TARİHİN DERİNLİKLERİNDEN * TÜRKLER LEYLEK Mİ?

Arhavi’deki Demirkapı Yaylası’nda 15 bin yıla kadar tarihlenen kaya resimleri keşfeden arkeolog Oktay Hacıoğlu, bu kez yakın bir bölgedeki Savangin Mağarası’nda Ön Türklerin kullandığı tamga yazısı benzeri piktogram (resim yazı) buldu.
Arkeolog Oktay Hacıoğlu geçtiğimiz hafta VATAN’ın duyurduğu Türk tarihini değiştirecek bir keşfe imza atarak, Artvin Arhavi’deki 2 bin 600 metre rakımlı Demirkapı Yaylasında en erkeni 5 bin, en geç olanı 15 bin yıllık olabilecek Ön Türkler’in kullandığı resimlere benzeyen kaya resimleri keşfetmişti. Aynı bölgede çalışmalarını yoğunlaştıran Hacıoğlu bu kez Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı Alanbaşı Köyü Savangin mezrasında bulunan tarih öncesi (prehistorik) döneme ait doğal mağarada yine Ön Türklere ait olma ihtimali yüksek piktogram (sembollerle ifade edilen resim yazı) buldu.
http://www.ilkerakgungor.com/turklerin-anadoludaki-en-eski-izleri

Yilmaz Karahan – 03.01.2020

TÜRKLER LEYLEK Mİ?


Türklerin yaşayış şekli hakkında Batılı bilim adamlarının uygun gördüğü “Göçebe” ve “Konar Göçer” tanımlarını ne yazık ki bizim akademisyenlerin çoğu da kullanıyor!
Bu iki tanım da, sosyal ve siyasi gerçeklikten uzak olduğu gibi bir aşağılama ifadesidir.
Göçebeler uygarlık yaratamaz. Göçebeler kapalı toplumdur. Göçebeler sürekli yer değiştirdiklerinden devleti de olmaz. Gittikleri yerin yönetimini kabullenirler. Çingeneler buna bir örnektir.
Konar Göçerlik ise, belirli bir süre bölgede kalıp yer değiştirmedir. Türklerin yaz mevsiminde yaylaya çıkması, kış mevsiminde ovaya inmesi konar göçerlik olarak izah edilemez. Çünkü bu hareket iktisadi yönden güçlenmek için yapılmıştır. Hayvancılıkla geçinen bazı Türk boyları yaylak ve kışlaklar da konaklıyorsa bu husus tüm Türklük Alemini bağlamaz.
Uygarlık tarihinde ilk kentleri kuranlar Türklerdir.
Yazıyı icat eden Türklerdir.
Demir, altın ve gümüş işlemeciliğinde sanat eseri yaratan Türklerdir.
Tarım alanlarının sulanması için mühendislik harikası kanallar yapanlar Türklerdir.
Türklerde “Ata Kültürü” etkin olduğundan mezarlarını kurgan şeklinde yapıp, balballar dikmişlerdir. Türkler atalarına sadık olduğu için kurganları belirli zamanlarda ziyaret etmişler, adak yapmışlardır. Göçebe insan kurgan yapmaz. Yapsa da, kurganı bir daha saygı olsun diye ziyaret edemez.
Bu yaşayış tarzı ancak yerleşik düzende olur.
Türklerin yaratılıştan gelen fetih gücü ve Oğuz Kağan’ın “Güneş Tuğumuz, Gök Otağımız” buyruğu ile göstermiş olduğu ülküsünden dolayı yeni yurtlar edinmiştir. Edinmiş olduğu yurtları da belirli zaman sonra terk etmemiştir. Terk etmediği için emperyalist de değildir.
Türkler tarihte elbette göç etmiştir. Ancak bu göçler siyasi zorlamalar ve iklim koşullarından dolayı gerçekleşmiştir.
Batılıların Türkleri Avrupa’dan ve Anadolu’dan ilk göç ettikleri yer olarak gösterdikleri Asya steplerine kovmaları için “Şark Meselesi” planlarının söylemde “göçebe” kelimesini bilimsel olarak öne sürdükleri ve inandırdıkları hayali bir aldatmacadır.
Atatürk tüm bu provokatif tarih tezlerine karşılık şu söylemi ile cevap vermiştir.
“Bu memleket dünyanın beklediği, asla unutamadığı bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir. Beşiği rüzgarlar salladı beşikteki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın yıldırımlarından, şimşeklerinden, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası olarak tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Atatürk “Anadolu en aşağı 7000 yıllık bir Türk Beşiğidir” diyor.
Göçebe toplumların 7 bin yıllık yurdu olur mu?
Türkler leylek değil ki konsun, göçsün!
Türkler insanlığın efendisi, uygarlığın mimarıdır.
This entry was posted in Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *