EĞİTİM(sizlik) * Kız çocukları bahane, amaç başka

Kız çocukları bahane, amaç başka

T24 – Mehmet Y. Yılmaz – 18 Temmuz 2023

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kız çocuklarını okula göndermeyen velileri ikna edebilmek amacıyla “gerekirse kız okulları açabilmeliyiz” dedi. Kız çocuklarının okullaşmasını teşvik etmenin yanlış bir tarafı elbette yok.
Kız çocukları okuyabildikleri kadar okuyabilsinler ki içine doğdukları ortama medeniyet getirebilecek bilgiye ve mesleklere sahip olabilsinler.
İktidar koalisyonunun ortaklarından BBP Genel Başkanı, Bakan’a destek verenlerden biri. “Küçük ortak” olduğundan el yükseltmekte sakınca görmemiş: “Japonya’daki gibi kadın üniversiteleri açmalıyız. Şehir hastanelerinden başlayarak en az bir hastane sadece kadınlara tahsis edilmeli” diyor.
O hastane ve üniversitelerde erkek hocalar ve hekimler, sağlık görevlileri çalışabilecek mi, buna değinmemiş nedense.
İktidar koalisyonunun diğer ortaklarının da kadın – erkek karışık eğitimden çok hazzetmediklerini, hatta kadınlar ile erkeklerin sosyal ortamlarda bir arada olması fikri ile barışık olmadıklarını biliyoruz.
Hüda Par’ın, Yeniden Refah’ın, BBP’nin bu konudaki görüşlerini zaten sakladıkları yok.
AKP içinde de aynı şekilde düşünenlerin sayısının küçümsenmeyecek kadar çok olduğundan kuşku duymamız için bir neden yok. Muhtemelen MHP içinde de benzer zihniyette insanlar var.
Tarikatlar tarafından kurulmuş dernek ve vakıfların, iktidarın en gözde dernek ve vakıflarıyla bu amaçla el ele vererek Türkiye çapında “yasakçılığa” soyundukları da artık sır değil.
Festivalleri, konserleri, tiyatro oyunlarını, devletin kaymakamlarını ve valilerini de arkalarına alarak yasaklatmak istediklerini, belli bir yaşam biçimini dayatmak üzere bilinçli olarak hareket ettiklerini görüyoruz.
Ulaşmak istedikleri “menzil – i maksut” kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tek tip bir yaşam biçimini topluma dayatmak. Bu yaşam biçiminde temel hedef kadınlar ile erkeklerin alanını birbirinden kesin çizgilerle ayırmak.
Milli Eğitim Bakanı’nın aklına gelen türden şeytanlıklar da bunun bir parçası. Milli Eğitim Bakanı bilmiyor mu ki bugünkü şartlarda bile kız çocuğunu okula yollamayan zihniyet, sadece kızların devam edebildiği okullar açıldı diye çocuklarını okula yollamaz.
Türkiye’de şu anda yatılısı gündüzlüsü, sayısını kimsenin bilmeyeceği kadar çok kuran kursu var. Diyanet’in açtıklarını bir yana bırakın, hangi tarikatın hangi merdiven altında kurs açıp, kızları eğittiğini kimse bilmiyor.
Ağır bir dini taassup içinde yaşayan ve kızlarını normal okullara göndermeyen insanlar kızlarını zaten oralara yolluyorlar, yaşı 14 – 15’e gelip “akıl baliğ olduğunda” da evlendirmek istiyorlar.
Çocuk yaştaki kızların evlendirilmelerinin yolunu açacak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme gibi kararların amacı da bu değil miydi zaten?
Milli Eğitim Bakanı, “zorunlu eğitim” kuralına rağmen çocuklarını okula göndermeyenlerin hangi zihniyetteki insanlar olduğunu bizlerden daha iyi biliyor olmalı.
Bu insanları bahane ederek, karma eğitimi hedefe koymasındaki niyet seküler yaşam biçimini hedefe koymak.
Dertleri bu.
NOT: “Kadın üniversitesi” hevesi Erdoğan’ın 4 yıl önce G 20 zirvesine katılmak için gittiği Japonya’da ortaya çıkmıştı. Mukogawa Kadın Üniversitesi kendisine fahri doktora verdiğinde böyle bir şeyin farkına varmış, o heyecanla konuşmuştu: Biz de yapacağız!
1900’lerin başında kadınların toplumsal yaşama daha çok katılabilmelerinin yolunu açmak için kurulan üniversiteler bunlar. Bizdeki kız enstitüleri, kız liseleri ve olgunlaşma enstitüleri gibi!
Erdoğan o zaman öyle söyledi ama bu üniversitelerin eğitim programlarına baksaydı, ödü kopardı, o da ayrı bir mesele!
This entry was posted in EĞİTİM, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *