Hilafet bayrağı değilmiş ha! * Abdülhamit Han meftunu, Vahdettin âşığı, şeriat yoldaşı, Cumhuriyet ve devrimlerinin yeminli düşmanı bir iktidarın yönettiği bir ülkede her demokrat, her laik kişi, her cumhuriyetçi alıngan ve direngen olmak zorundadadır

CUMHURİYET – Özdemir İnce – 16.01.2024

Hilafet bayrağı değilmiş ha!


Son zamanlarda “hilafet isterükçü” şamatalarda çok vahim bir hata yapılıyormuş da bizim haberimiz yokmuş! Çok ayıp! Bu feci hatayı Hürriyet gazetesinin dini bütün yazıcısı Ahmet Hakan, 3 Ocak 2024 tarihli köşesinde ve “Aklı karışıklar için kılavuz” başlığı altında biz cahilleri uyarıyor. Ne de olsa imam hatip mezunu. Kendisine teşekkür edelim:
[Olaylar şöyle gelişti: Galata Köprüsü’nde “Şehitler ve Filistin Yürüyüşü”ne katılan bir vatandaş, eylem alanından ayrıldıktan sonra bir şahsın saldırısına uğradı. Saldırıya uğrayan vatandaşın elinde üzerinde “kelimei tevhit” yazan bir bayrak vardı. Bu bayrağın “hilafet bayrağı” olduğunu öne sürenler oldu. Bunun üzerinden büyük bir tartışma doğdu. İçinde hilafet, bayrak, yumruk, tutuklama, eline sağlık gibi sözlerin bolca geçtiği muazzam bir tartışma. Bugün yazı günüm olmamasına rağmen ben de bu konuya bir kılavuzla girmek istedim.
– Hilafet bayrağı: Böyle bir bayrak yoktur. Tarihte de yoktur, bugün de yoktur. Üzerinde “kelimei tevhit” yazan bayrağı hilafet bayrağı sanmak cehalettir. Bunun üzerinden siyasi analiz yapmak ise kallavi bir cehalettir.
– Kelimei tevhit: “Hilafet bayrağı” denilen şey, üzerinde “kelimei tevhit” yazan bir bayraktır. “Kelimei tevhit” ise “Allah’tan başka ilah yoktur” demektir. İmana, İslama giriş sözüdür.
– Gazze yürüyüşü: 1 Ocak günü sabah saatlerinde Galata Köprüsü’nde yapılan yürüyüşte hilafet çağrısı yapılmamıştır. O yürüyüşte iki konu gündeme getirilmiştir: PKK terörü ve İsrail terörü. Hilafet kelimesinin “h”si bile geçmemiştir o yürüyüşte.]
Sözcü (3.1.2024) yazarı Soner Yalçın da aynı kaygı ile yazıyor ve “Her Arapça yazıyı, sembolü görünce aklınıza irtica gelmesin! Müslüman kimliğine bu kadar yabancılaşmayın” diyor! Der, desin! Ama Türkiye’de Müslümanlarda bile “Müslüman kimliği” yoktur. Olmasa iyi olur! Yoksa Araplaşır! Soner Yalçın kardeşimiz yazısını bir kez daha düşünmeli. Konumuz o değil, Ahmet Hakan…
Ahmet Hakan’dan sözcüklerin ve dilsel imlerin (işaretlerin) anlam koşul ve boyutlarını bilmesini isteyemeyiz. İslamcıların yaptığı bir gösteride taşınan her türlü tabela anlamını, Arap yazısını ve dilini bilmeyen biri için, gösterinin konusu belirler ve sınırlandırır. Bayrağın üzerindeki yazı ister “kelimei tevhit” ister “kelimei tefrik”, ister “kelimei aşkı ilahi” olsun hepsine “hilafet” ve “halifelik” bağlamında anlam yüklenir. İsterse “Kahrolsun istibdat!” yazsın !
Bu konuda yapılan eleştirilerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Türkiye’de bir Cumhuriyet çocuğu, bir Türk çocuğu için Arapça ve Arap harfleriyle yazılan dükkân tabelaları bile küfürdür. Böyle bir inceliği Ahmet Hakan’dan beklemek saflık olur.
Abdülhamit Han meftunu, Vahdettin âşığı, şeriat yoldaşı, Cumhuriyet ve devrimlerinin yeminli düşmanı bir iktidarın yönettiği bir ülkede her demokrat, her laik kişi, her cumhuriyetçi alıngan ve direngen olmak zorundadır. Ahmet Hakan’ın ya da Hakan Ahmet namlı birinin böyle bir ruh haline ve düşünce yapısına sahip olmasını istemek hakkına sahip değiliz. Ama bu zat hilafet temalı bir gösteride, kimsenin bilmek zorunda olmadığı Arapça ve Arap harfleriyle yazılmış bir “kelimei tevhit” bayrağı taşırsa bunun dilsel gösterileni “Yaşasın hilafet”“Kahrolsun laiklik” ve “Kahrolsun Cumhuriyet”tir. Dilbilimde her gösteren karşıt anlamını da gösterir. Yani “Yaşasın Cumhuriyet” aynı zamanda “Kahrolsun padişahlık”“Yaşasın demokrasi” de “Kahrolsun istibdat” anlamına gelir.
Örneğin Ahmet Hakangiller “kelimei tevhit” anlamına gelen “Allah’ın varlığına, tekliğine, tüm yetkin niteliklerin kendisinde toplandığına, eşi ve benzeri bulunmadığına inanıyorum” şeklinde Türkçe ve Türk harfleriyle yazılmış bir bayrak ya da tabela taşırsa, hiç kimse onlara kızmak ve müdahalede bulunmak hakkına sahip değildir. Bilmem anlatabildim mi?! Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysanız, ümmetçiliği Türklükten üstün görmüyorsanız, vaziyetin durumu da durumun vaziyeti de bundan ibarettir efendim! Bizden söylemesi… Gerisi lafügüzaf!..
This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *