19 MAYIS 1919 * O’na ÇANAKKALE’DE RASTLAMIŞTIK, SAVAŞÇI BİR PRENSİN TÜM NİTELİKLERİNE SAHİPTİR…

KURTULUŞA GİDEN YOL

Naci Kaptan – 19 Mayıs 2022

Mustafa Kemal, Kaderin Adamı, ona Çanakkale’de Nisan-Ağustos 1915’te rastlamıştık- bundan sonra, İstanbul’daki Türk hükümetine isyan etmiş bir asidir- savaşçı bir prensin tüm niteliklerine sahip olduğu gibi, artık iktidara da sahiptir…”  Churchill

Mustafa Kemal, 1927 yılında kaleme aldığı Nutuk’a şu sözlerle başlar:
“1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım. Genel vaziyet ve manzara:
Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup (İttifak Devletleri), Harbi Umumi’de (Birinci Dünya Savaşı) mağlup olmuş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir mütarekename (ateşkes antlaşması) imzalanmış, Büyük Harbin uzun seneleri zarfında, millet yorgun ve fakir bir halde. Millet ve memleketi Harbi Umumi’ye sevk edenler, kendi hayatları endişesine düşerek, memleketten firar etmişler. Saltanat ve hilafet mevkiini işgal eden Vahdettin, soysuzlaşmış, şahsını ve yalnız tahtını temin edebileceğini tahayyül ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın riyasetindeki kabine; aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız Padişah’ın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını koruyabilecek herhangi bir vaziyete razı.
Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta…
İtilaf devletleri, mütareke hükümlerine riayete lüzum görmüyorlar. Birer vesile ile, İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana vilayeti, Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Antep), İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya’da İtalyan askeri kıtaları; Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurları ve özel adamları faaliyette. Nihayet, söze başlangıç kabul ettiğimiz tarihten dört gün evvel, 15 Mayıs 1919’da İtilaf devletlerinin rızasıyla Yunan ordusu İzmir’e çıkarılıyor. Bundan başka memleketin her tarafında, Hırıstiyan unsurlar gizli, açık, özel emel ve maksatlarının elde edilmesinin teminine, devletin bir an evvel çökmesine mesai sarf ediyorlar.”
Cumhuriyetin siyasal kurgusu, 19 Mayıs 1919’da Atatürk ve arkadaşlarının Anadolu toprağına ayak basmaları ile yapılanmaya başlamıştır.Bu olgunun 103. Yılını kutluyoruz. Yüz üç yıllık süreç; son Türk Devleti’nin kalıcı, barışçı, milli değerlere dayalı demokratik, saygın bir Devlet olduğunu ortaya koyuyor.
19 Mayıs 1919, yeni bir Türk Devleti’nin doğmakta olduğunun simgesidir. 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları üzerinde yeni bir Türk Devleti’ni kurma amacıyla Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmış ve geri dönüşü olmayan bir süreci başlatmıştır.
Ulusal Kurtuluş Savaşımız, 19 Mayıs 1919’da başlatılmış; Atatürkümüzün liderliği altında yürütülen bu mucizevi savaşı, yine mucizevi nitelikteki devrimler izlemiştir. Atatürk’ün amacı, yalnızca bir savaşı kazanmak değildi; bu büyük insanın asıl savaşı, çağdaş, uygar nitelikteki devrimlerle yepyeni bir Türkiye yaratmak yolunda olmuştu.
Türk düşmanı İngiltere Başbakanı David Lloyd George 29 Ekim 1919 tarihinde Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Dünyanın en zengin topraklarından biri olan geniş bir ülkeyi Türk’ün mahvedici nüfuzundan azad eyledik. Medeniyet yüzlerce yıl bu yolda başarısızlığa uğradıktan sonra İngiltere bunu gerçekleştirdi.” (Taha Akyol, Bilinmeyen Lozan, İstanbul, 2014, s. 23).
Mahatma Gandi (Mohandas Karamçand Gandi) Sevr Anlaşması’nı adaletsizlik anıtı olarak adlandırmıştır: “Türkiye’ye barış diye imzalatılan bu anlaşma uzun süre yürürlükte kalırsa onur kırıcılığın ve insan yapısı adaletsizliğin bir anıtı olacaktır. Savaşta talihi yaver gitmedi diye kahraman ve cesur bir ırkın yok edilmeye çalışılması insanlığın bir zaferi olmayacak, fakat insanlık dışı davranışın bir örneği olarak tarihe geçecektir.” (Ravindra Kishore Sinha, Kurtuluş Savaşı, Devrimler, Mustafa Kemal ve Mahatma Gandi, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1972, s.102-181)
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. Türk Milleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal ortaya çıkmış ve Samsun’a ayak basarak “kurtuluş” yolunu açmıştır.
Atatürk, 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra Bandırma vapuruyla Galata rıhtımından ayrılmış, 18 Mayıs 1919 Pazartesi günü Kalyon Burnu’ndan sandallarla Merkez iskelesine çıkmıştır. Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu. Ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket ederek Kurtuluş Savaşını kazanacak ve 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyetini ilan edecekti.
Bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası olmuştur. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etmiştir. Atatürk’e göre gençlik kavramı fikirlerdeki yeniliği açıklamaktadır: “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken, Türk gençliğine olan güvenini ortaya koymuştur. Atatürk, “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir” demiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1881 yılında dünyaya
geldiğini tarih yazıyor fakat Ay ve Gün bilinmiyor.
İngiliz Kralı İngiltere Kralı Sekizinci Edward büyük saygı duyduğu Atatürk’ün doğum gününü kutlamayı düşünür fakat saray çalışanları aramalarına rağmen bu bilgiye erişemez. Şu yüceliğe bakınız ki hem cephede hem de masada Lozan antlaşması ile İngiltere’yi de mağlup etmiş olan Atatürk’e karşı tüm Dünyada olduğu gibi İngilizler de büyük saygı ve hayranlık duyuyordu.
İngiltere hariciye vekâleti tarafından Büyükelçiliğimize 10.XI.1936 tarihinde başvurularak Atatürk’ün doğum günü sorulur. Bu bilgi hariciye vekaletine ve Atatürk’ün Umumi Kâtibi Hasan Rıza Soyak’a iletilir. Soyak bu evrakı Gazi Paşa’ya sunar ve İngiltere Kralı Sekizinci Edward’ın, Atatürk’ün doğum gününü merak ettiğini ve bu nedenle bir mektup gönderildiğini söyler.
Gazi Paşa doğum gününü kendisinin de tam olarak bilmediğini belirterek, annesinden işittiğine göre, bir bahar mevsiminde doğmuş olduğunu söyler ve “Çocuk, benim doğum günüm 19 Mayıs’tır” Krala böyle yazalım. Bu görüşme üzerine belirlenen doğum tarihi İngiliz Kralı Sekizinci Edward’a 12.XI.1936 tarihinde gönderilen mektup ile Atatürk’ün doğum tarihinin 19 Mayıs 1881 olduğu makamına resmi yazıyla bildirildi.
Aslında 19 Mayıs sadece Gazi Paşa Atatürk’ün doğum günü değildir. 19 Mayıs 1919 Türk Milletinin, Türk Devletinin yeniden doğuş tarihidir. Osmanlı’nın yıktığı, işgal ordularına teslim ettiği koca imparatorluğun yok olan küllerinden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından yeni bir TÜRK DEVLETİNİN yaratılmasına giden yolun başlangıcıdır.
Yüce Atatürk ve silah arkadaşlarını sadece Ulusal Bayramlarda değil, her gün, saygı ve şükranla anmak gereklidir. Bunun yolu da göstermiş olduğu AKIL, BİLİM ve ÇAĞDAŞLIK yolunda, Aydınlanma devrimlerinin ışığında sapmadan yürüyerek olacaktır.
Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kurmasaydı, Türk Bayrağı yerine başka bir bayrak olacaktı, günde beş kez okunan ve ibadete çağıran ezan sesi yerine kiliselerin çan sesi olacaktı. Günümüzda Atatürk’e ihanet halinde olan siyasal islamcılar ve yobazlar ibadet özgürlüklerini ve ezan seslerini 10 Kasım’larda saat 9’u beş geçe çalan siren seslerine borçludurlar. Bunun farkında olmayanlar da bu toplumda Cumhuriyetin verdiği özgürlükler altında yaşamaktadır.
https://nacikaptan.com/?p=78767 * Doç.Dr.Hüner TUNCER / 19 Mayıs 2020 Salı
https://nacikaptan.com/?p=69265 * Prof.Dr. Sadık Rıdvan Karluk / 19.05.2019
https://nacikaptan.com/?p=69259
This entry was posted in ATATURK, CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *