Anayasalar yapboz değildir

Anayasalar yapboz değildir

CUMHURİYET – Halit PAYZA – 07 Temmuz 2023 Cuma

Çağdaş anayasalar egemenlik haklarının kullanımını belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Bu bakımdan devletin temel örgütsel yapısı, kurumları ve bu kurumlarının işleyişleri, temel hakların, özgürlüklerin sınırları anayasalarla belirlenir. Devletin niteliği anayasasının işlerliği ve çağdaşlığıyla ilgilidir.
Anayasalar toplumların egemenlik hakkının ve bunun hangi koşullar altında devlet tarafından kullanılabileceğinin belirlendiği ana ilkeleri gözetmek durumundadır. Bu ilkelerin başında temel hak ve özgürlükler, topluma karşı yükümlülükler, kuvvetler ayrılığı gelir. Kuvvetler ayrılılığının yok sayılması, anayasaların kâğıt üzerinde kalması demektir.
Çağdaş anayasacılığın tarihini 18. yüzyıldan başlatmak mümkündür. Yükselen burjuvazi sahip olduğu hakları güvenceye alabilmek için tek adam olan kralın gücünü sınırlayacak, hak ve özgürlükleri güvenceye alacak düşünce ve düşünceyi gerçekleştirebilecek eylemler içinde yerini alır, mutlak gücü sınırlamak için yazılı ana metinler oluşturur. Bu metinler süreç içerisinde gelişir ve zenginleşir. MÖ 24. yüzyılda Lagaş Kralı Urukagina’nın emirnamesi ile başlayan süreç, Hammurabi Kanunları, Solon Anayasası, Roma hukukunun temel kaynağı olan 12 Levha Kanunları, 1215’te kabul edilen ve ilk kez kralın yetkilerinin sınırlandığı Magna Carta, 1628 Haklar Dilekçesi, 1689 Haklar Beyannamesi, 1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirisi, 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile anayasalcı düzenin ilkeleri ortaya konmaya başlanır.
Osmanlı’da da durum biraz karışıktır. 1808 tarihli Sened-i İttifak tam bir anayasal metin olarak kabul edilmemesine karşın, Tanzimat sürecindeki beyannameler ve fermanlarla birlikte anayasalaşmaya giden yolun başlangıcı olarak düşünülebilir. Birinci Meşrutiyet’le birlikte 1876’da kabul edilen Kanun-ı Esasi padişaha geniş yetkiler tanır ve 1878’de II. Abdülhamit tarafından askıya alınır. İttihatçıların başkaldırısıyla ancak 1908’de İkinci Meşrutiyet’le yeniden yürürlüğe girer. 1921-1924 Teşkilat-ı Esasiye çağdaş anayasacılığın temelini oluşturur.
Anayasalar yapboz değildir. En eski anayasa olarak kabul edilen 1787 ABD Anayasası’nın hâlâ yürürlükte olduğu, Cumhuriyetçiler ya da Demokratlar tarafından canları istediği biçimde değiştirilmediği ortadadır. Toplumsal sözleşme olması nedeniyle salt meclis çoğunluğunca değil halk iradesiyle belirlenmesi gereken anayasalar, erk gücüyle ve erke hizmet edecek biçimde değiştirilemez. Referandum yoluyla da erke onay veren seçmen çoğunluğuyla da meşruiyet kazanmaz. Anayasa değişikliklerinin referanduma gitmeleri için mecliste nasıl beşte üç çoğunluk aranıyor, cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilmesi halinde üçte iki çoğunluk aranılıyorsa, referandumlarda da seçmen sayısının üçte iki çoğunluğunun onayı aranmalıdır.
This entry was posted in ANAYASA. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *