DİN İNANÇ VE TARİKATLAR I *** Tarikatlar İslam’a aykırı! * Tarikatların iktidarı ve Eril İslamcılık

Aydınlık
ERCAN KÜÇÜK
25.7.2018

Tarikatlar İslam’a aykırı!

Son günlerde tartışılan cemaat ve tarikatları ilahiyatçılar değerlendirdi. Tarikatların İslam’a uygun olmadığını söyleyen Ay: İslam içerisindeki bütün gizli yapılar iktidara adaydır. Bunun için fetvalar geliştirip iktidar sahibi olmak isterler. Hepsi zararlı yapıdır ve ortadan kaldırılması gerekir.

FETÖ ile başlayıp, Furkan Vakfı ve Adnan Oktar tarikatlarıyla devam eden operasyonlardan sonra tarikat ve cemaatlerin İslam dinindeki yeri tartışılmaya başlandı. İslam’da tarikat ve cemaatlere yer var mıdır sorusunu ilahiyatçılara sorduk. İlahiyatçı yazar Hakkı Yılmaz, “İslamla bağdaşmaz” dedi. İlahiyatçı Prof. Dr Yümni Sezen tarikatların “tehlikeli” olduğunu vurguladı. İlahiyatçı Yazar Nazif Ay, “Kanlı bir şekilde iktidar sahibi olmak isterler” uyarısında bulundu. İşte ilahiyatçıların tarikat- cemaat değerlendirmeleri:

‘TARİKAT UYUŞTURUR’

İlahiyatçı Yazar Hakkı Yılmaz, İslam dininde tefrika, mezhep, tarikat ve cemaatlere yer olmadığını belirtti. İslam’ın, birliği, Müslümanların bir olmasını istediğini belirten Yılmaz, ‘yerli milli tarikat’ söylemine de karşı çıktı. Tarikatların insanları uyuşturduğunu vurgulayan Yılmaz şöyle konuştu:

“Yerli, milli tarikat olmaz. Bunlar milleti parça parça ayıracaklar. Başlarına kendi inançlarında, onları yönlendirecek birer çoban koyacaklar. O çobanların marifetleriyle itaat sağlayacaklar. Mevlevilik gibi Türk tarikatları var deniyor. Onlar da ayrı bir din. İslamla bağdaşmaz. İnancı da ibadeti de ayrı. İslam haktır, gerçektir. Yeri gelir acıdır. Bunlar acıları unutturan, mutsuz adamları mutlu eden, uyuşturan şeylerdir. Kimliklerini kişiliklerini elinden alan, beyin yıkama şeyleridir. Tarikatlar ayrı bir dindir. İnsanları uyuştururlar. Geleceklerini karartırlar. Tarikatlarda hiç kimsenin geleceği yoktur, gelecekle ilgili bir ideali yoktur. Ülküsü yoktur. Kendisi düşünmez, düşünenleri vardır.”

İlahiyatçı Prof. Dr Yümni Sezen tarikatların her zaman siyasetle bağ kurduklarını belirterek tehlikeli olduklarını vurguladı. İslam’da ana temele dokunmadan farklı ekollerin olabileceğini söyleyen Sezen, paralel bir din gibi ayrı ayrı tenkitlerin, peygamberi sollayan velilerin olamayacağını belirtti.

‘CIA İLE İLİŞKİLERİ VAR’

Tarikatların dine de darbe vurduğunu ifade eden Sezen şunları söyledi:

“Bunlar İslam’a aykırı. Şeyhe bağlılık, üstün yetkilere vardığı zaman, İslam’la çatışır hale gelir. İslam’da mezhep de tarikat da yoktur. Tarikatlar tehlikelidir. Ayrı bir yolmuş gibi bir hale geldi. Biz Allah’ız diyecek seviyeye getirenler oldu. Bütün tarikatlar, cemaatler siyasetle hep bağ kurmuşlardır. Yalnız ülkeye değil dine de darbe vururlar. CIA ile ilişkilerini daha önce söylediğimizde kimse inanmamıştı. İslamın ruhunda böyle bir şey yok. FETÖ, Adnan Oktar gibileri daha çok var. Bunların İslamla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yok.”

‘ZARARLI YAPILAR ORTADAN KALDIRILMALI’

İslam’da ilk fikir aykırılıklarının ve mezheplerin, Hz. Muhammed’in vefatından sonra ortaya çıktığını söyleyen İlahiyatçı Yazar Nazif Ay, Türkiye’de bu yapıların Menderes döneminde yeniden ortaya çıktığını, güçlenmeye başladıklarını vurguladı. Ay, cemaatlerin zararsız yapılar olarak ortaya çıkıp daha sonra ticari teşekküller haline geldiğine, sosyal ve siyasal hayatımızın ortasına oturduklarına dikkat çekti. Bütün tarikat ve cemaatlerin siyasete, hukuk ve sosyal alana ortak olma, hatta ele geçirme çabası içinde olduğunu belirten Nazif Ay, şöyle konuştu:

“Tarikatların doğasında bu vardır. İslam içerisinde bulunan bütün yapılar iktidara adaydır. Bunun için fetvalar geliştirip kanlı bir şekilde iktidar sahibi olmak isterler. İslamiyete asla uygun değildir. Hepsi zararlı yapıdır ve ortadan kaldırılması gerekir. Hiçbir ahlakı temsil edemez. İnanç noktasında da İslam’ın yapısına uymaz. Şeyhlik, totemizmin karşılığıdır. Bir kişiyi olduğundan fazla şekilde kutsallaştırır. Kendi liderlerini tapılacak mevkiye çıkartır, tek otorite kabul eder. İslam’da otorite kaynak olarak ya Kuran’ı ya da peygamber sözlerini gösterebiliriz. Şeyhin rüyaları, din adamlarının ortaya koyduğu fetvalar din değildir.”

https://www.aydinlik.com.tr/tarikatlar-islam-a-aykiri-turkiye-temmuz-2018

Aydınlık
Yaşar Öztürk
28.12.2016

Tarikatların iktidarı ve Eril İslamcılık

Eril İslamcılık, kadın üzerinden dişil sembollerle hayata egemenlik kurmayı denemektedir. Genelleşen şiddetin kadına yönelik şiddete dayanması ve her ikisinin doğru orantılı büyümesinin gizleri buradadır

Şahin Filiz, yalnız kendi içinde değil, dünyaya da akıl almaz acılar yaşatan İslam dünyasında kanserleşen “Tarikat, cemaat ve kadın” sorunu üzerine çalışmalarına bir yenisini daha ekledi: Tarikat, Cemaat, Kadın. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Sığmazken atalarım güne, yarına, Düşmüşüm vay düşmüşüm ben el kapılarına” dizeleri düşünce kıyılarımıza bıkıp usanmadan çarpıp dururken kimilerinin “lanetli topraklar” olarak damgalayıp üstünü örtmeye çalıştığı coğrafyada kan, gözyaşı, acı durmak bilmiyor.

GERÇEKLERİN EŞİĞİNDE

Sıkışıp kaldığı, göz gözü görmez karanlıkta vahşet çağını İslam düşüncesinin yaktığı meşaleyi onun elinden çalarak atlatan Batı, aydınlanma sürecinde hızla yol aldı; aydınlığın nimetini yaşarken karanlıkta kalan Doğu ne kaptırdığı ışığı alabildi ne de küllenen közü yeniden alevlendirebildi. Bilim, sanat, kültür, düşünce mezarlığından çıkardığı cevherleri, tıpkı petrol, bor, arkeolojik miras gibi değerlerine benzer şekilde durmadan kaptırıyor. Öylesine çelişkili bir süreç ki, petrol Batı’yı ışığa, petrol karşılığında alınan paralarsa Doğu’yu sadece karanlığa değil, kana boğuyor.

Şahin Filiz, bu gerçeklerin eşiğinde, sadece Türkiye’de değil, Doğu’da ve Batı’da okunması gereken bir kitap hazırlamış; okuru geleceğe dönük kaygıların özüne dair düşündürmek ve gerçeklerle buluşturmak istiyor:

“Ülkemiz tarikat ve cemaatler sorununu bütün toplumsal, kültürel ve siyasal alanlarda bire bir yaşamaktadır. Çoğumuz, insanı ve onun ahlaki arınmasını amaçlayan, erdemli bir birey olarak varlığını sürdürmesini isteyen İslam dininin, neden tarikatlar ve cemaatler gibi iki sözcüğe sıkıştırılıp çekişmelerin merkezine yerleştirdiğini merak etmekte, hatta din konusunda bazı şeylerin pek yolunda gitmediğine dair gittikçe artan bir kaygıya kapılmaktadır.”

MÜSLÜMAN’I MÜSLÜMAN’A KIRDIRMAK

Filiz; mezhepler, tarikatlar ve cemaatlerden oluşan aynı din içindeki çatışan güç odaklarının çelişkisini çok açık vurguluyor: modernitenin özgürlük, eşitlik ve mülkiyet ilkeleri karşısında, yitirdiği medeniyetin küllerinden yeniden doğmak ve Batı karşısında kendi gücünü oluşturmak yerine, onun aracı olan saldırgan bir tutumla kendi dindaşlarına zarar verici bloklar oluşturuyor.

Böylece, “Müslüman’ın Müslüman’ı hedef alan bütün kavgaların arkasındaki” (Yeni) Neo-Oryantalist yaklaşımın düğümünü yakalamış oluyoruz: Tarikatlar ve cemaatler felsefe ve bilimle kurulan “iktidarı” anlamak, yeniden üretmek yerine, bu iktidarın temellerini söküp atmakta birleştiler; aklı, felsefeyi ve bilimi, kısacası insanı ve insana dair her şeyi, kurguladıkları iktidar ütopyasıyla karşılarına aldılar. “İnsansız bir din”, “akıl ve düşünceden yoksun bir şeriat”, “ahlaki bir tutarlılık ve derinliği olmayan dindarlık” söylemine dayalı siyasi bir iktidarla kısa yoldan güce ulaşacakları beklentisiyle güç birliği ettiler. Peki ne oldu da damdan düşüldü? Kof güç dağılmaya başladı: Şahin Filiz, FETÖ / PKK / IŞİD diye fışkıran sorunun köklerine iniyor.

Kitabında tarikat ve cemaatlerin tarihsel köklerinden emperyalizmin çıkarlarıyla bütünleşen bir pratiği nasıl ürettiğine yoğunlaşan Filiz, “Eril İslamcılık” anlayışının neyi hedeflediğini de ortaya koyuyor. Akıl ve ruhu tahrip edilmiş dinin iktidar aracına dönüşen “siyasal İslam”ın kısa yolu tercih ederek, özellikle modern zamanlarda kadın ve kadın dünyasına ait semboller üzerinden iktidar arayışının ilmeklerini çözmeye yoğunlaşmış bulunuyor.

ERİL İSLAMCILIK

Filiz’e göre, Eril İslamcılık, kadın üzerinden dişil sembollerle hayata egemenlik kurmayı denemektedir. Bu da bizi, genelleşen şiddetin kadına yönelik şiddete dayanması ve her ikisinin doğru orantılı büyümesinin açıklamasına götürmektedir. Filiz’in kitabı; dünü, bugünü ve yarını daha özünden anlamak isteyenlerin okuması gereken bir çalışma (Tarikat, Cemaat, Kadın / Neo-Oryantalizm’in Kadın Üzerinden Egemenlik Arayışı ve Siyasal İslamcılık, Şahin Filiz, Say Y.).

https://www.aydinlik.com.tr/kultur-sanat/2016-aralik/tarikatlarin-iktidari-ve-eril-islamcilik
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *