Cumhuriyet 22.02.2012
Mahkeme, Erdoğan’ı eleştiren Tuşalp’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti
AİHM’den yine ders
HAKAN DİRİK
İZMİR – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren makaleleri nedeniyle Türk mahkemeleri önünde yargılanıp tazminat cezasına mahkûm edilen gazeteci-yazar Erbil Tuşalp’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.
**
PSİKOPATİK AGRESİF!
Tuşalp, 6 Mayıs 2006 tarihli Birgün gazetesinde “Geçmiş Olsun” başlıklı makalesinde şu satırları kaleme almıştı: “…Amatör bir psikoloji meraklısı olarak küçük bir ayrıntıya dikkat çekiyorum. Dağa taşa kurda kuşa hakaret yağdıran, her tür eleştiriyi küfürle karşılayan, üniversite hocalarına edepsiz, muhalefet partisine bereketsiz, gazeteciye utanmaz diyen, seçmeninin anasına dil uzatabilen bir siyaset adamının ‘küçük yaşta yüksek ateşli bir hastalık geçirip geçirmediğinin’ araştırılmasının; gerek onun gerekse, toplumun ruh sağlığı açısından son derece yararlı olacağına inanıyorum. Selanik’in ortasına dikilen ‘Pontus Soykırım Anıtı’ gibi bir sorunu es geçip Mustafa Kemal’in doğduğu evdeki ‘ziyaretçi defterini yırtacak’ ölçüde sinirleri yıpranan Başbakan Erdoğan’ın şu anda ‘psikopatik agresif’ bir rahatsızlık geçirdiğinden kuşkulanıyorum…”
***
Erdoğan, 2005 ve 2006 yıllarında Birgün gazetesinde yayımlanan “İstikrar” ve “Geçmiş Olsun” başlıklı iki makale nedeniyle Tuşalp hakkında “şahsi haklarının ihlal edildiği” iddiasıyla iki ayrı tazminat davası açmış, davaya bakan Türk mahkemeleri, makalelerde “kabul edilebilir eleştiri sınırının aşıldığını” gerekçe gösterip, Tuşalp’i, Erdoğan’a toplam 10 bin lira ödemekle cezalandırmıştı. Tuşalp, Yargıtay tarafından 2008 yılında onaylanan mahkeme kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu teziyle aynı yıl AİHM’ye başvurmuştu. Hükümet, AİHM’deki savunmasında Tuşalp’in ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının “demokratik bir toplumda gerekli olduğunu” savunmuş, makalelerdeki bazı söylemlerin Erdoğan’ın “onur, şeref ve haysiyetine saldırıcı nitelikte” olduğunu ileri sürmüştü.
Davayı sonuçlandıran AİHM, kararında basının demokratik toplumda “vazgeçilmez” işlevi olduğunu vurgulayarak, basın özgürlüğünün aynı zamanda “bir derece abartı ve hatta tahrik” içerdiğini kaydetti. Hükümetin “kabul edilebilir eleştiri sınırı” yönündeki iddialarını reddeden AİHM yargıçları, eleştiri sınırının siyasiler için sıradan bireylere oranla “daha geniş” olduğunu vurguladı. “Erdoğan bu nedenle daha hoşgörülü davranmalıydı” yorumunu yapan AİHM yargıçları AİHS’nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddesinin “incitici, şok ve rahatsız edici” ifadeleri de kapsadığını anımsattı. AİHM, bu durumun “çoğulculuk, hoşgörü ve geniş fikirliliğin gerekleri olduğunu” ve bunlar olmaksızın “demokratik bir toplumun olamayacağını” kaydetti. Tuşalp’in ifade özgürlüğünün kısıtlanmasını “demokratik toplumda gereksiz bir uygulama” olarak tanımladı. Mahkeme, Tuşalp’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmederek Türkiye’nin 5 bin Avro manevi tazminat cezası ödemesine hükmetti.
Kararı değerlendiren Tuşalp, “Türkiye’de Başbakan’ın neler yayınlanmayacağına değil, nelerin, nasıl yayınlayacağına karar verdiği bir özgürlük anlayışı yaratıldığını” belirtti. Türkiye’de basın mesleğinde olan insanların yasalardan destek bulamamasının bir “dram” olduğunu anlatan Tuşalp, “Kararla birlikte Başbakan’ın özgürlük anlayışlarının dini alandaki özgürlükle sınırlı olduğu belgelendi. AİHM kararı, Türkiye’de ifade özgürlüğünün olmadığını bir kez daha kanıtladı. Türkiye’de düşünce özgürlüğünün olmadığını görmek için Silivri’ye, ülkenin çeşitli hapishanelerine, tutuklu milletvekillerine bakmak yeterli” dedi.