Togo ve Demir Kafes Affı mı? Konut edinememeye karşı imar affı mı?

Togo ve Demir Kafes Affı mı?
Konut edinememeye karşı imar affı mı?

Orhan Özkaya

    Her seçim döneminin altın vuruşu olarak gündeme sokulan “İmar Affı” ya da “barışı” halkın iyelik duygularını sonuna kadar istismar etme ve seçim yatırımı olarak bilinen uygulama olarak anılır. Önce toplum bir beklenti içine sokulur, iş geri dönülemez noktaya doğru taşınarak beklentiler doruğa tırmandırılır. Bugüne kadar yapılan girişimlerden beklentilerin üzerinde bir sonuç alındığı yadsınamaz bir gerçektir. Yasa, kural, yönetmelik, ruhsat, deprem, sel ve doğal yıkımlar hiç önemli olmamış, dere yatakları, orman alanları, kıyı kenar çizgileri, kat sınırlamaları, kaçak yapılar her zaman oy deposu kaynağı olarak görülmüş, muhteşem bir seçim yatırım olarak algılanmıştır.
Yıkımlar olduğunda yapılan açıklamalar “kader, fıtrat” değerlendirmeleriyle, “ buralara inşaat yapmayın!” tembihleriyle geçiştirilmiştir. İşte bu durum insan yaşamının hiçbir öneminin olmadığının, iktidar hırsının her değerin üstünde olduğunun ve çağdaşlıktan uzak bir toplum olarak kalmanın kanıtı sayılır. Bir yandan “kentsel dönüşüm” diye zorla insanların konutları başlarına yıkılırken, çatılara çıkıp yıkımları önlemeye çalışan çaresiz halkın görüntüleri belleklerden uzaklaştırılma çabaları ve diğer yandan oturma izni dahi olmayan, kaçak yapılara imar izni verilmesi, yeni cinayetlere kapı aralamak demek sayılmaz mı? Daha yeni Bartın katliamı tüm çıplaklığı ile ortadayken…  Meslek haline getirilmiş siyaset kurumu her türlü yozlaşmaya, fırsatçılığa açık hale sürüklenmiş durumda. Derhal fırsatı değerlendiren bir parti başkanı, bu durumdan yararlanmak için harekete geçmiş bulunuyor.
        Ankara’nın gökdelen çıbanbaşları
    “Yüzbinlerce vatandaşımız ve binlerce aile iptal edilen yapı kayıt belgeleri neticesinde; idari para cezaları, yıkım kararları ve haklarında açılan ceza davaları sebebiyle telafisi güç mağduriyetler yaşamaktadır. Barınma ihtiyacını karşılamak üzerine yapılmış ve yapı kayıt belgesi almış, bir kısım yapı kayıt belgesi iptal olmuş ve iptal olma aşamasında olan yapılar; kamu zararı, iskân ve imar yönünden incelenmek suretiyle yapı sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmaktadır” diyerek sunuluyor.  
Önerge 30 Temmuz öncesi kaçak, ruhsatsız yapıları kapsıyor. 9. İmar affı yasası şeklinde sunulan bu teklif, halkın konut çıkmazını çözmeyi değil, mahkemelerce defalarca verilmiş yıkım kararlarının önüne geçmeyi mi, hükümsüz kılmayı mı amaçlamakta diye düşünmeden edemiyor insan? Tam da bu mahkeme kararları son noktayı koymuşken… Belediye yıkım için kararlı duruşa hazır durumdayken…  Yine “Demir kafes” in YDA Center yapılmasına ilişkin Belediye tarafından 2020 yılında yapılan plan değişikliği, Ankara 4. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı davada 8. plan değişikliğinin de iptal edilmesine karar verilmişti. Daha önce 7 plan değişikliğini de açtığı davalar sonucu iptal ettiren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yaptığı açıklamada, “Yargı, Ankara’da Gökçek döneminin kentsel kamburlarına her dönemde izin verilemeyeceğinin altını 8.kez çizmiştir. Ankara 4. İdare Mahkemesi, kamu yararına gözeterek, ranta geçit vermemiştir” demişti. Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Özel imar hakkı tanıyan plan değişikliğinin, kamu yararına, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğunu açık…”
        Orman dışındaki 2B arazileri de af kapsamında
    “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne YDA Center’ın kısmen verilen iskânların ve işyeri açma izinlerinin iptal edilmesi, YDA Center’ın ivedi mühürlenmesi gerekir. Büyükşehir Belediyesi, yargı kararlarını uygulamalı ve kent suçu olduğu tescillenen Demir Kafes alanında 9. plan değişikliği yapmaya son vermelidir. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, kamu yararına aykırı ve rantı gözeten plan değişikliklerini yargıya taşımaya devam edeceğiz” demek suretiyle şehircilik biliminin ilkelerini bütün kararlılığıyla savunuyordu. Yine Ankara Mimarlar Odası, Togo Kuleleri diye bilinen yapıyla ilgili açtığı davalara karşı son noktaya ulaşmış ve kesinleşmiş mahkeme kararlarını infaz aşamasına gelmiş durumdayken, belediye yıkım için ihaleye doğru yönelmiş durumdayken böyle bir affın gündeme gelmesi, esas amacın bu kuleler mi olduğu izlenimini düşündürüyor?
Bütün bu mücadeleler kapsamında bilim dışı, siyasi getiriler gözetilerek, yoksul halkın üç kuruş arttırarak yaptığı sağlıksız yapılara ruhsat vermek, “imar barışı” adı takarak yaklaşım sergilemek, ileride yaşanacak yıkımları göz ardı etmek ve siyasi çıkar adına insan yaşamını ihmal etmek demek sayılmaz mı? Bu af kapsamına orman alanlarındaki 2B arazileri de kapsam içinde sayılacak, zaten çok yakın bir zamanda yeni bir yapılaşma izni verilmişti. Böyle çıkar amaçlı döşenmek istenen seçim “mayınlarına” karşı muhalefetin halka bilimsel verilerle yaklaşması, bu tür popülist yaklaşımların, fırsatçı tutumların oy devşirmekten başka bir anlam taşımadığını sürekli yinelemesi, yıkımları anımsatması kaçınılmaz bir gerekliliktir.
This entry was posted in Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *