konuları konuşuyoruz ve buna devam edeceğiz.

This entry was posted in EMPERYALİZM, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *