KOD adı “ABİ” OLDER BROTHER * ABD’de eski bakan Zafer Çağlayan için tutuklama kararı çıkartıldı *** HAK HUKUK ADALET işte bundan gerekli *** SEN YARGIDAN KAÇIRIRSIN EL OĞLUNDA HUKUK İŞLER VE YARGILAR * Ankara’da şok: ABD’de Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı * Evet bu işin başından beri ÇOK PİS KOKULAR vardı ama AKP bu kokulara burnunu kapattı *

09 Eylül 2017 Cumartesi

Ankara’da şok: ABD’de Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı

ABD’de tutuklu bulunan İran asıllı Türk işadamı Rıza Sarraf davasına sanık olarak eklenen eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile üç kişi hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.

Yaklaşık bir buçuk senedir ABD’de tutuklu yargılanan İran asıllı Türk işadamı Rıza Sarraf’ın davasına ek iddianame ile çarşamba günü sanık olarak eklenen eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında ABD’de tutuklama kararı çıkarıldığı bildirildi.

Çağlayan’a ek olarak Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan, aynı bankanın Uluslararası Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan ve Sarraf’ın çalışanı Abdullah Happani hakkında da tutuklama kararı çıktı.

New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’ndan çarşamba günü yapılan açıklamada Çağlayan’ın da aralarında olduğu bu dört isim Sarraf’ın davasına ek iddianame ile sanık olarak eklenmişti.

İddianamede, sanıklara ABD’nin İran’a karşı uyguladığı ambargoyu delmek amacıyla şebeke kurma; ABD’nin finansal sistemini kullanarak İran hükümeti ve başka İranlı kurumlar adına milyonlarca dolar tutarında işlem yapma; bu amaçla ABD yönetimi yetkililerine yalan söyleme; milyonlarca dolarlık yasadışı işlemlerle bağlantılı fonları aklama ve bu işlemlerin asıl niteliğini gizleyerek çeşitli finansal kurumları aldatma suçlamaları yöneltiliyor.

Deutsche Welle’nin haberine göre ayrıca o dönem Ekonomi Bakanı olan Çağlayan’a “nakit ve mücevher olarak on milyonlarca dolarlık rüşvet alma”, “öteki sanıkların bu planı uygulaması için attığı adımları onaylama ve bilinçli olarak planı koruma” suçlamaları da yöneltiliyor.

Yeni iddianame ile Sarraf davasında sanık olarak yargılananların sayısı dokuza çıkmıştı. Bunlardan Sarraf ile Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, ABD’de tutuklu bulunuyor.

“Pis kokular geliyor”

Konuyla ilgili cuma günü İstanbul’da katıldığı bir etkinlikte değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Türkiye’de eski bakanlık yapmış arkadaşımız ve ilgililerle ilgili, vatandaşlarımızla ilgili yapılan bu iddianamelerin hukuki bir tarafı bulunmamaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bunun siyasi bir adım olduğu değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, “ABD’nin bunu gözden geçirmesi gerekir. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor” şeklinde sözlerini sürdürdü.

Türkiye’de 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına adı karışan dört eski bakan Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan oylama ile Yüce Divan’da yargılanmaktan korunmuştu.

Sarraf ise bu soruşturma kapsamında Türkiye’de tutuklanmış, daha sonra serbest kalmıştı. Sarraf, 19 Mart 2016 tarihinden bu yana ABD’de tutuklu yargılanırken, Atilla da 27 Mart 2017 tarihinde tutuklanmıştı.

Cumhuriyet
Erdem Gül
09 Eylül 2017 Cumartesi

‘Çağlayan işin görünen yüzü’

Eski Bakan Zafer Çağlayan’ın ABD’deki Rıza Sarraf davasına dahil edilmesini değerlendiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu yeni gelişme Adalet Bakanı’nın sık sık ABD’ye, Gülen’in iadesi için değil, bu dosya için, Sarraf için gittiğini gösteriyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Çağlayan’ın artık yurtdışına çıkamayacağını da söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni bir iddianame ile eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın ABD’deki Rıza Sarraf davasına dahil edilmesini, “Zafer Çağlayan, bu büyük yolsuzluk olayı ve soruşturmasının sadece görünen yüzüdür. Bu yeni gelişme, Adalet Bakanı’nın sık sık ABD’ye, Fethullah Gülen’in iadesi için değil, bu dosya için Sarraf için gittiğini gösteriyor” diye değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, ABD’deki Sarraf davasında yaşanan Zafer Çağlayan gelişmesini Cumhuriyet’e değerlendirdi:

En büyük yolsuzluk: 17-25 Aralık, Cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluk olayıdır. Bir hükümetin, devleti nasıl soyduğuna hep birlikte ülke olarak tanıklık ettik. O nedenle dönemin bakanı Zafer Çağlayan’ın hazırlanan iddianame ile bu yolsuzluk davasına eklenmesi, olayın sadece görünen yüzüdür.

Yolsuzluk kanıtlıdır: Bu yolsuzluk olayında bir banka genel müdürü ayakkabı kutularında milyon dolarlar istif etmiştir. Yolsuzluk değilse neden bu milyon dolarlar bankada hesapta değil, evinde ayakkabı kutusunun içindedir? Bir bakana 700 bin liralık saat verilmiş ve kanıtlanmıştır. Alınan ve verilen rüşvetlerin tamamı ses kayıtlarıyla, banka hesaplarıyla kanıtlanmıştır. Dönemin Başbakanı’nın telefonda oğluna, “Paraları sıfırladın mı” demesi, hafızalardan silinmemiş ve silinmeyecektir.

Suç ortakları: Bu kadar açık ve net yolsuzluk yapan bakanların, Meclis’te yapılan oylamada iktidar partisinin milletvekillerince Yüce Divan’a gönderilmeyerek, yargılanmaları engellenmiştir. Dosyaları kapatılmıştır. Bu yolsuzluk dosyalarını kapatmak suça ortak olmak demektir. Yolsuzluğu kendileri yaptılar hep birlikte, kendileri kapattılar hep birlikte. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediler.

Yolsuzluğu aklayan ilahiyatçılar: Bu olaylar yaşanırken, süreç içinde beni en şaşırtan olaylardan biri de kendisini ilahiyatçı olarak tanıtan birilerinin bu yolsuzlukları aklayan yazılar yazması oldu. Maalesef hiçbir İslami değerle bağdaşmayan bu yazılar, bizim inanç dünyamızın kara sayfalarını oluşturacaktır.

Bırakın ABD’yi, yurtdışına çıkamazlar: Bu gelişmeler üzerine bizim milletvekillerimiz 17-25 Aralık’ta adı geçen bakanların bir daha ABD’ye gidemeyeceğini haklı olarak söyledi. Artık ABD’ye gidemeyecekleri ortada. Ama bana göre Çağlayan’la ilgili bu gelişmeden sonra bırakın ABD’yi yurtdışına bile çıkamazlar.

Sarraf için ABD’ye gitti: Aslında bu gelişme, Adalet Bakanı’nın ABD’ye sık sık gitme nedenini de ortaya çıkardı. Adalet Bakanı’nın sık sık ABD’ye gitmesinin nedeni 15 Temmuz darbe girişiminin hesabının sorulması için Gülen’in iadesinin sağlanması amacıyla değil, bu dosya içindi, Sarraf içindi. Fethullah’ın istenmesi göstermelikti. Onların gündemi Sarraf dosyasıydı, Sarraf dosyasını kapatmaktı. İçeride Gülen için gidildiği algısı yarattılar ama aslında ABD’den bu dosyanın kapatılmasını istediler. Gündemleri darbeyle hesaplaşmak, FETÖ’nün iadesini sağlayıp hesap sormak değil, kendilerini ilgilendiren Sarraf dosyasıydı. Bütün anlayışları, bakış açıları ve amaçları buydu.

Adalet Yürüyüşü’nün haklılığı: Bütün bu gelişmeler, bizim Adalet Yürüyüşümüzün ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösterdi. Toplumun, ülkenin, insanlarımızın adalete ne kadar ihtiyacı olduğunu bu gelişme de gösterdi. Bu olay da bizdeki adalete susamışlığın tipik bir örneği oldu. Bank Asya’nın önünden geçenler hapiste, bankanın kurulmasına önayak olanlar el üstünde tutuluyor. FETÖ suçlamasıyla çok sayıda güçsüz insan hapiste, sırtı kalın ve parası pulu olan gerçek suçlular dışarıda. Hangi adaletten, hangi ahlaktan, hangi inançtan söz ediyorlar.

Cumhuriyet
Aykut Küçükkaya
07 Eylül 2017 Perşembe

Kod adı Abi… İşte ‘Older brother’ belgesi

ABD’de tutuklu yargılanan Rıza Sarraf davasına ek iddianameyle eski AKP’li bakanlardan Zafer Çağlayan da sanık olarak eklendi. Cumhuriyet’in ulaştığı 53 sayfalık ek iddianamede Çağlayan’ın kod adı, Türkçe ‘Abi’ olarak yazıldı. İddianamede, Çağlayan’ın bakanlığı sırasında Sarraf’tan on milyonlarca dolarlık nakit ve mücevher rüşvet aldığı, İran devleti lehine hizmet sunduğu iddia ediliyor.

ABD’de tutuklu yargılanan İran asıllı işadamı Rıza Sarraf davasına, ek iddianameyle dönemin bakanlarından Zafer Çağlayan’ın dahil edildiği dosyanın önemli ayrıntılarına Cumhuriyet ulaştı. Ek iddianame “53 sayfadan” oluşuyor. Eski bakan hakkında “55 yıla kadar mahkumiyet” isteniyor. Aynı dosyada savcılık Sarraf için 75 yıla kadar hapis talep ediyordu.

Savcılık Çağlayan’ın kod adı olarak “Abi” kullanırken; bunu iddianamede özellikle Türkçe yazdığı görülüyor. Sarraf ve adamlarının “Abi”si olarak kayıtlara geçen Çağlayan’ın kodu Türkçe olarak 53 sayfalık iddianamede tam “24 kez” geçiyor. Dosyada 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması kayıtlarına ek olarak ABD savcılığının elinde “yüzbinlerce e-mail ve onbinlerce telefon tapesinin” bulunduğu ortaya çıkıyor.

Sarraf’la ilgili tüm duruşmaları takip eden tek siyasi isim olan CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan, “ABD yasalarına göre suç işlerken kullanılan ya da suç işleyerek elde edilen malvarlıklarına devletin el koyma hakkı var. Çağlayan’ın milyonlarca dolar rüşvet ve mücevherat aldığı dosyada iddia ediliyor. Yani suçlu bulunursa Türkiye’de Sarraf’tan rüşvet olarak kabul ettiği öngörülen 700.000 TL’lik saat ve 40 bin Euro’luk pianoya da ABD devleti el koyar” dedi.

İddialar ağır…

İddianamenin Zafer Çağlayan ile ilgili bölümlerinde Temmuz 2011-Aralık 2013 tarihleri arasında ekonomi bakanlığı yaparken on milyonlarca dolarlık nakit ve mücevher rüşvet aldığı iddia ediliyor. Ayrıca Çağlayan’ın “İran devleti lehine hizmet sunduğu, kara para aklama sistemini diğer üyelerini belli türde aldatıcı işlemlerde bulunmaya” yönelttiği, diğer üyeler tarafından sistemi uygulamak için atılan adımları onayladığı ve sistemi rakiplerden ve denetlemeden koruduğu ileri sürülüyor. Savcılığın bu yorumu suç ortaklığından öte, Çağlayan’ın “bizzat bu işe liderlik ettiği ve direktiflerle işlere yön verdiği” iddiası iddiamaneye yansıyor.

Atilla savunmuş

Ek dosyalarda yer alan iki tarih ise dikkat çekici. Bu tarihlerden biri 12 Şubat 2013, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasından yaklaşık 10 ay öncesi. ABD Hazine Bakanlığı, bu tarihte Mehmet Hakan Atilla ve diğer Halkbank yöneticilerini uyarıyor. 10 Ekim 2014’te de ABD Hazine Bakanlığı, Mehmet Hakan Atilla ile Sarraf’ın İran yaptırımlarını delme konusunu tekrar gündeme getiriyor. Hakan Atilla, İran yaptırımlarını delmeye yardımcı olmadıklarını ve Sarraf’ın iş yaptığı kişi ve şirketler ile ilgili detaylı risk analizi yaptıklarını ifade ediyor.

‘O saate el koyarlar’

CHP adına Sarraf’la ilgili tüm duruşmaları takip eden Özcan ek iddianameyi şöyle değerlendirdi: “Esastan yargılama 30 Ekim 2017’de başlayacak. Aslında Çağlayan’ın da sanık olarak bu davaya dahil edilmesi bizim için sürpriz olmadı. Geçtiğimiz Mart ayında Savcılık makamı, Sarraf’ın Türkiye ve İran’da üst düzey siyasiler ve bürokratlar tarafından korunup, kollandığını ve bununla ilgili ellerinde çok somut bilgiler olduğunu mahkemede tekrar ifade etmişti. Teknik takibe takılan konuşmalarda Sarraf ve diğerleri Çağlayan’dan ‘abi’ diye bahsediyor. Bir nevi kod ad haline gelmiş. ABD yasalarına göre suç işlerken kullanılan ya da elde edilen malvarlıklarına devletin el koyma hakkı var. Çağlayan’ın milyonlarca dolar rüşvet ve mücevherat aldığı dosyada iddia ediliyor. Suçlu bulunursa Türkiye’de Sarraf’tan rüşvet olarak kabul ettiği öngörülen 700 bin TL’lik saat ve 40 bin Euro’luk pianoya da ABD el koyar.”

Cumhuriyet
08 Eylül 2017

ABD peçeteli belgeye inanmadı,
Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı çıkardı

Washington Hatti’nın yayınladığı belgeye göre, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ile Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan hakkında resmi olarak bir tutuklama kararı Jüri tarafından onaylandı.

Öceki gün New York Güney Bölgesi Savcılığı tarafından yayınlanan yeni iddianame ile birlikte eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ile Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan da iddianameler içine sanık olarak girilmişti. Washington Hatti’nın yayınladığı belgeye göre, sanıklar hakkında resmi olarak tutuklama kararı Jüri tarafından onaylandı.

İşte kararın belgesi:

 

This entry was posted in DÜNYA ÜLKELERİ, DURUM VAZİYETİ, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *