Ulusun çıkarını önde tutan devlet adamları

Ulusun çıkarını önde tutan devlet adamları

CUMHURİYET – DOÇ. DR. MEHMET EMİN ELMACI – 14 Ocak 2023

DEVLETİN DENETLENEBİLMESİ
Tarihçiler için tarihi süreçlerde devlet adamlarının değerli olmasının, önemli bir kriteri vardır. Saltanattan Cumhuriyete kadar en önemli kriter, devlet adamlarının kendi yetkilerinden taviz vererek halk adına, bu yetkilerini halka vermeleri ve kendilerinin ve devletin denetlenebilmesini sağlayacak yasalar çıkarmalarıdır.
Bu nedenlerden dolayı yine tarihçiler için halkın egemenliği için bazı padişahların da değeri vardır. İlk kez yetkilerini “meşveret” usulü ile danışmanlarıyla paylaşan III. Selim, yine yetkilerini 1808’de ayanlarla paylaşan II. Mahmut ve ilk kez yazılı olarak halkının eşitliğini ortaya koyan, halkın can ve mal güvenliğini sağlamayı taahhüt eden ve kendisi ile devletin denetlenebilmesi için önemli kurumlar kuran Abdülmecit bunlardandır.
Kendini ve otoritesini düşünmeyip halkını ve ülkesinin çıkarını düşünmeleri bütün devlet adamlarını önemli kılar. Bunun tam tersi olarak da halka verilen yetkileri geri almaya çalışan, kendi çıkarları için otoritelerini güçlendirmeye çalışarak denetlenebilmelerinin önünü kapayanlar ise halkı değil de kendi çıkarlarını düşünmeleri nedeniyle değerlerini azaltmış olarak görünürler.
ATATÜRK’ÜN BÜYÜKLÜĞÜ
Mustafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğü de işte burada ortaya çıkıyor. Kendisinin liderliğini, tüm hayatı boyunca elde ettiği liderlik özellikleri ve dönemin şartları ortaya çıkarsa da yönetim hakkını, bir hanedanın elinden alıp halka vermesi, çok hem de çok önemlidir.
Atatürk’e saltanat kaldırılırken padişah olması, halifelik kaldırılırken de halife olması önerildi. Hiç düşündünüz mü? Bırakın Cumhuriyetin ilanı ile başlayan devrimi, devrime giden yoldaki saltanatın kaldırılmasını bile gerçekleştirmeyip ülkenin kurtarılması sonrası eski sisteme aynı şekilde devam etseydi ne durumda olurduk?
Yani Atatürk, halkını değil de kendi çıkarını düşünseydi ne olurdu?
Cevabı aslında çok basit.
Atatürk önderliğinde başlayan Türk Devrimi, Osmanlı Devleti’nden Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ayrılan Ortadoğu bölgesindeki devletlerin hiçbirisinde gerçekleşemedi. Türk Devrimi, sadece bugünkü Türkiye Cumhuriyeti topraklarında, o da sürekli kendisine karşı bir gruba rağmen geçerli oldu. Bu nedenle sadece Türk Devrimi’ni yaşamamış ve Osmanlı’dan ayrılmış devletleri düşünürseniz sorunun yanıtını bulacaksınız.
Sonuç olarak seçimlerin neden öne çekilmek istendiğinin halka çok iyi anlatılması ve bunun da halkın çıkarına olduğunun gösterilmesi gerektiği apaçık ortadadır.
This entry was posted in ATATURK, CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *