BUGÜN PAZAR * YÜREĞİMİZ DAĞLANIR ACIMIZ AZAR! * ULU ÇOBAN VE ŞEŞ TAAHHÜT KUMPANYASI * Ol gazabı, cehennem azabı

CUMHURİYET – Mine G. Kırıkkanat
25 Şubat 2023 Cumartesi

Ol gazabı, cehennem azabı


Mikronezya’da işler karışmıştı.

Beton siğiller kaplı adada, ihale bedeli üstünden yüzde otuz pay alacağı inşaat alanı bulmakta zorlanan Ulu Çoban, Şeş Taahhüt Kumpanyası yozdaşlarını besleyebilmek için hiç kullanılmamış yolları, köprüleri vb. yıktırıp yeniden yaptırmaya karar vermişti.
Ancak Şeş Taahhüt Kumpanyası’nın yozdaş yoldaşları önce yıkımı paylaşma aşamasında birbirlerine girmiş; ardından şahsına ödenecek sakal payını pazarlık etmeye kalkmış; Muktedir Makropiç, sonuçta Şeş Taahhüt Kumpanyası’nın iki müteahhidini boğdurmak zorunda kalmıştı.
Eks müteahhitler Moloz Severovski ve Parya Enkazov, imanı bütün Yolculardı. Kefenlerine sarınıp, güle oynaya Tanrı Ol’un karşısına dikildiler. Yaşça büyük Moloz ikisi adına konuştu:
“Ulu Tanrım! Ol dedin olduk, yol dedin yaptık, idam edilene kadar çoban oğlun, yeryüzündeki gözcün ve sözcün Muktedir Makropiç’in komisyonunu sektirmeden ödedik. Vicdanımız bakir, elimiz pak, cennetine girmek isteriz.”
Tanrı Ol, rahim ve pratik bir Tanrı’ydı.
Dudak büküp işaret ve baş parmağını birbirine sürttü: “Elleriniz temiz, ama boş!… Cehenneme gidecek-siniz. Korkmayın, öyle ateşti, işkenceydi falan yok, cezanız zaten çok hafif ve seçmeli. Geri kalan zamanda alkol, tütün, uyuşturucu, seks serbest, eğlenirsiniz.”
Moloz Severovski ve Parya Enkazov, biraz bozulmuştu. Ama Tanrı Ol’un çizdiği kadere razı olmaktan başka çareleri yoktu.
Celepten bozma eks müteahhit Moloz, keyifsiz bir sesle sordu: “Peki cezamız ne Tanrım?”
Tanrı Ol, muzip bir gülümsemeyle açıkladı: “Her gün saat 12’de ya bir kaşık Makronezya boku ya da bir kova Mikronezya boku yiyeceksiniz! Her ikisi de insan boku, elbette. Tabiyetini siz seçin.”
Eks müteahhitler sanki sözleşmiş gibi, bir ağızdan haykırdılar: “Mikron boku yeriz!”
Tanrı Ol, biraz şaşırmıştı. “Pekala” dedi. Ama sormadan edemedi: “Niçin ikiniz birden, üstelik tereddüt bile etmeden, bir kaşık yerine bir kova bok yemeyi tercih ettiniz?”
Eks müteahhitler birbirine baktı. Bu kez, kabzımallıktan müteahhitliğe yükselen daha genç olanı, Parya Enkazov konuştu:
“Yüce Ol’um o Makronezya var ya, Makronezya… Bahşettiğin her gün saat tam 12’de bize o bir kaşık Makron bokunu yedirir. Oysa Mikronezya’dakiler kova bulsa bok bulamaz, bok bulsa kova bulamaz, kovayı ve boku buluştursa, saat 12’ye yetiştiremezler!”

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-g-kirikkanat/ol-gazabi-cehennem-azabi-2055117
This entry was posted in MİNE KIRIKKANAT, PAZAR YAZILARI. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *