ONUR ÜZERİNE; İKİ KOMUTAN BİR MADALYA

Naci Kaptan – 23 Kasım 2022

Değerli okur,

Gazi Mustafa Kemal Paşanın Kurtuluş savaşında yeniden teşkilatlandırarak kurmuş olduğu Türk Ordusunun askerleri, şerefli, onurlu, liyakatlı, vatansever askerlerden oluşuyordu. Düşmana baş eğmeyen…

Türk Ordusunun, liyakatlı komutanlarının, subaylarının, askerlerin  genlerinde bin yıl öteden gelen asalet vardır. Gerek olduğunda Çanakkale’de olduğu gibi karşılıklı siperlerde birbirleri ile ölümüne savaşan 2 siper arasında yaralanarak yere düşmüş olan Anzak askeri acı içinde kıvranırken, Türk askerinin siperinden bir sopa ucuna takılmış rengi dönmüş bir beyaz mendile sallayarak yerdeki askere cesurca yürüyerek yerde yatan ve az önce kendisine kurşun sıkan düşman askerini kucaklayarak Anzak siperine taşıyan Türk askeri onurunu, gururunu, asaletini, insanlığını  her daim muhafaza eder. Ama pirinç çuvalinda bile kırık taşlar her zaman çıkar.
Bir de sanki Gazi Mustafa kemal Paşanın askeri gibi davranarak, komutanlarını yanıltan, karakterini saklayan, rütbe alan, Ata’nın aydınlanma devrimlerini yok sayan, Laik demokratik cumhuriyeti, kendi ordusunu, askerini kollamak yerine siyasal islamcılarla birlikte cephe tutan, ordusunun işleyiş kuramını ve kurallarını bozan, hiyerarşiyi yok eden komutan/lar da vardır!!!
İş bu tür komutan/lar emrinde bulunan askerlere haince pusu kurarak esir alan yabancı komutandan madalya almıştır. Tuzak kurularak esir alınmış askerlerimizin başına çuval geçirten Amerika’lı  bir komutan önünde madalya takılması için boyun eğen, madalya alan emperyaller ile birlikte cephe tutan  böylesi komutanlar da vardır.
Ama üzülmeyiniz, konumuz sadece bu tür komutan/lar değil, bir de Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kurucu ruhuyla davranan gerçek komutanlar da vardır. Konumuz, birbirinden çok aykırı duruşu, liyakatı, yurtseverliği , askerlik onuru çok ama çok farklı  olan iki ayrı komutandır.
Olay şöyle gelişti;

İKİ KOMUTAN BİR MADALYA

TARİH; 2017’nin 10 Mayıs’ı
YER; Adana, İncirlik üssü
Adana İncirlik Üssü’nde ‘Koalisyon’ güçlerinin karargahında düzenlenen veda ve madalya töreninde ABD’li Albay Kevin Leahy, Özel Kuvvetler’de görevli Albay Orkun Özeller’i madalya vermek için sahneye davet etti. Albay Özeller, Amerikalı komutan tarafından, “IŞİD’le mücadelede gösterdiği üstün başarılardan dolayı madalya ve beratla ödüllendirilecekti.
Albay Orkun sahneye çıktı ve şu konuşmayı yaptı;
Kendisine üstün başarılarından dolayı verilen madalya, berat ve ödülü kabul edemeyeceğini söyleyerek devam etti Amerikalıların yüzüne şunları söyledi:;
“Sizleri yaralamak ve üzmek istemem. Fakat bu madalyayı kabul etmem mümkün değildir. Çünkü bu madalyayı verenler benim düşmanım olan YPG ile işbirliği içindedir. ‘Onurum‘ bu madalyayı kabul etmeme müsaade etmemektedir”
Amerikalıları buz kesti, Dondular kaldılar. Toplantıya katılan askerlerimiz Albay Orkun’u saygı ve sevgiyle alkışladılar. Orkun Albay Amerikalılara bir ders vermişti . https://nacikaptan.com/?p=103193

Şimdi gelelim diğer madalya hikayesine. Bu kez olayın kahramanı bir süre sonra Gen.Kur.Başkanı olacak olan zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar’dır. Olayın bu bölümünü değerli gazeteci Müyesser Yıldız anlatacak;
ABD Ocak 2015’te, henüz Kara Kuvvetleri Komutanı iken Hulusi Akar’a “Liyakat lejyonu madalyası” vermişti. Her ne kadar kendisi “Doğru değil” dese ve madalyanın “paldır küldür” verildiğini söylese de; madalyayı veren, Süleymaniye’de askerimizin başına çuval geçirilmesinden sorumlu olan Odierno’ydu. Buna ilişkin ABD Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Akar’a madalya gerekçelerinden birisi şöyle ifade edilmişti:
“Suriye konusundaki tutumu ve Türkiye ile ABD askeri kuvvetlerinin işbirliğine katkılarından dolayı”
“Irak’ın işgâlinde önemli rol oynayan ve burada işkenceleriyle ünlü Ebu Greyb Cezaevi’nin mimarı olan ABD’li Komutan Raymond Odierno 2021 Ekim’inde öldü . Odierno sadece Irak’ın işgâline değil, Kara Kuvvetleri Komutanı’yken Suriye’nin karıştırılmasına da öncülük yaptı, muhaliflerin eğit-donat” programlarını planladı.
Ülkemizde nefretle tanınmasının sebebi ise bunlardan evvel “çuvalcı general” diye bilinmesiydi. 2003’te Irak’ın işgâlini öngören 1 Mart tezkeresinin TBMM’de kabul edilmemesinin ardından, TSK’nın kumpaslarla “kafeslenmesinin” miladı olan, Süleymaniye’deki askerlerimizin başına çuval geçirilerek, gözaltına alınması emrini veren oydu. Ancak Odierno’nun “çuvalcı” olduğuna inanmayanlar da vardı.
“Çuval Geçiren Bu Değil” Diyen Kimdi?
Ne demek istiyoruz; TBMM’de 3 yıl önce, 17 Aralık 2018’de Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında yaşanan tartışmaya gidelim.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “1972 yılında orduya girdiğinde, ordunun tüm askerî öğrencilerinin hayali gibi, bir gün Genelkurmay başkanı olmak isteyen birisine 2015 yılında bu hayal nasip oldu. Ancak bu Genelkurmay Başkanı, şimdiki Bakanımız bugün bazı eleştirilere muhatap olacak. Mademki üniformayı çıkardı, mademki siyasileşti, mademki bir siyasi partiye hem de istifa etmeksizin girdi, bazı eleştirilere muhatap olacak.” diye söze başlayıp, önce Hulusi Akar’ın Balyoz kumpası dönemindeki tavrını gündeme getirdi. Ardından özetle şunları söyledi:
“TSK’nın atama ve terfi düzeninin tamamen FETÖ’nün eline geçtiği 2013; ki kanıtımız şudur: O YAŞ’ta beklenen, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu’dur, ama tüm beklentilerin ve teamüllerin aksine, şimdiki Millî Savunma Bakanı atanacaktır. ABD’nin aleni bir şekilde YPG’ye silah vermeye başlamasından birkaç ay sonra, 2003 yılında Mehmetçik’in kafasına Süleymaniye’de çuval geçiren Odierno’dan bugünkü Millî Savunma Bakanımız üstün liyakat lejyonu madalyasını almıştır. Bu, Mehmetçik’in kafasına çuval geçiren Amerikalı  komutandan, o çuval olayından yıllar sonra ve YPG’ye silah sevkiyatı başladıktan haftalar sonra…”
Özel’in başka eleştirileri de oldu. AKP ve CHP’liler arasında sert tartışmalar yaşanınca, oturuma ara verildi. Sonrasında bu eleştirileri cevaplamak üzere söz alan Bakan Akar, “Tamamen önceden hazırlandığı belli olan, şahsiyet yapılan bu konuşmayı başlangıçta kınıyorum, sonunda kınıyorum, ortasında kınıyorum.”  dedikten sonra “çuvalcı generalden madalya aldığı” suçlamasına şu karşılığı verdi:
“Önemli bir husus, bu madalya meselesi, dillere dolandı bu. Arkadaşlar, sayın milletvekilleri, bilmeyenler, lütfen açın, internete bakın, bu bir adet gibi, bu bir gelenek gibi, bu bir -efendime söyleyeyim- usul gibi olmuş, Amerika’ya varıldığında madalya almayan yok, bunun bir anlamı da yok. Gittik oraya, paldır küldür verdiler. Ne talebimiz var, ne şeyimiz var.”
Bunun üzerine şu diyaloglar yaşandı:
Özgür Özel: Askerin kafasına çuval geçiren adamdan, biliyor muydunuz?
Akar: Bir dakika, onu da söyleyeyim. Ben bunu… Şimdi, oradaki Odierno’yu korumuyorum; fakat bilginizi tazeleyin, çuval geçiren bu değil.
Özel: Bu, bu, bu!
Akar: Hayır, değil yahu!
Özel: Bu, bu.
Akar: Allah, Allah! Değil!
Özel: Bu, her yerde var, bu. Vallahi, billahi bu ya!
Sonrasını biliyorsunuz; Erdoğan, Özel’e, “Milli Savunma Bakanımıza yapılan hakaretler yenilir yutulur hakaretler değildir. Bunlara gerekli dersleri yargıda vermek zorundayız. Bunlar ancak o dilden anlarlar. Önce tazminat, ardından ceza.” sözleriyle tepki gösterdi.
Akar da bazı televizyon konuşmaları ve TBMM’deki bu eleştirilerinden dolayı, “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret, iftira ve Türk Milleti’ni, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama” iddiasıyla, Özel hakkında suç duyurusunda bulunup 500 bin liralık tazminat davası açtı.
Sözkonusu davada, 221 emekli subayın “Akar aleyhinde tanıklık” için başvurduğunu kaydedip, “çuvalcı general” Odeirno’nun, o vakitler Kara Kuvvetleri Komutanı olan Akar’a madalya takmasının hikmet-i sebebini hatırlatalım.
ABD Genelkurmay Başkanlığı, Akar’a madalyanın, “Türk Kara Kuvvetleri’nin başarılı bir şekilde yeniden yapılandırmasını sağladığı, Türk ve Amerikan kuvvetleri arasında bir koordinasyon oluşturduğu, Suriye konusunda sergilediği tutum, Türk ve Amerikan özel kuvvetleri arasında daha geniş bir işbirliği geliştirilmesine katkı sunduğu için verildiğini” açıkladı.
O günlerde Al Jazeera, madalya konusunu Genelkurmay’a da sordu; ancak Genelkurmay İletişim Başkanlığı, ayrıntılı bilgi verilmeyeceğini bildirdi.
O Zamanki Özel Kalem Müdürü Neler Anlattı?
Çuvalcı generalden madalya alma meselesi, darbe davalarında da gündeme geldi.
Örneğin, 15 Temmuz döneminde Genelkurmay Başkanı Akar’ın Özel Kalem Müdürü olan Ramazan Gözel, 10 Nisan 2019’da esas hakkında mütalaaya karşı yaptığı savunmasında; son 3 yılı Akar’la olmak üzere 2011’den itibaren yaşadığı, bildiği ve o zamanlar anlamlandıramadığı gerçekleri anlatacağını belirtip,  “Amacım, Hulusi Akar’ın şahsını hedef almak değil, 15 Temmuz’un, Hulusi Akar’ın anlaşılmasını sağlamaktır. Devletin itibarını korumaya dikkat edeceğim. Çünkü bu şahıslar gidici, makamlar bakidir.” dedikten sonra şu iddialarda bulundu:
“5 Şubat 2014’te Odierno ziyaret etmek istedi, Hulusi Akar ‘evet’ dedi. İlk ziyarete gelen yabancı mevkidaşı oydu. O zaman madalya konusu yoktu. Buna rağmen Odierno’ya büyük tepki vardı. Tepkileri azaltmak için Necdet Özel’i ikna edip, kandırmak demek istemiyorum, sorumluluğu paylaşmak adına onunla görüşmesini sağladı. Biz Kuvvet olarak görüşmeleri basına vermeyiz, Genelkurmay paylaşır. Çuvalcı General Akar’ı ziyaret ediyor; ama haberi yapılan Necdet Özel. Bunun anlamı var mı? Hulusi Akar açısından elbette var. Hulusi Akar doğruları söylemiyor, herkesi kandırmaya devam ediyor. Onun için çuvalcı olayını anlatıyorum. Dillere dolanan madalya olayına gelelim. Bu olayda gelen tepkileri azaltmak için yapılan çalışmalarda ben de yer aldım. Ziyaret öncesinde Kuvvet Karargâhı ilgilileri, ‘Odierno’ya bu dönemde gitmeyin, zamana yayalım’ dedi. Dinlemedi, ısrarla gitti. Mesela bundan önce Işık Koşaner Kuvvet Komutanı iken Amerika’ya davet edilmişti. 6-7 ay sonra Genelkurmay Başkanı olacaktı. Karargah, ‘Gitmeyin, icazet alma anlamına gelir’ dedi; ortak aklı dinledi, gitmedi. Madalya olayına dönersek; Meclis’te, ‘Herkese veriliyor, bize de paldır küldür verildi.’ dedi. Böyle paldır küldür olmaz. Genelkurmay’a bildirilir. Onay verilirse alınır, bu işler de gitmeden ayarlanır. ABD’ye gitmeden önce 2 gün İstanbul’da kaldı. ABD’liler madalya vereceklerini söyledi. Özel’e arz ettirdi. Ayak basmadan önce tören alanı vs. hepsi biliniyordu. Bize, ‘NATO’cu ABD’ci’ diyenler, ABD’nin madalya veriş gerekçelerine baksınlar. Herkese veriyorlarsa Necdet Özel, Işık Koşaner aldı mı? Çok büyük tepki geldi, bu kadarı beklenmiyordu. ‘Nasıl savunacağız?’ diye düşünüyoruz. Şöyle bir şey oldu, Özel Kalemi, ‘Bu olay sizi mezara kadar takip edecek, eleştirilere alışmanız lazım.’ dedi.”
Gözel’in işaret ettiği 5 Şubat 2014’teki açıklamalara baktığımızda ne görüyoruz? Gerçekten de Odierno’nun, sadece dönemin Genelkurmay Başkanı Özel’le görüştüğüne ilişkin, “Necdet Özel Çuvalcı Generali Kabul Etti” başlıklı haberleri.
Yani daha 2014’te, Odierno’nun “çuvalcı general” olduğu vurgulanmışken, Akar 4 yıl sonra TBMM’de, “Allah, Allah, çuvalı geçiren bu değil.” demişti. Bilmiyorsa da, bildiği halde böyle söylediyse de vahim bir durumdu!..
Sonuç?
Odeirno’nun ölüm haberini iktidar medyası bile “Çuvalcı general kanserden öldü” manşetiyle duyurarak, bir anlamda Akar’ı yalanlamış olmadı mı?
TBMM’de 2022 bütçe maratonu başlıyor. Savunma Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında belki bu konu yine tartışılır diye hatırlatalım istedik.
Ez cümle; Odierno’yu hiç, ama hiç iyi bilmeyiz… Ve dahi Odierno-çuval-madalya denklemini çözemezsek, TSK’nın kafeslenip “yeniden yapılandırılmasını” da Kerkük ve Suriye’deki durumumuzu da anlayamayız!..

Müyesser YILDIZ – 18 Ekim 2021 – Askerlerimizin Başına Çuvalı Onun Geçirdiğine İnanmayan Var Mı?

Naci Kaptan – 23 Kasım 2022
This entry was posted in İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, TSK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

2 Responses to ONUR ÜZERİNE; İKİ KOMUTAN BİR MADALYA

  1. Emin says:

    Çok önemli yazı…ellerinize sağlık…Emperyalizm den madalya alanlardan biri olan SN.Akar…neredeyse inkar etmeyi tercih etmiş.kendisini kutluyorum..! !Cumhuriyetin kuruluşundan sonra hafızam yanıltmıyorsa düzeltebilirsiniz.Fransız devletinin İsmet İnönü’ye diz bağı nışanı verilmesi istenmiş ,bunu öğrenen kurucu liderimiz Atatürk ,ün tepkisi sert olmuştur.Madalyayı reddeden onurlu subayımızın alnından öpüyorum.sayğılarla.

  2. Emin says:

    Not…Düzeltme….İNGİLTERE nin Diz başı madalyası İnönü,ye verilmek istenmiştir.Fransa değildir.teşekkürler.

Leave a Reply to Emin Cancel reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *