EKONOMİK TSUNAMİ KAPIDA * Türkiye IMF ile görüşmeye başladı – JP Morgan Türk bankaları için tavsiyesini düşürdü – Chatham House’dan Türkiye için korkutan analiz: Koşar adımlarla ekonomik çöküşe gidiyor – Moody’s’ten Merkez Bankası’nın bağımsızlığı için uyarı – Bloomberg’den şok yorum: Türkiye yatırım yapılamaz hale geldi

Cumhuriyet
24 Temmuz 2018 Salı

Çarpıcı iddia:
Türkiye IMF ile görüşmeye başladı

Abdullah Gül’ün eski danışmanı, Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, bugünkü
köşe yazısında Türkiye’nin IMF ile görüşmelere başladığını öne sürdü.

Takan’ın, Saray’daki kaynağının ” IMF ile el altından görüşülüyor” dediğini belirttiği ve Türkiye’nin IMF ‘ten 50 milyar dolar istediği iddiasının yer aldığı yazıdan öne çıkan kısımlar şu şekilde:

Hazine ve Maliye Bakanı damat Berat Albayrak’ın “kavga değil. Kazan kazan” başlığını verdiği (!) G-20 toplantısı için Arjantin’de bulunduğu gün saraydan bir haber kaynağım ile yarı tartışır halde tatlı tatlı sohbet ediyorduk. “Damadın hazinenin başına getirilmesi doğru mu?. Uluslararası piyasalara güven…” vs. gibi konularda…. Mahalli seçimlerin erkene çekilebileceği ihtimali üzerine konuşurken birden laf döndü dolaştı unuttuğumuz (!) IMF ‘ye geldi. Saray kaynağımın ağzından birden ” IMF ile el altından görüşülüyor” lafları dökülmesin mi… Balıklama daldım bomba haberin üzerine… “Kem” dedi, “küm” etti… Devirdiği çamın farkına vardı ki hiç detay vermedi. “Yazma” da diyemedi…Haberin kralını yakalamıştım bir kere… Hemen damat beyin Arjantin’de neler konuştuğuna baktım. Hep bir kalemden çıktığı belli olan haberlerin flaşı şöyleydi;”Bakan Berat Albayrak, ‘yeni ekonomik programın çerçevesi, yeni iletişim stratejisi ve Türkiye ekonomisinin geleceğine’ dair önemli açıklamalarda bulundu. Albayrak zirveyi izleyen gazetecilere, ‘piyasalarla kavga ederek değil, kazan kazan ilişkisine dayalı güçlü bir iletişimle yürüyeceğiz. Piyasa dinamikleri uyumlu, reel iktisadi hayatın gerçekleri ile uyuşan bir şekilde, küresel finansal sistemle koordineli yol alacağız’ dedi.”

Aldığım duyumu ekonomi bürokrasisi içinde bir kaynağıma sordum. Şunları söyledi; “Duydum IMF ile görüşüldüğünü. IMF ‘den istenen 50 milyar dolar. Merkez Bankası toplanacak. Faizi artıracak. Türkiye’deki faizler yükselebilir. Örneğin geçen hafta Türkiye’deki faizler yükseldiği için bankalar yüzde 18’in üzerine çıktılar. Bu da reel olarak adamın eline geçen yüzde 16.5. Geçen hafta 7 milyar dolar para dövizden TL’ye geçti. Biraz daha dikkatli olurlarsa dövizden TL’ye geçen rakam 15-20 milyarı bulur. IMF sadece para vermiyor. ‘Sen şu yasayı da değiştireceksin’ diyor. ‘Bakanlığa şunu getireceksin, ekonomiden şu sorumlu olacak’ diyor. Kemal Derviş örneği malum. Görüşme var, bu şekilde çözmeye çalışacaklar. Merkez Bankası faiz yükselterek bu işi çözecek.”

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1035679/

Cumhuriyet
24 Temmuz 2018 Pazar

JP Morgan Türk bankaları için tavsiyesini düşürdü

JP Morgan, Türk bankacılık sektörü için tavsiyesini ‘ağırlı azalt’a indirdi. Banka yaptığı değerlendirmede, kur nedeniyle yaşanan sermaye kayıplarına ve düşük kârlılığa dikkat çekti.

JP Morgan, varlık kalitesinde daha da kötüleşmeye yol açabilecek zorlu makro ortamı, kurdaki değer kaybı nedeniyle aşınan sermayeleri, GSYH’da büyümenin sonucu olarak düşük kârlılığı ve yüksek fonlama maliyetlerini işaret ederek, Türk bankacılık sektörü için tavsiyesini ‘ağırlığını azalt’a indirdi.

Döviz cinsinden kredi riski açıklamalarına bakıldığında, büyük bankalar arasında riskli sektörler olan inşaat ve enerjide en çok riskin YKB ve İş Bankası’nda olduğunu görüldüğünü belirten JP Morgan , her iki bankanın da kreditörleri ile yeniden yapılandırma görüşmeleri yaptığı haberleri çıkan Bereket Enerji’de riskleri bulunduğuna işaret etti.

‘EN KIRILGAN BANKALAR’

Dünya’nın aktardığına göre, ikinci kümedeki bankaların göreceli olarak düşük sermaye tamponları, zayıf kârlılık ve düşük varlık kalitesi ile bir ekonomik yavaşlamaya karşı en kırılgan bankalar olduklarını da savunan JP Morgan , diğer taraftan QNB Finansbank, Türkiye Finans Katılım Bankası ve Kuveyt Finans Katılım Bankası için daha pozitif görüşlere sahip olduklarını vurguladı.

Garanti Bankası için tavsiyesini ‘nötr’e indiren JP Morgan , Akbank için tavsiyesini ‘nötr’den ‘ağırlığını azalt’a çekti. Ziraat Bankası için tavsiyesini ‘ağırlığını artır’dan ‘nötr’e düşüren JP Morgan , YKB için tavsiyesini ise ‘ağırlığını artırdan ‘ağırlığını azalt’a çekti.
JP Morgan, Vakıfbank, Halkbank, TSKB ve İş Bankası için tavsiyelerini de ‘ağırlığını artır’dan ‘ağırlığını azalt’a düşürdü.

QNB Finansbank, Türkiye Finans ve Kuveyt Türk için tavsiyelerini ‘nötr’ olarak devam ettiren JP Morgan , Albaraka Türk için tavsiyesini ise ‘ağırlığını artır’dan ‘ağırlığını azalt’a çekti.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1035825/

Cumhuriyet
22 Temmuz 2018 Pazar

Chatham House’dan Türkiye için korkutan analiz:
Koşar adımlarla ekonomik çöküşe gidiyor

Chatham House’da Türkiye projesini yöneten ve Türkiye’nin iç ve dış politikası konusunda uzman isimlerden Fadi Hakura, Time’da Türkiye’nin ekonomideki son durumuna ve gidişatına ilişkin bir analiz kaleme aldı. Analizde Türkiye için adeta korku filmi gibi bir ekonomik tablo çizildi.

Daha önce Dünya Bankası’nda da çalışan kıdemli uzman, dev şirketlerin dış borçlarını ödeyemez hale gelme ihtimaline dikkat çekerek, “Böyle bir durumda Türkiye mali sisteminde bir krize ve derin ve uzun sürecek bir ekonomik resesyona neden olur” görüşünü dile getiriyor.

Hakura’nın Time’da ” Türkiye koşar adımlarla ekonomik çöküşe gidiyor” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan,Türkiye’deki meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 15 gün sonra anayasanın kendisine verdiği çok geniş yetkilerle yeni bir hükümet atadı. Karar verme ve politika oluşturma süreçlerinin merkezinde ve en önünde kendisinin yer almaya devam etmesine olanak sağlayacak 16 sadık ve yandaş ismi tercih etti.

“Tecrübesiz damadı Berat Albayrak’ı
Maliye ve Hazine bakanı olarak atadı”

En önemlisi, Erdoğan eski başbakan yardımcısı ve Merrill Lynch’in eski Baş Ekonomisti Mehmet Şimşek’i feda ederek, onun yerine tecrübesiz damadı Berat Albayrak’ı Maliye ve Hazine bakanı olarak atadı. Albayrak’ın zaten çok gergin durumdaki finans piyasalarını ve yabancı yatırımcıları yatıştırabilecek yeteneğe sahip olup olmadığı tartışma götürür.

Erdoğan bedeli ne olursa olsun kısa vadeli büyümeye, makroekonomik ve mali istikrar pahasına da olsa öncelik verecek. Buna kontrolden çıkmış bir şekilde artmakta olan iki haneli enflasyonu durdurmak ve bu sene %20’ye yakın değer kaybetmiş Türk Lirasını desteklemek için gerekli olan faiz artışlarından vazgeçmek de dahil. Bu aynı zamanda kesenin ağzını açmak, piyasaları ucuz krediye boğmak ve şaha kalkmış inşaat ve mega alt yapı yatırımlarını desteklemek anlamına da gelecek.

“Merkez Bankası siyasallaştı”

Erdoğan daha önceki vaadini tutarak, Merkez Bankası Başkanı’nı, yardımcılarını ve para politikası kurulu üyelerini dört yıllığına atama yetkisini yayınladığı bir kararnameyle kendi uhdesine aldı. Bir zamanlar saygı duyulan ve bağımsız bir kurum olan Merkez Bankasının siyasallaştırılması süreci bu hamleyle tamamlandı. Söz konusu hamle, Erdoğan’ın para politikası alanında benimsediği yüksek faizin yüksek enflasyona denk olduğu yönündeki alışılmışın dışındaki görüşleriyle de uyumlu.

“Audi tarzı ekonomi , Ferrari tarzı büyüme”

Erdoğan ilerlemeyi aynalı gökdelenler, gösterişli dev altyapı projeleri ve yüksek büyüme rakamlarıyla özdeş görüyor. Türkiye’nin orta boy Audi tarzı ekonomisini, üst segmentteki Ferrari tarzı büyüme oranlarına ulaştırmak için gaza basıyor da basıyor. Oysa her tamircinin bilebileceği gibi, böyle taktiklerin uzun vadede başarılı olma şansı yoktur. Motor sonunda yanar.

Erdoğan, Türkiye’nin zengin ekonomiler ligine atlayabilmesi için büyüme modelinde geniş kapsamlı değişiklikler yapılması gerektiği gerçeğini kabul etmiyor. Bu büyüme modeli, altyapı ve sürdürülebilir özel yatırımlar ve ihracat ile değil, spekülatif para akışlarıyla finanse edilen inşaat ve hükümetin desteklediği altyapı projelerine ve tüketici harcamalarına fazlasıyla bel bağlamış durumda.

Net Sonuç: İş dünyasının döviz cinsinden borçları, 2017 sonu itibariyle rekor kırarak 328 Milyar Dolar’a çıkmıştı. Döviz cinsinden varlıklar düşüldükten sonra da, hala endişe verici 214 Milyar Dolar seviyesindeydi. Dolar ve Euro borç stoğu 2008 yılından bu yana ikiye katlanmıştı ve bu stoğun %80’i yerli bankaların elindeydi. Bu ağır ödemeler dengesi koşulları göz önüne alındığında, Türkiye’nin yabancı varlıkların çıkışını engellemek için, kısa veya orta vadede sermaye kontrolu getirmek zorunda kalacağını düşünmek hiç de uzak bir ihtimal değil. Merkez bankasının 45 Milyar dolar civarındaki uluslararası rezervleri 50 Milyar dolarlık cari açığı bile karşılayabilecek durumda değil.

Liradaki değer kaybı ile finansal yükleri artan bazı büyük Türk şirketlerinin büyük dış borçlarını yeniden yapılandırmak için alacaklılarıyla müzakerelere başlamış olması hiç de şaşırtıcı değil. Büyük Türk şirketlerinin önemli bir bölümü dış borçlarını ödeyemez hale gelirse, bu durum Türkiye ekonomisinin geneline de yansır, kitlesel tüketici paniğine yol açar, uluslararası mali piyasaların güveni sarsılır ve Türkiye mali sisteminde bir krize ve derin ve uzun sürecek bir ekonomik resesyona neden olur.

Erdoğan’ın Milliyetçi müttefiki MHP hükümette yer almayı red ederek elini göstermiş oldu. MHP lideri Devlet Bahçeli, 2001 yılında üç partili koalisyonun ortaklarından biriyken patlamış olan mali krizden dersini almış olmalı. Dolayısıyla bir ekonomik krizin sorumluluğuyla lekelenme riskini almaktansa, dışarıdan etki etmeyi tercih etti.

“Bozulan ekonomi Erdoğan’ın aşil topuğu”

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, dökülenleri umursamadan, nevi şahsına münhasır yönetim yaklaşımını ikiye katlayarak sürdürüyor. Siyasetteki hakimiyeti ne olursa olsun, bozulan ekonomi Erdoğan’ın aşil topuğu ve halen rakipsiz gibi görünen liderliğine yönelik en büyük tehdit.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1034184/

Cumhuriyet
12 Temmuz 2018

Moody’s’ten Merkez Bankası’nın
bağımsızlığı için uyarı

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) etkinliği ve bağımsızlığına yönelik müdahalelerin Türkiye’nin kredi notu için negatif olacağı uyarısında bulundu.

TCMB’nin yönetimine ilişkin yapılan değişikliklerin bankanın para politikasını sıkılaştırma azminin önümüzdeki aylarda zayıflayabileceğine işaret ettiği değerlendirmesinde bulunan Moody’s, ” Merkez Bankası ‘nın Türkiye ekonomisi ve finansal sisteminde büyüyen dengesizlikleri düzeltmedeki rolünün önemi dikkate alındığında bankanın etkinliğine yönelik artan zorluk ve sıkıntılar kredi notuna açık bir şekilde negatif etki yapıyor” ifadelerini kullandı.

” Merkez Bankası ‘na müdahale algısı, yatırımcıların endişelerini artırır”

Moody’s TCMB’nin ve diğer kamu kurumlarının bağımsızlıklarına yönelik girişimlere dair herhangi bir algı oluşmasının, yatırımcıların endişelerinin artmasına yol açacağı uyarısında bulundu.

Moody’s ayrıca, yeni hükümetin hangi ekonomi politikalarını izleyeceğinin şu anda net olmadığını da vurguladı.Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yemin ederek göreve başlamış ve aynı gün damadı da olan eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ‘ı yeni kabinede Hazine ve Maliye Bakanı olarak görevlendirmişti. Uzun süredir Türkiye ekonomisine yön veren bakanlardan Mehmet Şimşek’in yeni kabinede yer almaması da dikkat çeken bir ayrıntı olmuştu.

Albayrak söz verdi, dolar birkaç kuruş sakinledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabineyi açıkladığı Pazartesi akşamı piyasalar yeni kabineye sert tepki vermiş, kararın açıklandığı saatte Türkiye’de piyasalar kapalı olsa da uluslararası piyasalarda ilk bir buçuk saatte Türk lirası yüzde 3’ten fazla değer kaybetmişti.

Belirsizlik Türk Lirası için satış baskısı yaratırken, bu trendin çarşamba gecesi Asya piyasalarında da devam etmesiyle dolar/TL tarihinin en yüksek seviyesini gördü ve 4,97’ye kadar çıktı. Kur, Bakan Albayrak’ın Merkez Bankası’nın yeni dönemde hiç olmadığı kadar ‘etkin’ olacağı ve enflasyonun tek haneye düşürüleceği yönündeki açıklamalarının ardından 4.80’in altına geriledi.

Piyasaların özellikle Erdoğan’ın damadı da olan Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanmasına tepki gösterdiği belirtiliyor.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1024605/

Cumhuriyet
11 Temmuz 2018

Bloomberg’den şok yorum:
Türkiye yatırım yapılamaz hale geldi

Dünyanın saygın ekonomi kanallarından Bloomberg’de yayımlanan “Erdoğan’ın Yeni Hanedanlığı Türkiye’yi yatırım yapılamaz hale getiriyor” başlıklı makalede, Erdoğan küresel yatırımcılara kaçmaları için her sebebi verdi.

Dünyanın önde gelen finans ve ekonomi haber merkezlerinden Bloomberg , Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni kabinesinin Türkiye’yi yatırım yapılamaz hale getirdiğini yazdı.

Bloomberg’ün Avrupa piyasaları uzmanı, otuz yıl bankacılık sektöründe çalışmış Marcus Ashworth’un imzasını taşıyan analiz şöyle:

“Erdoğan maalesef sözünün eri. Seçim kampanyası sırasında para politikasının kontrolünü daha fazla ele alacağına söz verdi ve bunu yapmak için hiç zaman kaybetmedi. Türkiye’nin güvenlik ağındaki son bağları da koparıp attı ve milletini tümüyle yatırım yapılamaz bir hale getirdi.

ŞİMŞEK VE AĞBAL’IN KABİNE DIŞI KALMASI

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Maliye Bakanı Naci Agbal’ın ikisi de görevden ayrıldı. Küresel yatırımcıların görmek istedikleri türden, salim finansal yönetim ve standart ekonomik ilkeleri benimsemiş yetkililerdi. Erdoğan ülke üzerindeki hakimiyetini artırırken yatırımcıların gerginliğini yatıştırmak için çok şey yaptılar. Artık bu rolü yerine getirecek kimse kalmamış gibi görünüyor.

Cumhurbaşkanı, pazartesi günü yaptığı açıklamada, damadı olan Berat Albayrak’ın yeni birleştirilmiş hazine ve maliye bakanlığını yürüteceğini söyledi. Bu, mali konularda sağduyu ve sorumluluğun hüküm süreceğine dair tüm umutları tüketiyor. Erdoğan ayrıca kendisine merkez bankası yöneticisini belirleme yetkisini, ve böylelikle yüksek faiz oranlarının daha hızlı bir enflasyona yol açtığına dair alışılmışın dışındaki görüşlerini sağlamlaştırma imkanını tanıdı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1023232/

This entry was posted in Ekonomi, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *